Uber’de nasıl trafik cezası yedim?
18 yaşından beri ehliyetim var ama cumartesi akşamı hayatımın ilk trafik cezasını yedim.
Hem de araba kullanmadan, sadece bir araç içinde arka koltukta otururken!
İnönü Stadı’nın önünde araba durduruluyor.
Olağan bir trafik polis kontrolü derken, polis şoförün telefonunu istiyor, telefondaki Uber aplikasyonuna bakıp 4000 liralık trafik cezası yazıyor.
Bunu yazarken de şoföre soruyor, “Sen Ubercilerin Whatsapp grubunda yok musun?”
“Gruptaki şoförler bizim burada kontrol yaptığımızı yazmıştı, neden bu yoldan geldin?” diye şoförü azarlıyor.
Üstüne ben daha hiçbir şey soramadan ehliyetimi isteyip bana da 292 liralık bir trafik cezası yazıyor!
Suçum Uber kullanmak.
“Neden, Uber kullanmak yasak mı?” diyecek oluyorum, “Şimdi 3800 Uber aracı var, 5000 olunca cezalar kalkacak” diyor memur.
“Nasıl yani?” diyorum, “O zaman taksi plakası gibi başka bir çözüm bulunacak” diyor.
“E, peki şimdi arabayı bağlayacak mısınız?” diyorum.
“Hayır, araba bağlama yetkimiz yok, sadece ceza yazıyoruz ama merak etmeyin cezayı Uber ödeyecek” diyor.
Bu arada bunları konuşmak 45 dakikamıza mal oluyor, cezaları da Uber’in ödeyip ödemeyeceği hâlâ meçhul.
Şimdiye kadar hiçbir girişimde bulunmadılar.
“Peki ama Uber kullanmak suçsa o zaman neden uygulamaya Türkiye’de yasak gelmiyor?” diyecek oluyorum.
“Onu bize sormayacaksınız” diyorlar.
Peki ya kime sormalıyız?
Şimdi, merakla bekliyorum Uber’in ne yapacağını, nasıl yasal önlemler alınacağını ve tabii Türkiye’de Uber kullanıp kullanamayacağımızı...
Dünyanın her yerinde hayatımızı kolaylaştıran bir uygulamanın bizde hayatı nasıl bu kadar zorlaştırdığını anlamak mümkün değil.
Ya tamamen kaldırılsın bilelim ya da kullanacaksak bu cezalarla vakit ve nakit kaybetmekten kurtulalım.
Bu konuda aydınlatılmayı bekliyoruz.
İstanbul Modern’in kaderi artık belli olsun!
Uber’de yediğim ceza nedeniyle İstanbul Modern’in geleneksel Gala Modern’ine gecikmeli katılıyorum.
Gala Modern davetiyesinde İstanbul Modern’in otopark hizmeti veremeyeceği notu var.
Gerçekten de Karaköy’deki Galataport inşaatı nedeniyle müze dev bir şantiye alanının içinde sıkışıp kalmış.
Destek yarışında sanatçıların eserleri açık artırmayla satılıyor.
Cem Yılmaz ve Mert Fırat İstanbul Modern’e destek çağrısında bulunuyor.
Bir de geceye katılanlara İstanbul Modern kartı hediye ediliyor.
Bu kartın en büyük avantajı müzeyi yıl boyunca ücretsiz gezebilmek.
Müzenin yer aldığı antrepo binasının yeni yılda yıkılacağı bilinirken ve henüz Galataport projesinde İstanbul Modern’in Renzo Piano imzalı yeni binasının nerede konumlanacağı resmi olarak açıklanmamışken bu müze kartlarını görmek ve İstanbul Modern’in Tabanlıoğlu imzalı binasında son Gala Modern gecesine katılmak tuhaf bir hüzün veriyor.
Şehirde en çok sevdiğimiz yeniliklerden biri daha gidiyor.
Evet, arada çok daha tarihi mekânlarla da vedalaşmak durumunda kaldık.
Hepsi üzücüydü.
Şimdi umuyoruz ki Galataport bütün ödenen ağır bedelleri unutturacak kadar başarılı bir iş çıkarsın.
Yoksa halimiz gerçekten duman.
