En iyisi laiklik

10 Temmuz 2013

2011’in Eylül ayıydı. Erdoğan Kahire’yi ziyaret edecekti. O gitmeden Mısır televizyonu röportaja geldi. Mısır’ın yeni anayasasını sordu. Erdoğan şaşırtıcı bir cevap verdi:
“Ben, Mısır’a laik bir anayasa tavsiye ediyorum. Türkiye’de anayasa laikliği, devletin her dine eşit mesafede olması olarak tanımlar. Laiklikten korkmayın. Laiklik kesinlikle dinsizlik değildir. Ben Recep Tayyip Erdoğan olarak Müslüman’ım, ama laik değilim. Fakat laik bir ülkenin başbakanıyım. Laik rejimde, insanların dindar olma ya da olmama özgürlüğü vardır. Umuyorum ki bu açıklamamdan sonra Mısır halkının laikliğe bakışı değişecektir.”

“İç işlerimize karışma!”
Önemli bir demeçti bu...
Önemi, laikliğin kafirlik sayıldığı bir ülkeye giderken yapılmasındaydı.
Nitekim hedefte beklenen tepkiyi yarattı.

Yazının Devamı

İhvan iktidara hazır değildi

9 Temmuz 2013

Kıyaslamadan anlatmak zor: Sivas katliamını yapan örgütten birinin Sivas’a vali atandığını düşünün.
Mısır’ın devrik Cumhurbaşkanı Mursi, iki hafta önce Luxor’da tam da bunu yaptı.
1997’de 58’i turist 62 kişinin öldüğü kanlı saldırıyı üstlenen Cemaat-i İslamiye örgütünün eski üyesi Adil Muhammed el-Hayat’ı Luxor’a vali atadı.
Diğer illere tayin edilen valiler de Müslüman Kardeşler yanlısı, hatta üyesiydi.
Turizm Bakanı tepki gösterip koltuğu bıraktı. Bölgede grevler yaşandı. Ve Vali, 4 gün sonra istifa etmek zorunda kaldı.
Ama artık darbeye bir hafta kalmıştı.

Yazının Devamı

Mısır’da ne oldu?

8 Temmuz 2013

Kahire

Önceki gece Kahire sokakları tekinsizdi.
Kavşaklarda kafaları kasklı, elleri bıçaklı, sopalı çeteler bekleşiyor, gelip geçen arabaları çeviriyor, kimlik soruyordu.
Mursi yandaşları mı, karşıtları mı, yoksa puslu havadan nemalanmaya çalışan haydutlar mı; bilmek imkânsız...
“Kan dökeriz”, “Uğruna ölürüz” diye başlayan konuşmalar, kefenlerle çıkılan yollar, günbegün sayısı artan ölüler, yaralılar, birbirine girmeye hazır meydanlar...
60 yıl devletten başka hiçbir şeyin olmadığı ülkede şimdi devlet yok.

Yazının Devamı

‘Ordu bölünebilir’

7 Temmuz 2013

Binlerce Mursi yandaşı sloganlar atarak Başbakanlık Sarayı’na yürüdü. Askeri birlikler ile Mursi yandaşları arasında sadece tel örgü bulunmaktadır. FOTOĞRAFLAR: BÜNYAMİN AYGÜN

İmam Hasan el Benna, 1928’de Müslüman Kardeşler’i kuranlardan biriydi. 1949’da Kahire’de bir suikastla öldürüldü.
Oğlu Seyfülislam el Benna, Müslüman Kardeşler içinde, babasından devraldığı itibarı sürdüren bir isim...
Örgütün “Şura“ denilen Danışma Meclisi’nde... Kahire Barosu’nun genel sekreterliğini yapmış, 5 yıl da hapis yatmış.
Kahire’de yaşayan Metin Turan randevu için aradığında kızı ile Türkçe konuştu. Çünkü el Benna‘nın eşi Berat Hanım, Makedonya kökenli, İstanbullu bir Türk...
32 yıl önce evlenmişler. 4 çocukları olmuş.

