12-17 Ocak’ta Zorlu Center’da gerçekleşmesi planlanıyordu, ertelendi.
Şimdi 20-24 Mart’ta İstiklal Caddesi’ndeki Grand Pera’da gerçekleşmesi bekleniyor.
Hâlâ gerçekleşecek diyemiyoruz, gözümüzle görmeden emin olamıyoruz çünkü.
Nedeni basit, İstanbul Moda Haftası resmi adıyla Mercedes Benz Fashion Week Istanbul defalarca ertelendi, bazı defileler tamamen iptal edilmek zorunda kalındı.
Aslında sektörün hatası değildi bu, gündem nedeniyle alındı bu kararlar.
Oysa moda haftası dünyanın hiçbir yerinde bir eğlence olarak görülmüyor.
Büyük bir sektör organizasyonu olarak görülüyor, işte o yüzden moda basını, blogger’ları ve satın almacılara yönelik yapılıyor.
Ön sırada ünlü davetliler de oluyor, daha fazla dikkat çekebilmek, daha fazla haber değeri sağlamak için.
Ama onun dışında sektörle ilgisiz kimse süslenip püslenip boy göstermeye gelmiyor.
İşte biraz da bu yüzden New York, Londra, Milano, Paris moda haftaları ne olursa olsun ertelenmiyor, iptal edilmiyor.
Çünkü herkes sektörün eğlenceden çok daha öte olduğunu kabul etmiş durumda.
Umalım, bizde de öyle olsun, İstanbul Moda Haftası da sektörle gerçekten ilgili kişileri bir araya getirebilsin, moda yazarları, editörleri üşenmesin, bizim diye küçümsemesin ve defileleri takip etsin.
Biz ne kadar sahiplenirsek, başkaları da o kadar saygı duyacak İstanbul Moda Haftası’na.
İstiklal Caddesi’ni canlandırır mı?
İstiklal Caddesi uzun zamandır zor günler geçiriyor.
Kapanan dükkânlar, kafeler, restoranların sayısı giderek artıyor.
Hatta bir ara o kadar çok oldu ki açık olan ve ayakta kalmak için mücadele eden restoranların bile kapandığı kulaktan kulağa yayıldı.
Neyse ki sonradan hâlâ açık oldukları için sevinildi.
Eski Emek Sineması’nın da yer aldığı tarihi Cercle d’Orient binası Grand Pera ise baştan tartışmalara neden oldu, acımasızca eleştirildi.
Sonra gidip görenlerden eleştirileri haksız bulanlar da oldu.
Emek Sineması’nı olduğu gibi korumayı hepimiz isterdik aslında.
Ama keşke Emek Sineması orijinal haliyle açıkken bu isteğimizi daha çok giderek dile getirebilseydik, belki o zaman bu tartışmalara hiç gerek bile kalmayacaktı.
Şimdi ise sinemanın bir üst kata taşındığı binada gerçekleşecek moda haftası.
İTÜ Taşkışla, Santralistanbul, Karaköy Antrepo, Kuruçeşme Arena, Zorlu Center gibi birçok mekân gezdi İstanbul Moda Haftası.
Hiçbir yerle özdeşleşemedi.
Şimdi İstiklal Caddesi’ne geçici bir hareket getirecek, ama birkaç gün içinde bu etki de kaybolup gidecek.
Evet, moda haftasının görevi değil, İstiklal Caddesi’ni canlandırmak.
Bunu en baştan beklememek lazım.
Ama yine de bir umut, belki caddeyi yeniden hatırlatır.
İstanbul moda başkenti olur mu?
İngiliz Moda Konseyi CEO’su Caroline Rush ve İngiliz GQ dergisinin efsane yayın yönetmeni Dylan Jones ile bir araya geldiğimde sormuştum, “İstanbul’un bir gün moda başkenti olma potansiyeli var mı?” diye.
“İstanbul zaten moda başkentleri arasında” demişti Dylan Jones.
Bizim hep duymak isteyip de duyamadığımız şeyi söylemişti.
Bunu Dylan Jones gibi erkek moda dünyasına yön veren birinin ağzından duymak değerliydi.
Sonra da son birkaç yıl içinde 5-6 kez İstanbul’a geldiğini, her gelişinde farklı markaları bir araya getiren mağazaları da gezdiğini anlatmıştı.
“Çok iyi Türk tasarımcılar var, daha da büyüyebilmek tamamen tanıtım ve bütçe meselesi” demişti.
Haklı.
Moda haftasından ümidimiz, giderek Türkiye dışına da açılabilmesi ve İstanbul’u moda başkenti yapmasa da en azından bölgesel bir çekim merkezi haline getirebilmesi.
İşte o yüzden katılımcılara da organizasyona da büyük bir sorumluluk düşüyor.
Bu aşamada bu sezonun katılımcılarını sayalım.
Bashaques’, Brand Who, Burçe Bekrek, Can Yunus Çetinkaya, Ceren Ocak, Çiğdem Akın, Cihan Nacar, Gülçin Çengel, Mehtap Elaidi, DB Berdan, Mert Erkan, Murat Aytulum, New Gen, Nihan Peker, Niyazi Erdoğan, Özlem Süer, Sudi Etuz, T.A.G.G., Tuba Ergin ve Tuvanam.
Bu sezon defilelerin yanı sıra trendlerin anlatılacağı konuşmalar, pop-up mağazalarla da destekleniyor moda haftası.
Heyecanla bekliyoruz.
