Aziz Kedi

Aziz Kedi

azizkedi@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ÇOK YILDIZLI BiR OTELDE HAYATTA KALMAK



Üç gündür ‘I. İsmail Cem Televizyon Ödülleri’ münasebetiyle Antalya Mardan Palace’dayım. Bir gün yolunuz düştüğünde, bu kadar çok yıldızlı yerlerde karşılaşabileceğiniz şeylerden bahsetmek istedim

Tatlı günler. Bu yazıyı sizlere dünyanın en süper yerinden yazıyor olabilirim. Antalya Mardan Palace’dayım. Aslında biraz da Topkapı Palace’tayım. Dipteyim, sondayım, ‘all inclusive’deyim. Yanda da Kremlin Palace var. Anladım ki Antalya’nın Kundu beldesinde mekan açmanın raconu bu olmuş. Çakırlar Palace Gıda Bazarı, Hayri Usta Palace Kebap Dünyası vs... ‘Palace pandıras’ bir dünyadayım. Bu münasebetle, bir gün yolunuz düştüğünde, bu kadar çok yıldızlı yerlerde karşılaşabileceğiniz şeylerden bahsetmek istedim. Ne de olsa benim okurum zengindir, deveyi hamuduyla götürür.
- Orası gerçekten de tuvalet. Çini kakmalı, ahşap oymalı, altın varaklı o şeyler de klozet. Gönül rahatlığıyla çiş yapabiliyorsunuz. Hassas sensörler, işinizin bittiğini algılıyor ve donunuzu toparlarken sıkılmayın diye Beethoven çalıyor .
- Lobiye girdiğiniz anda şaşaadan tansiyonunuz düşerse endişelenmeyin. Otel sizin için dört tane tansiyon görevlisi bekletiyor. Düşen tansiyonunuz için ağzınıza tuzlu ayran püskürten ekipmanları var. Yeterince zenginseniz eski tansiyonunuzu otelde bırakıp yerine yenisini alabiliyorsunuz.
- Pasifik akvaryum manzaralı okyanus restoranında yiyeceğiniz tüm balıklar, özel olarak seçiliyor. Bazı çupra ve levrek türleri arasında dört dil bilenler var. Bazılarının karnından ise sürpriz olarak altın külçesi çıkabiliyor.
-Diyelim ki bir tane Türk kahvesi içmek istediniz. Masanıza dokuz çeşit kuru yemiş, türlü cipsler, lokumlar, kristal takımlar, ıslak havlular ve tütsüler gelince korkmayın. Ancak seyahatiniz Antalya Belediyesi’nin sponsorluğu altında değilse biraz problem olabilir. Çünkü şu saydığım çilingir sofrasının bedeli biraz şey.
- Otel çalışanlarının tümü, kadınıyla erkeğiyle müthiş güzel olduğu için kendinizi babun gibi hissetmeniz çok olası. ‘Çek-in’ yaptırmadan önce buna hazırlıklı olursanız her şey çok daha kolay olacaktır.
- Her türlü mahlukatın dahil olduğu bir aktivite düşünülmüş. Devekuşlarıyla saklambaç oynayabileceğiniz kum pistler, kartal saldırısına uğrarken çok eğlenece- ğiniz yapay dağlar mevcut. Piranha havuzumuzu denediniz mi? Dört hafta aç bırakılmış tropik canavarlarla süper bir adrenalin şöleni, siz zengin müşterilerimiz için.
- Otelin içinde her yere ‘buggy’ adı verilen akülü araçlarlarla seyahat edebiliyorsunuz. Bu araçlar tek kullanımlık olduğu için istediğiniz yere varınca buruşturup atıyorsunuz. Tüm kral dairelerinin içinde ise 1/2 oranında küçültülmüş birer F1 pisti bulunuyor. Odanın içinde bir yerden bir yere varınca şerefinize şampanya patlatan bir görevli istihdam edilmiş.
- Plajlarda kum yok. Onun yerine Bolu Mengen’den özel olarak getirilen yaklaşık 2 bin ton irmik helvası kullanılmış.
- Genel mimaride Osmanlı üslubu kullanılmış. İstanbul’daki Kız Kulesi’nin birebir benzeri inşa edilmiş. Fakat otel sahibi “İstanbul’daki yine de daha güzel ya” deyince, orijinal Kız Kulesi buraya taşınmış.
- Su, internet, oksijen ve yürümek ücretsiz. Oda fiyatları da 350 Euro’dan başlıyor. Gördüğünüz gibi fiyatlar oldukça makul. Bir hamburgerin iki bin TL olması ise şaşırtıcı değil. Köftede kullanılan dana eti Fransa’dan getiriliyor. Sonra Hollanda’ya gönderiliyor. Oradan Japonya’ya yollanan etler, iki ay bekletildikten sonra buraya getiriliyor. Hepsi zenginler için.
Düşünün ki ben buradayken Dubai Kralı geldi. Kapıda karşılaştığımız zaman da bana dokuz bin Dolar bahşiş verdi. Yani biraz gözü açık olursanız, maliyetleri düşürmek gayet mümkün. Nefis bir tatil dilerim...

HANDE YENER FEAT WILL.I.AM
ÇOK YILDIZLI BiR OTELDE HAYATTA KALMAK

Cheryl Cole’ün (Feat - Will.i.am) ‘3 Words’ şarkısının videosunun hemen ardından Hande Yener’in ‘Sopa’sını izleyince aklıma çok parlak bir fikir geldi. Hande Yener, bir sonraki şarkısında bu fikri kullanırsa acayip mutlu olurum:
Yener, sevgilisiyle bir sinemada korku filmi izliyor. Sonra çıkıp gece vakti yürümeye başlıyorlar. Adam hafif tırsıyor. Yener ise “Korkma ya, ne olacak, zombiler mi çıkacak ehehe” der gibi tavırlar içinde. Yolda şarkı başlıyor. Mezarlıkların önünden filan geçiyorlar. Hande, ortadan kayboluyor. Adam bir de ne görsün, seninki bir alay zombinin önünde dansa kalkmış. Sonra adam bir bakıyor meğer hepsi rüyaymış. Ya şimdi anlatınca çok iyi olmadı gibi ama...

AH ENGiN AĞABEY
Engin Yörükoğlu’nu çok severdim. Yanılmıyorsam son yazılı röportajını da bana vermişti. Bir yerlerde ben “Abi inşallah önümüzdeki on yılda...” filan deyince öyle tatlı bir kahkaha atmıştı ki... İki gündür hem içim sızlıyor hem de mutlu oluyorum. Hayatı ve ölümü bu kadar ustalıkla kavramış, yaşamış ve göç etmiş birini tanıdığım için... Güle güle Engin ağabey, görece kısa zaman sonra beraberiz.