Aziz Kedi

Aziz Kedi

azizkedi@gmail.com

Tüm Yazıları

iŞ HAYATINDA ŞAMPiYON OLMANIN YOLLARI


İş hayatındaki ilk yıllarım. Enerjik, kaypak ve seksiyim...


İş hayatı... Hayatımızdaki hayatların belki de en çetini. Peki ya siz mesleğinizde bir numara olmak, yolunuza çıkan herkesi ezip geçmek istemez misiniz? Tabii ki istersiniz. Yapmanız gereken tek şey belli yöntemleri, belli bir istikrarla uygulamak



Tünaydın. Aldığım mesaj ve mektupların yüzde 60’ı iş yaşamımla ilgili sorulardan oluşuyor. Geri kalan yüzde 40 ise sizi hiç ilgilendirmez. Kremalı mremalı iğrenç şeyler. Hemen belirteyim ki plaza tipi işlerden anlamam. Fakat kendi kulvarımın tartışmasız lideri olduğum için; ilgilenen herkese televizyon, basın ve reklam gibi iş kollarına ait temel gerçekleri anlatmak benim vazifemdir. Bunları ne kadar iyi öğrenirseniz, benim gibi mükemmel bir insan olma şansınız da o kadar artacaktır.

Haberin Devamı

İş hayatında başarının formülü şöyle: [ 3x + x64y + 17n ] Bu denklemin adı ‘işler güçler çarpımı’dır. Ama şimdi böyle karışık şeylerden bahsetmeyelim.
Dürüst, fedakar, inançlı, neşeli, hızlı, becerikli, içten, alçakgönüllü, proaktif, sevecen, anlayışlı, güvenilir ve pozitif olmayın. Gerekli durumlarda öyleymişsiniz gibi yapma becerisi geliştirin yeter. Çünkü yukarıdaki hasletleri barındıracak kadar sıkıcı bir insanın hiçbir işte başarılı olmasına imkan yoktur.
Bazı kulaklıklar dinlediğiniz müziği dış dünyaya ‘çükküsüçükküsüÇAHHASAçükküsü’ gibi iğrenç, tiz bir sesle aksettirir. İş yerinde böyle kulaklık kullanmayın.
Herkesin arkasından konuşun. Direkt arkasına geçip öyle konuşun yani. “Selma hanım bugün yine çok güzelsinizh hhn hhnss” gibi şeyler fısıldayın enseye doğru. Herkesi çekiştirin. En sonunda kendi dedikodunuzu yapmaya başlayın. Deli olduğunuz anlaşılınca iş yükünüz çok hafifleyecektir.
Sindirim sisteminizi iş saatleri haricinde aktif olacak şekilde terbiye edin. Bir Amerikan atasözü der ki: “Bazen ofiste kaka yapmak, tabutta çaça yapmaktan daha zordur”
Takım çalışması diye bir şey yoktur.
Kreatif işlerde fikir bulmak kadar, bu fikri doğru anda dile getirmek de çok önemlidir. Toplantı masasında kaos devam ederken konuşmayın. Sihirli sessizlik saniyesini bekleyin. İşte tam o anda “Ya aslında görselleri yeşil mi yapsak?” diye konuya girin. Doğru zamanlama olmazsa, siz tam “Ya aslında görs...” derken biri “PİDE yiyelim mi yemeksepetikomdan??!” diye haykırarak güzel fikrinizi limboya gönderir.
Birinin yalan söylediğinizi düşündüğünü hissederek doğruyu söylüyor olmak, sahiden yalan söylüyor olmaktan çok daha çirkin bir duygudur. Bu yüzden sürekli yalan söylemelisiniz. Patron “Dış çekimleri bitirdik mi?” diye sorunca, “Ramak kaldı” deyin. Ramak, bitirmenin yarısıdır.
İnsan elbette başarısızlıklarıyla değil, başarılarıyla sınanır . Kazandığınız her başarıdan sonra kendinizi birkaç günlük bir depresyona girmek suretiyle şımartın. Yaşamın küçük lezzetlerini fark edin. Zira başarınız nasılsa ya azımsanacak ya da başkaları tarafından paylaşılacaktır.
İş arkadaşlarınıza ya da patronunuza rest çekmeyi alışkanlık haline getirmeyin. Uslu bir kapitalist her zaman cebinde taşıdığı son kozundan cesaret almalıdır. Ve unutmayın ki cesaret bir köşeye gizlenmiş para gibidir. Kullanana dek ondan güç alırsın, ama bir kez harcamaya başladın mı artık çarçur olması ve tükenmesi kaçınılmazdır.
Dünyanın en şakaya gelmez yaratıkları; zehirli deniz anaları (Carybdea Alata), Taipan yılanları ve hırslı iş arkadaşlarıdır. Onları tahrik etmeyin, kızdırmayın. Hep alttan alın. Altan Erkekli ses tonuyla konuşun. Bıyıklı mısınız? Harika.
Eğer çok iyi yaptığınız bir şeyi başka birine nasıl öğreteceğinizi bir türlü kestiremiyorsanız, yaptığınız şey çok kıymetli olabilir. Teknik bilgi ya da deneyimden değil, içsel bir yetenekten beslenen hemen herkes tehlikeli derecede başarılıdır.
Çocuksu, hayalci ve yalancı olmanın ne kadar önemli olduğunu söylemiş miydim?
‘En iyi’ değilsiniz ve hiç olamayacaksınız da. Size bahşedilmiş bu büyük şansı iyi kullanın.