Ve erkek ‘gerçek kadın’ı üretti!

Real Doll’ler sipariş üzerine yapılıyor. Şimdilik konuşamıyor ve tepki veremiyorlar. Koca koca erkekler bu yapay kadınlar için iç çamaşırı alışverişi yapıyor, makyaj malzemeleri alıyor ve saçlarını tarıyorlar. Müşterilerin çoğunun ortak bir motivasyonu var: “Hiçbir şey kalıcı değil, kadınlarla mutlu olamıyorum ve yalnız olmak istemiyorum.”

Kaliforniya, San Marcos’ta kocaman bir atölye içinde tavana asılmış binlerce kadın vücudu... Dolaplarda; ayaklar, bilekler, saçlar, kirpikler ve meme uçları... Abyss Creations adlı şirketin yarattığı bu tuhaf manzara, bu tuhaf zamanların aşk, romantizm ve seks ihtiyacını garip bir şekilde karşılıyor. ‘Real Doll’ dedikleri bu kadın modellerinin eklemleri PVC, birleşme yerleri çelik ve derileri de silikondan yapılıyor. Derilerinin üzerinde minik minik tüyler bile var.

Ekstra özellik eklenebiliyor
Üretim çoğunlukla sipariş üzerine yapılıyor. Göz renginden, meme ucu tipine, ten renginden kilosuna kadar birçok ayrıntı, müşteri tarafından seçilebiliyor. Ekstra özellikler de eklenebiliyor, kadınınızı hermafrodit ya da elf kulaklı, hatta mavi renkli de yaptırabiliyorsunuz. Kargolama, kocaman tahta bir tabut içinde yapılıyor. Dünyanın herhangi bir yerine gönderebiliyorlar. Şu an haftada yedi Real Doll kargolanıyor.
Bu kadınlar şimdilik konuşamıyor ve tepki veremiyorlar, ama Real Doll’un yaratıcısı Matt McMullen, buna da bir çözüm bulacağını söylüyor. En azından yakın gelecekte, vücutlarının bazı yerlerine dokunulduğunda tepki verebilecekler. Yıllardır android android diye lafını ettiğimiz yapay insanlar, artık çok da uzak sayılmazlar.
Real Doll müşterileri genellikle erkek, bu sebepten çoğunlukla kadın üretiliyor. Real Doll sahipleri bu bebeklerin bütün ihtiyaçlarını kendileri karşılıyor haliyle. Koca koca erkekler yapay kadınları için iç çamaşırı alışverişi yapıyor, makyaj malzemeleri alıyor ve saçlarını tarıyorlar. Bazıları kadınlarını dışarı çıkarabilecek cesareti de gösteriyor. Beraber bir restoranda oturup yemek yiyorlar karşılıklı. ‘Guys and Dolls’ isimli bir belgeselde izlediğim bu erkeklerden bir tanesi, kadınını dışarıya çıkardığında üzerine bir de yaka kartı takıyor. Yaka kartında şöyle yazıyor: “Ben bir Real Doll’um”. Bir başka erkek de ailesiyle yaşıyor ve kadınını hiç dışarı çıkarmıyor ama ailece yemek yiyebiliyorlar.

