Cadde'nin Patisi

Cadde'nin Patisi

itir.ilgaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu hafta ailemizin en yaşlı üyesi Biber’in hikayesini anlatacağım. Daha doğrusu anneme anlattıracağım. Çünkü onun kedisi, hatta en kıymetlisi...

DİREN BİBER

“1995 yılının Nisan ayında evde tek kedi vardı, Esmer. Üst kat komşumuza her akşam küçük bir kedi gelirdi aynı saatte. Sekizinci kata çıkar, yemeğini yer, sokağa dönerdi. Bir akşam apartmanın altındaki markette, ikinci katta oturan cadıya rastladım. Paspasına tuvaletini yaptığı için kediyi zehirleyeceğini söyledi. Ben “Yazıktır, yapılır mı? Dışarı çıkamamıştır” diye kediyi savunmaya çalıştım ama cadı kararlı görünüyordu.
Aklım kedide kaldı. O gece, gazete parası bırakmak üzere sokak kapısını açmadan önce kendi kendime “Eğer o kedi bu kapıdan girerse onu alırım” dedim ve evet: Merdivenlerden koşarak indi, içeri girdi. Hayretler içindeydim. Beni mi duymuştu?
Biber’in gelişi böyle oldu. Kapıdan girdiği andan itibaren de sanki hep burada yaşamış gibi evi sahiplendi. Bir süre sonra şişmanladı. Ben kilo aldı diye sevindim. Meğer gebeymiş. Veteriner, “Çok küçük olduğu için doğurması tehlikeli” dedi. Kısırlaştırdık
Hep kaprisli, istediğini yaptıran, çok akıllı bir kediydi. Dolaplara tırmanır, kapakları açar, o yetmezmiş gibi içindeki fermuarlı valizleri açıp kendine yer yapar. Kalorifer üzerindeki örtüsü düşünce bağırıp çağırır, tekrar yaydırır. Yatakta, koltukta hep aynı yere yatar. Başkası varsa söylenir, kaldırmamı ister. Susayınca banyodaki musluğun açılmasını ister. Televizyonda hayvan varsa ekrana bakar, reklam başlayınca kafasını çevirir. Hatta ilk hastalandığında gözümü önünde yere çişini yapmıştı. Tam kızacakken bir baktım her yer kan.
Belki Biber benim eve aldığım ik kedi olduğu için, onu hep ayrı tuttum. Bunca yıldır aramızda bir dil oluştu, sesiyle bakışıyla, hareketiyle. Bana her istediğini yaptırdı. Ama diğer kedilerle anlaşamadı, çok dayak yedi. Hep bana sığındı çocuk gibi.
Tabii artık eski Biber değil. Yakında 20 yaşına girecek. Böbrek hastası. İhtiyarlıktan kaynaklanan böbrek yetmezliği var. Zayıfladı. Bir deri bir kemik. Ama hayata oyle bağlı ki. Yaşamak istiyor belli. Aynı şekilde hastalanan başka kedilerimiz de oldu ama Biber direniyor. Biz de öyle diyoruz “Diren Biber!”
Kötüleşince Pıtış’a (Veteriner kliniği) gidiyor. Orasını hayli benimsemiş durumda. Hatta seviyor. Biz ölüyor zannediyoruz, Pıtış’ta kendine geliyor. Doktoruna güvenen hastalar gibi.
Maması özel. Taneli yiyemediği için blenderdan geçirip sulandırıyorum. Son aylarda çok ağrısı oluyor, avaz avaz bağırıyor. Kucağıma alınca susuyor. Zaten bir süresir kucak kucağa yaşıyoruz. Suyunu kucağımda içiyor, yemeğini kucağımda yiyor. Çoğu zaman altını bağlıyorum. Çünkü tutamıyor bazen.
Zor gelmiyor mu? Hayır. Hastalanan başka kedilerim de oldu. Onlara da baktım. Ama dediğim gibi, Biber’in yeri başka. O direndikçe yanında olacağım.

Haberin Devamı

DİREN BİBER

Haberin Devamı

RESSAM KÖPEK ARBOR

Amerikalı Henderson çifti, iki yıl önce barınaktan bir köpek sahiplenir. Bir süre sonra köpeğin çok zeki ve yetenekli olduğunu keşfederler. Arbor, yeni numaralar öğrenmeye çok heveslidir. Bayan Henderson onu ağzıyla fırça tutma ve fırçayı kanvasa sürme konusunda eğitir. Bir süre sonra Arbor tual üzerinde harikalar yaratmaya başlar. Televizyona çıkar. Hatta Las Vegas’taki bir otelde gösteri yapar. Sanat eleştirmenleri tarafından da kabul görünce resimleri 400-500 dolar arasında alıcı bulur.
Arbor’ın son resmi geçen haftalarda, Oklahoma’da 20 Mayıs’ta meydana gelen kasırgada zarar gören hayvanlara yardım amaçlı bir açık artırmada tam 1000 dolara satıldı.
Resimlerin satışından gelen parayı şehirlerindeki hayvan koruma derneğine bağışlayan çift, Arbor’ı evlat edindiklerinde hayatlarını bu denli değiştireceğini tahmin etmediklerini söylüyor. Bay Henderson “Arbor, barınaklarda muhteşem köpeklerle tanışabileceğinizin en güzel kanıtı. Umarım sahiplenme konusunda herkese cesaret verir” diyor.