Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

- Ayakta kalabilmek için çağa ayak uydurmak şart. Zamanın gerisinde kalmamak için kim olursanız olun, İngiliz kraliyet ailesi de olsanız, çağın gereklerine göre tüm kuralları esnetmek gerekiyor.

- Artık ırklar, dinler, azınlıklar nedeniyle gereksiz yargılanmak yok. Devir, azınlıkların, farklı din, dil, ırk ve görüşlerin yüceltildiği ve herkesin birbirine saygı duyduğu bir devir.

- Kadınların yaşı ya da daha önce evlenip boşanmış olması artık eskisi gibi bir önem taşımıyor. Kadınlar da pekâlâ kendilerinden yaşça küçük erkekleri tercih edebiliyor. Hatta kiliseye artık babalarının kollarında değil, kendi başlarına da yürüyerek girebiliyorlar. Babanın kızını evleneceği erkeğe elleriyle teslim etmesi de artık geride kalan bir gelenek. Bu da kadınlar için bir zafer.

Haberin Devamı

- Çocuğunu tek başına yetiştirmiş bağımsız ruhlu bir anne, kendi evinden uzak başka bir ülkede kraliyet ailesine karşı kendi ailesini tek başına temsil edebiliyor ve duruşu, gururu ve asaletiyle düğünün en çok beğenilen ve övgü alan kişisi oluyor. Bekâr anneler artık daha çok saygı görüyor.

- Sadelik giderek daha da ön plana çıkıyor. Kraliyet düğününde bile ne gösterişli bir gelinlik, ne gösterişli takılar var artık. Ne kadar sade, o kadar iyi. Her ne kadar belli bir çevre hala fazla sadeliğe karşı çıksa da.

Yılın düğününden geriye kalan dersler

- Gelinlik seçiminde bile mesaj veriliyor. İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkmaya hazırlandığı günlerde gelinliğin Givenchy gibi bir Fransız modaevine ve başındaki İngiliz kreatif direktör Clare Waight Keller’a teslim edilmesi sadece sade bir tasarımdan ibaret değil, aynı zamanda İngiltere’nin Avrupa’ya bir selamı.

- Cambridge Düşesi Kate’in daha önce üç kez giydiği kıyafetle düğüne katılması bizim bir giydiğini bir daha giymeyenlere bir ders niteliğinde. Ama tabii başka ne giyse bu kadar konuşulmasını sağlayamazdı, ne de olsa devir sürdürülebilirlik devri. Bir kıyafeti de ne kadar uzun süre kullanabilirseniz o kadar doğaya ve çevreye duyarlısınız demek. Bu da tabii PR anlamında artı puan olarak hızla geri dönüyor.

Haberin Devamı

- ‘The Crown’ı izleyenler bilir, Kraliçe Elizabeth PR gurularını cebinden çıkaracak kadar başarılı. Tahtta bu kadar uzun yıllar kalmasına rağmen zamanın ruhuna her zaman hâkim. İşte zaten halk tarafından yıllarca sevilmek de zamanın ruhunu iyi okumaktan geçiyor. Ancak iyi okuyabilen ayakta kalıyor.

Güle güle Aliye!

İstanbul sosyal hayatında çok sevilen bir isimdi Aliye Turagay.

Reklamcılık kariyerinden sonra önce 8 İstanbul’u açtı, sonra Bird’ü yarattı, kısa sürede çok karakterli ve popüler bir mekân haline getirdi.

Ardından Flamingo geldi, arada Atelier Raw ile çiğ beslenmeyle ilgilendi.

Sonra Metin Fadıllıoğlu ile birlikte Fenix’e imza attı, Eden ile eski Flamingo’nun yerine döndü, en son da Bebek’teki Baylan’ı sihirli dokunuşuyla güzelleştirmesi gündemdeydi.

Çünkü her mekânı güzelleştirecek sihirli bir dokunuşu vardı her zaman. Bilirdiniz, Aliye Turagay’ın olduğu bir yerde, her zaman kalitenin de olacağını.

Yılın düğününden geriye kalan dersler

Evet, Aliye Turagay, İstanbul’a birçok sevdiğimiz mekân kazandırdı, mekanlara ruh verdi, kendi yaşam enerjisini paylaştı, bunu yaparken de her zaman duruşunu korudu. Hatta sırf o yüzden çalışılması zor denilen işletmecilerden biri haline de geldi.

Haberin Devamı

Çünkü prensipleri vardı ve her zaman o prensipleri uyguladı mekânlarında.

Hafta sonu Aliye’ye bugün Bebek’te ‘Güle güle’ demek zorunda kalacağımız haberini aldığımda onu tanıyan herkes gibi çok üzüldüm.

Çok erken, çok acı bir kayıp.

Gidişi de kendisi gibi şahsiyetli, cesur ve gururlu...

Tüm ailesine ve sevenlerine başsağlığı ve sabır dilerim.