Türkiye’nin en büyük sorunu öyle ya da böyle, bugün çözülüyor. Bence hepimiz rahatlamalıyız. Çünkü çok şükür başka hiçbir problemimiz kalmadı. Ha bir tane kaldı, onu da ben aşağıda hallediyorum zaten, herkes sakin olsun
İrlandalı bir arkadaşım, yıllar önce misafir olduğu başka bir Türk evinde, bütün ailenin huşu içinde televizyona baktığını görünce merakla ne izlendiğini sormuş. Arkadaşı da ağzını hafifçe büzerek ‘dizzy’ demiş. Ahaha buradaki alegorik mesajı başlığıma taşımasam ölürdüm (Lütfen siz de sözlüğe bakınız)! Bugün referandumu çözüyoruz; şimdi sırada ülkenin ikinci en büyük sorunu var. Behlül Ezel’e transfer oldu mu, Küçük Sırlar’daki etek boyu ne olacak? Daha da önemlisi bu sezon hangi diziye yapışacaksınız? Yapımcılarımız için Türk ve dünya edebiyatından “Beni dizi yap” diye yalvaran bazı eserler seçtim. Sinopsisleriyle birlikte sunuyorum. Trilyoner olmaya hiç bu kadar yaklaşmamıştınız sevgili küçük ve orta ölçekli yapımcılar...
Tutunamayanlar (Oğuz Atay)
Turgut Özben, Selim Işık ve Olric Gündoğan çok yakın üç arkadaştır. Dizi; Selim’in ekonomik sıkıntılar ve bir kız meselesinden ötürü çok bunalıp intihar etmeye yeltenmesi ve Turgut’un son anda onu kurtarmasıyla başlar. Bir kuaför salonu (Ol-Se-Tur Saç Dizayn Sarayı) açan bu üç arkadaşın başında birbirinden komik olaylar geçer. Didaktik olduğu kadar Türk orta sınıfına da dokundurmalarda bulunan her izleyici kendisini sorgulamasa da börek yapmak bile kişinin en derinlerinde bir yerde Afrika’ya hiç gitmemişti ve iyi orta gol getirecekti sevgili Günseli.
Kum ve Köpük ve Avare (Halil Cibran)
Halil, Arap asıllı bir toprak ağasıdır. Amerika’da eğitim gördükten sonra yurda dönmüş, İç Anadolu’da eski bir taş eve taşınmış ve ne idüğü belirsiz bir yaşam sürmeye başlamıştır. Elbet bir gün bir aksiyon olur diye sürekli siyah takım elbiseyle gezen kirli sakallı akrabaları ve yöresel kıyafetleriyle mutfakta dedikodu yapan hizmetlileri ile yuvarlanıp gitmektedir. Bir gün komşu ilçenin ağasının kızıyla karşılaşır ve ona “Bir kadının yüzüne baktım: Henüz doğmamış çocuklarımı gördüm / Bir kadın yüzüme baktı: O doğmazdan önce ölen atalarımı tanıdı” deyiverir. Cibran ve ağa kızının ‘Ercüment, Şeyma, Lukas ve Ioannes’ isimli dört çocukları olur...
Kaymak Tabağı
Yazarı tartışmalı olan bu eser Türkiye sınırları içinde yayımlanmış ilk erotik eserlerden biridir. Mehmet Rauf ya da İranlı Süleyman’a atfedilir. Her neyse, neticede bu bir dönem dizisi, o kesin. İkinci Meşrutiyet’in getirdiği özgürlük ortamında geçen hikayede eee... Herkes... Böyle çok acayip bir... O hoo... Burada da yine matmazel var, amcasının eşiyle şey olunca... Sen kitabına uydur çek, herkesin aklı gitmezse ben de bir şey bilmiyorum!
Güç İstenci (Friedrich Nietzsche)
Friedrich İsviçre’den Türkiye’ye gelmiş bir exchange student’tir. Nihilist, Budist, sert ve huysuz bir çocuk olan kahramanımız İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne kaydolur. Merhamet duygusundan nefret eden Friedrich, bir gün bir işkembecide kelle yerken gördüğü Nil’e hayran ve aşık oluverir. Nil; albino, renk körü, şizofren ve dahi bir fahişedir. Yani Türk kadın dizi oyuncularının “Mutlaka sıra dışı bir karakter canlandırmak isterim”indeki tipin ta kendisi! Çıkan bir yangında Friedrich’in bıyıkları yanınca, dizinin geri kalanı bir hastane odasında devam eder. Nil ve genç sevgilisi mutlu olabilecek midir? (Sezon finalinde Friedrich, mutlaka bir Dodge kamyona sarılıp ağlarken gösterilmelidir)
Fareler ve İnsanlar (John Steinbeck)
George ve Lenny iki mevsimlik işçidir. Tabii sen onlara Cafer ve Lemi filan dersin. Çukurova’ya pamuk toplamak için gelen bu iki arkadaştan Lemi olanı çok iri yarı fakat durgun zekalı iken, Cafer olanı zeki ve fırlama biridir. Lemi yumuşak şeyleri sıkıp okşamak yönünden ‘Bizimkiler’deki Dumkof’la paralellik gösterir. Cafer biraz para biriktirip ufak bir toprak satın alma hayalleri kurarken, Lemi bir gün Ağa’nın kızını sıkarak öldürür ve başlarına büyük bela alırlar. Dizinin bundan sonrası tam bir helecan fırtınası. Ama orijinal finale sadık kalmak da reyting şelalesi demek olabilir. Karar sizin.
Genç Werther’in Acıları (J. W. Goethe)
Manitasına artistlik yapma gayesiyle koca üçlü kanepeyi sırtlayan Werther’e disk kayması teşhisi konur. Bir türlü iyileşemeyen Werther bir gece rüyasında “Bel Fıtığı 053526916288” yazan bir tabela görür. Ölümcül kovalamaca başlamıştır bile....
İlahi Komedya (Dante Alighieri)
İnanılmaz bir sit-komedya. Kitabın kahramanı, önce Virgilius ve sonra da Beatrice’in rehberliğinde, sırasıyla Cehennem, Araf ve Cennet’i gezer. Ama biz bu sembolizmi tabii ki iş hayatına adapte edeceğiz. Adamımız önce stajyer olarak işe başlar, ardından eline az güç alınca sapıtma emareleri gösterir ve genel müdür olunca da kafayı tamamen yiyip terör estirir. Bu onun cenneti, altındakilerin cehennemidir. Yol boyunca sayısız tanıdık sima görür: Kadim dostları, rakipleri, eski sevgilileri vs. Başrol önerim Peker Açıkalın.