Yazının Devamı

İşte vurulma anı

6 Temmuz 2013

Kahire

Kahire’de Cuma namazı sonrası... El Mustafa Camii’nden çıkan kalabalık, ellerinde Mursi fotoğrafları, dillerinde “Defol Sisi“ sloganlarıyla yürüyüşe geçiyor.
Siyah çarşaflı kadınların ellerinde beyaz kefenler var.
Cihada, ölüme, cenazeye gider gibiler.
Az önce, gözyaşları içinde müthiş ajitatif bir vaaz veren hocadan, “Bu darbenin Mursi’yi değil, İslam’ı hedef aldığını“ dinlemişler.
İslam’ı savunmaya gidiyorlar.
Havaalanında son bulan Salah Salih Caddesi üzerindeki Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı binasının önünde duruyorlar.

Yazının Devamı

Cuma gerginliği...

5 Temmuz 2013

KAHİRE
Bu yaz, kısmetimiz meydanlardan açıldı.
Haziranı Taksim’de geçirdik.
Temmuza Tahrir’de girdik.
Tarihe tanıklık etmek üzere, Taksim’den kalan gaz maskelerimizi sırt çantamıza yükleyip Tahrir’e geldik.
Üstelik Milliyet‘in “Bazı Mursi yandaşları korkudan sakalını kesiyor” diyen dünkü haberinin ardından, sakalla...
Önceki gece askerin Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’yi devirmesinden sonra dün gece Tahrir, “Arap Baharı“ndan “Arap Düğünü“ne geçmişti sanki...

Yazının Devamı

İyiliğin dönüşü

22 Haziran 2013

Sizce de öyle mi, yoksa bana mı öyle geliyor: Bu haziran, sanki iyilik yağdı insanların üzerine...
Nicedir bencilce saklamışlardı adeta iyi huylarını, şefkati, merhameti, masumiyeti... Haksızlığı görünce çıkardılar bohçalarından, evlatlarına giydirip sokağa saldılar.
Nicedir birbirinden bir merhabayı esirgeyenler, yollarda sımsıcak selamlaşıyor şimdi...
Çelik kapıları üç kilitle mühürlenmiş evler, yekdiğerine açılıyor.
Birbirini gördüğünde kaldırım değiştirenler kucaklaşıyor.
Sait Faik öykülerinden fışkırıp yollara taşmışlar sanki; herkes yeni harlanmış insan sıcaklığı taşıyor.
Öldü zannettiğimiz digerkamlık, fedakarlık, küçücük bir koruluktan sevap polenleri gibi şehre yayılıyor.

Yazının Devamı

AB de gidiyor, barış süreci de...

20 Haziran 2013

AK Parti’nin iki büyük hamlesiydi: Avrupa Birliği’ne tam üyelik süreci...
Ve Kürt sorununda barış süreci...
İki süreç de Gezi Parkı’nın biber gazından zehirlendi.
***
Avrupa Birliği, uzun yıllar AK Parti’ye “Müslüman Demokrat“ teşhisi koydu. Askeri vesayeti geriletme çabalarına destek verdi. Kürt sorununda barışçıl çözüm arayışını alkışladı.
Sağladığı ekonomik istikrarı övdü. Otoriter politikaları eleştirse de ipleri koparmadı. Ancak Gezi Parkı, Batı’nın “Yetti artık“ dediği bam teli oldu.
Eleştiriye tahammülsüzlük, meydanların eleştiriye kapatılması, polisin aşırı şiddet uygulaması, medyanın susturulması, sanal alemin muhasaraya alınması, Avrupa’yı zaten temkinli baktığı iktidardan hepten uzağa düşürdü, Türkiye’nin dünyadan dışlanmasına yol açtı.

Yazının Devamı