Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yıllar önce Bee Goddess’ın tanrıça kolyelerini Mikonos’ta Nammos’un butiğinde gördüğümde ne kadar sevindiğimi hatırlıyorum.

O zaman ne Ece Şirin’i tanıyordum, ne kurumsal hayattan kendi markasını yaratma sürecine nasıl geçtiğini biliyordum.

Beni sevindiren Türkiye’den bir markayı yurt dışında popüler bir butikte görmekti.

Tıpkı THY’nin Londra’da Piccadilly meydanındaki dev ilanlarını görünce nasıl seviniyorsam ve gurur duyuyorsam bu da benzer bir his.

Üstelik bu sefer söz konusu olan reklam da değil.

Haberin Devamı

Yerli bir markanın uluslararası başarısı.

Gerçi, biz bu konuda maalesef çok kötü kalpli olabiliyoruz.

Biraz başarılı olanı hemen taşlamak istiyoruz.

Bir ana gazetenin çok okunan yazarı bile çıkıp “Nusret New York’ta başarılı olursa üzülürüm” yazabiliyor açık açık.

Oysa bizden çıkan hiçbir markanın başarısını küçümseme lüksümüz yok.

Çünkü hepimiz biliyoruz, kolay olmuyor hiçbir başarı.

Arkasında kan, ter, gözyaşı oluyor mutlaka.

Dışarıdan öyle görünmese bile.

Üstelik bizden çıkan bir markayı önce biz desteklemeyeceksek nasıl başkalarının desteklemesini bekleyebiliriz ki?

Desteksiz ne yaparsa yapsın demekle de olmuyor ne yazık ki.

Çünkü müthiş bir rekabet var.

İşte o yüzden Bee Goddess’ı ilk gününden beri uzaktan beğenerek ve gururla takip ediyorum.

Harrods’ta daha da büyüdü

Bee Goddess’ın Londra’nın dev mağazası Harrods’ta bir corner açtığını biliyordum ama Okşan Atilla Sanön’ün telefonuyla kendimi Harrods’ta Ece Şirin’in karşısında buluyorum.

Daha önce çok aynı ortamda bulunmamıza rağmen hiç tanışmamış olmamız ilginç.

Ama tanışır tanışmaz sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi yakın hissediyorum.

En son Vitra’nın Soho House İstanbul’da düzenlediği panelde kendisini dinlemiştim,

mücevherin maddi değerinden çok, tasarımın önemini vurgulamıştı.

Bee Goddess, sembollerden beslenen bir marka, sembollerle enerji veriyor.

Londra pazarına girişi Harrods’ta mücevher katında başlıyor, şimdi ise 4. kattaki Fashion Lab’de, Max Mara Weekend’in yanında dev bir corner daha açmışlar.

Üstelik Harrods satışlardan o kadar memnun kalmış ki davetinin süresini de uzatmış.

Haberin Devamı

Bu gidişle daha da uzatırlarsa şaşırmamak lazım.

Bee Goddess, altın ve pırlantalı ürünlerinin yanı sıra bir de yeni bir alt marka çıkararak hediyelik sektörüne de giriş yapmış.

Daha uygun fiyatlı yüzüklerden, kolyelerden, cüzdan ve kartvizitliklere geniş bir seçenek yelpazesi var.

Harrods gibi dev bir mağazada böyle bir metrekareye ulaşmak da, bu kadar geniş bir koleksiyonu sergileyebilmek de müthiş başarı.

Bee Goddess’ın yolu çok açık, daha da açık olsun!

Harika bir çift

Son zamanlarda tanıştığım en tatlı çift Ece Şirin ve Cemil Dinçmen.

Bee Goddess’ın kurucusu Ece ne kadar sadeyse, Cemil de tam tersi. Sadece kendisi için tasarladığı müthiş aksesuvarları var.

Boşuna, Harrods’ta birçok kişi gelip kendisiyle fotoğraf çektirmiyor.

Gerçekten de hem fotoğraf çektirmek istiyorsunuz, hem de gözlüğünden cüzdanına, takılarına her aksesuvarını incelemek istiyorsunuz.

Ece ve Cemil’in çok başarılı uluslararası kurumsal hayatlardan yaratıcı hayata geçiş hikâyeleri de kendileri kadar ilham verici.