Bir alan bir daha alıyor
Bebeklerle gezmeye meraklı erkeklere, oradan oraya taşıma konusunda tekerlekli ofis sandalyeleri öneriliyor internet sitesinde. Bu erkeklerde dikkat çeken bir eğilim de şu; bir tane Real Doll alan çoğunlukla bir tane daha alıyor. Hepsiyle farklı ilişkiler kuruyorlar, hepsine farklı isimler ve geçmişler yazıp geleceklerini beraber kurguluyorlar. Bir evde sekiz tane Real Doll ile yaşayan erkek bile var. Daha da garip bir şeyden bahsetmek istiyorum. Bu bebeklerin bir tarafı arızalanınca ne yapılıyor sizce? Üretildiği yere gönderilmesi gerekirken, Real Doll doktoru denen bir adama kargolanıyor. Bu adam dünyada tek. Bütün müşterilerin ihtiyaçlarını karşılıyor. Evi bu kadınlarla dolu, gevşemiş eklemlerini sıkıştırıyor, cinsel organlarını temizliyor, yıpranan yerleri değiştiriyor. Hepsini bir yatak üzerine havlu serip yapıyor üstelik. Ameliyat masası gibi düşünülebilir. Bir insana muamele ediliyor gibi.
Abyss Creations’ın sahibi Matt McMullen işinden memnun. İnsanların hayatlarını güzelleştirdiğine, yalnızlıklarına çare bulduğuna, daha da fazlasını yapabileceğine inanıyor. Müşterilerin çoğunun ortak bir motivasyonu var. “Hiçbir şey kalıcı değil, kadınlarla mutlu olamıyorum ve yalnız olmak istemiyorum.”

Amaçlarınızla gittiğiniz yol uyumlu mu?
Size bunlardan niye bahsediyorum? Çünkü bunlar bir şeylerin, bir hâlin, fark etmeden üzerimizden geçen durumların bir sonucu. Kadınlar bana soruyorlar: “Erkekleri anlattınız, peki biz nerede hata yapıyoruz?” diye. Cesaretiniz varsa duymaya sizi de anlatacağım. Yukarıda anlattığım olguya bir bakın ama önce, bir düşünün. Tekrar bakın kendinize, biyolojinize, arzularınıza, taleplerinize. Sonra kendiniz ve amaçlarınızla, gittiğiniz yolun ne denli uyumlu olup olmadığına bakın. Genital organlarınızın neden sadece dıştakilerden ibaret olmadığını bir daha düşünün. Neden her ay güzel güzel kanayıp yenilendiğinizi sorun kendinize. Eşitlik ve özgürlük kilisesinin rahibeleri olmanızın sizi hangi manastıra tıktığını anlamaya çalışın.
Eşitliğin farklı olmanızı yok edecek bir anlama nasıl dönüştüğüne bakın. ‘Fark’ınızın ne kadar özel ve ne kadar güzel olduğunu hatırlıyor musunuz? Erkeklerin o farkı nasıl aradığını ve onu sevmeye, onu saymaya, onu kucaklamaya, onda erimeye hazır olduklarını biliyor musunuz? Erkeklerin de aslında unuttukları taraflarıyla bilinçsizce yatmak değil sizi sevmek istediklerini; ama sizin unuttuğunuzun onlarınkini, onların unuttuğunun da sizinkini nasıl ayakta tuttuğunu bir bilseniz.

Geçici çözümlerle ruhu makyajlamak
Asıl özgürleştirici olan ‘gerçek aşk’a neden bu kadar uzak düştüğünüzü biliyor musunuz? Size aşkın, seksin, güzelliğin tekniğini öğreten o saçma sapan kitapları ve dergi sayfalarını okumaya devam edin ya da. Hep birlikte yaratılan erkek ve kadın tipolojisinin her gün altı çizilen trendleriyle oyalanın.
Geçici çözümler ve çarelerle ruhlarınızı makyajlayın. Hayatı ve aşkı trajediden, kayıplardan uzak tutun. Acı vermeyi, acı çekmeyi istemeyin. İyice sıradanlaştırın bedeninizi ve ruhunuzu. Hayata benzemeyecek kadar varlığa dikin kendinizi. Ulaşılası veya kaybedilesi bir tarafınız olmasın. Yazının başlığı ne kadar acı değil mi? Yazarken elim titredi. (Hâlâ duymak istiyorsanız devam edeceğim.)


Haftanın önerileri
Kitap: P*ç Güveysinden Hallice, samihazinses, ‘O’ Kitaplar
Film: 11:14 Yönetmen: Greg Marcks
Müzik: Handmade, Hindi Zahra
Web Sitesi: www.simsponge.blogspot.com
Mekan: Kandela Restaurant Cafe Bar, Alaçatı, İzmir