BiKiNi MEVSiMi MANZARALARI
Yazın dünyanın durmasının sebebi sıcaktan tembelleş-mek değil. Bikini heyecanı! Nabzımı-zın Bodrum ve Çeş-me ile atmasına az kaldı. Sahili kimin yöneteceği en büyük mesele
İstanbul’da hava hâlâ 18 derecenin üstüne çıkmak konusunda nazlanıyor. Ama yazın geldiği mayısın ‘M’sinden hissedilir. Bir ay sonra üç ay sürecek bikini iktidarı gündemi yönetecek. Bu sene geçen yaz verilen sözler tutulacak mı merak içindeyim. Mesela Süreyya Yalçın Bodrum’u terk etme kararı almıştı, Eda Taşpınar “Kimseye prim vermem” diyerek Türkbükü sahillerine dönmeyeceğini söylemişti. Türkbükü-Alaçatı arasındaki ‘sahil şovun’ nasıl geçeceğiyle ilgili bir takım öngörülerim var:
İkonman’lerin yılı
Eda Taşpınar’ın bu yıl Alaçatı sokaklarında çıplak ayak yürüyeceğini hepimiz biliyoruz. Bora Kozanoğlu ile sörf fotoğrafları en az iki günde bir gazetelerde olacak. Deniz Berdan’ın mayokini koleksiyonu, uçuşan plaj elbiseleri, renkli çerçeveli güneş gözlükleri daha önce görmediğimiz şeyler değil. Türkiye’ye yeni gelen Letisya Balul, sahilde ‘yeni bikinili kız’ esintisi yaratmadığı sürece ikoncan sözünü bile fazla ellemeye gerek yok.
Oysa oğlanların dönüşü muhteşem olabilir. Mithat Can’ın 11.11’i Çeşme’de olacak her şeyden önce. Yani, ‘baklava’ çılgınlığı, tanga bikiniyle çabasızca yarışabilir. Sonra Seda Sayan’ın oğlu Oğulcan gibi ergenliği üzerinden atıp şekil yapan gençler var. Rayban’ler, güzel kızlar, buz kovasında içkiler, meyve tabakları, tekne süzülmeleri bir P.Diddy partisi ruhu getirebilir. En önemlisi de, futbolcuların yükselişi. Mesela Arda Turan-Sinem Kobal çiftinin plajlar için Beyonce ve Jay Z. kadar önemli olduğunu düşünüyorum.
Yeni çiftler
Geçen yıl Kıvanç Tatlıtuğ ve Meltem Cumbul’un Gümüşlük’te kiraladıkları evdeki romantik tatilleri en büyük olayımızdı. Öpüşme fotoğrafları sıkıcı hayatımıza güneşli bir heyecan getirivermişti. Deniz Akkaya’yla Efe Önbilgin’le Bodrum’da barışmıştı. Şimdi Kıvanç, İdil Fırat’la aynı romantizmi yakalayabilir mi mesela? Çok umutlu değilim. Yine de romantizmin yaza yakışır yaşanacağının garantisi var. Çünkü Demet Akalın ve Önder Bekensir bunu iki bin 500 fotoğrafla kanıtlamaktan çekinmeyecek.
Sinem Kobal-Arda Turan, Eda Taşpınar-Bora Kozanoğlu zaten standart kumrularımız. Tuba Ünsal-Murat Pilevneli yaz güneşini ilk kez görecek taze çiftimiz.
Sahil şov
Bu yaz ilk kez bikiniyle yakalanacak, selülitlerinin kendi bildiklerinden kötü halde olduğunu ilk kez öğrenecek bir sürü yeni kız olacak. Bunun yanında bir zamanlar Çağla Şıkel’in yaptığı gibi üç dakikada bir denize girip çıkarak ‘sahil şov’ yapacak olanlar da var. Geçen yıl, Ebru Şallı Gündoğan Shura Beach’te güneşlenirken bir anda pilates yapmaya başlamıştı.
Şallı gibi yerinde duramayanlar için Çeşme’deki Public’in çim bahçesinde detoks, pilates ve bol meyve bu yazın en hit şovu. O eski Bodrum’da kebap, gözleme, mantı üstü dondurma günlerini özlerseniz çaktırmayın.
ERGENLiK ACILARI
Peşembe günü DOT’un konuş konuş bitemeyen oyunu ‘Punk Rock’a gittim. Simon Stephens’ın yazdığı oyun, son yılların ‘In Yer Face’ yani ‘suratına suratına’ tiyatro ekolünün bir örneği. Ama İngilizce orijinali akıllıca yazılmış olsa da, William’ların, Chadrick’lerin sürekli “A... K...” demesi, çeviride yok olmama sebep oldu. Zaten ‘ergen dili’ kendi başına yetişkin konuşmasına tercüme edilemezken, sokak İngilizcesi, Türk küfürlerine dönüşünce sırıtıyor. Oyun dramatik bir şekilde bittikten sonra, 15-18 yaş ara-sının ne kadar felaket olduğunu bir kez daha hatırladım. O günlerin geçtiğine şükredip, ergen dramalarını geride bırak-manın hafifliğiyle çıktım G-Mall’dan.
SAYFA GÜZELi
Ridley Scott’ın iddialı Robin Hood’u Russell Crowe, kendinden önceki Robin Hood’lar konusunda fazla açıksözlü. Geçen gün bir talk show’da Kevin Costner versiyonu için, “Bir Bon Jovi klibi gibi” dedi. Biraz haklı sanki.