Yankı’ya hem sevindik hem üzüldük

Efsane tenisçi Rafael Nadal’ın bile elendiği turnuva Wimbledon’da gençler kategorisinde çiftlerde Türkiye’den bir tenisçinin şampiyon olması gurur verici.

Ama bir o kadar da üzücü.

Peki ama neden?

Kaçımız Yankı Erel’in adını daha önce duyduk?

Wimbledon’da gençler kategorisinde çiftlerde birinciliği kazanmasaydı, kaçımızın Türkiye’den bir tenisçinin Wimbledon’a katılmayı başardığından haberi olacaktı?

Şimdiye kadar Türkiye’den birçok tenisçiye medyada yer verildi ama doğrusu Yankı Erel hakkında şimdiye kadar çok habere rastlamadık.

Başarısını duyanlar “Yurtdışında doğmuştur, büyümüştür” dedi.

Oysa Yankı Erel, tenise 6 yaşında, doğduğu yerde, Tekirdağ’da başladı.

Üstün yetenekleri sayesinde kendisinden 2 yaş büyükleri bile yenip ulusal şampiyonluklar kazandı.

Oyununu geliştirip uluslararası gençler sıralamasında ilk 20 tenisçi arasına girmeyi başardı.

Şimdi ise dünyanın en önemli turnuvalarından biri olan Wimbledon’daki başarısıyla dikkatleri üzerine çekti.

Asıl şimdi başlıyor, profesyonel kariyeri.

Hak ettiği desteği görmesini ve ileride daha çok başarıya imza atmasını dilerim.

Kuzguncuk’u korumak lazım

Contemporary Istanbul, yabancı konukları için ‘24 saatte İstanbul’ başlıklı bir mini rehber hazırlıyor.

Aralarında benim de bulunduğum gazeteci ve dergicilere İstanbul’u en iyi yansıtan semtleri de sordular.

Hiç düşünmeden Beyoğlu ve Balat diye cevapladım.

Bir kez daha düşününce Kuzguncuk’u da pekala bu semtler arasında sayabilirdim.

Şimdi Kuzguncuk’ta kentsel dönüşümün başlayacağı söylentileri işte o yüzden canımızı bu kadar acıtıyor.

Kuzguncuk kadar tarihi dokusu olan, korunmaya alınması gereken bir semte mümkün olduğu kadar dokunmamakta fayda var.

Söz konusu kentsel dönüşümse, daha başka çok semt var, sıraya alınması gereken. Umalım, Kuzguncuk şimdiki gibi kalabilsin.