Ceren Şehirlioğlu

Ceren Şehirlioğlu

ceren.sehirlioglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

BODRUM’DAN KAÇAN  BiR AVUÇ iNSAN



Yaz rekabeti yine Türkbükü-Alaçatı arasında dönüyor. Sıkılıp Alaçatı’ya ‘göç etmeye’ karar veren bir avuç insanın, götürebileceği bir şey yok. Türkbükü yalnız kalsa da, Bodrum’un boynu bükülmez


Bu yaz herkesin Bodrum’u terk edip Alaçatı’ya gitmesi en popüler konumuz. Ama bu ‘herkes’ kim oluyor tam net değil. Bahsedilen göçün yolcuları bir avuç insan aslında ve zaten genel olarak bir göç halindeler. Gittikleri yerde de bir türlü huzur bulamıyorlar. Mesela Nişantaşı’ndan Asmalımescit’e aktılar diye, ‘Beyoğlu aşıkları’, ‘Go Home sosyete’ pankartları açacak hale geliyor. Akmerkez’i bırakıp İstinye Park’a yerleşiyorlar, “Her gün de İstinye Park’talar, işleri güçleri yok mu?” diye topa tutuluyorlar. Evet, belki de işleri güçleri yok. Bütün kışı alışveriş ve muhabbetle, yazı şezlong ve partiyle geçirecek vakitleri var. Tebdil-i mekanda ferahlık arıyorlar. Normal. Bu yaz ferahlık şapkasından Alaçatı çıktı. Yeni evler alındı, rezervasyonlar yapıldı. İşletmeciler de görkemli karşılama hazırlıklarını tamamladı.
Bu tam bir tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış durumu. Bodrum yıllardır güzel güzel olduğu yerde duruyor. Türkbükü iskelelerine bir yenisi eklense de, mesela Yalıkavak’ta hâlâ güneş aynı batıyor. Pazardaki kayısı güneşin battığı renkte... Küçükbük Köyü’nde bir taş bile yerinden oynamadı. Muhtar’ın tahta masalarında yine kalamar ve bira var. Yarımada’nın kuzeyi hep rüzgarlı, güneyi sakin.
Gümüşlük’ün tavşan adası çocukluğunu Bodrum’da geçirenler için dünyanın en büyülü gizemi. Club Gümüşlük’ün adı hâlâ Haşmet’in Yeri. Bodrum’un İskele Meydanı’ndaki kafe aslında Raşit’in Yeri. Halikarnas’ta köpük partileri yapılmıyorken, yaz aşkları 1961’de orada buluşuyordu.

Haberin Devamı

Yaz kokusu
Yaz, yanağa bir öpücük kondurup kaçan kısacık bir mutluluk hali. Bütün kış kendini özletip, geri döndüğünüzde bıraktığınız gibi bulmak isteyeceğiniz bir sevgili. Her kokusu içinize işler. ‘Yazlık’ denilen şey anıların mabedidir. Ben hâlâ anneannemin yazlık evindeki dolabı açınca burmuma gelen eskimiş Piz Buin kremlerinin hindistan cevizli kokusunu duyunca, sadece mutlu anları hatırlıyorum.
Bodrum hep bir klasik olarak kalacak. Dünyanın en değerli sularına karşı begonvil gölgesinde rakı içmek büyük bir şans. Kimin geldiği, Ship A Hoy’un yaz kokyteyllerine ne tür yenilikler eklediği, hangi beach party’nin daha manyakça olacağı tartışmaları bir avuç insanı ilgilendirir. Çeşme’yle yaşanan şey bir kapışma değil. Aradaki fark, tesis ve tabiata dayanıyor. Böyle bir durumda da yarışma olmaz.
Bir yerleri bitirmeye meraklıyız. “Bodrum bitti, öldü, yaşasın yeni kral” sevilen bir geyik. Ama neticede geyik. Bittiği, öldüğü yok. Üzerine şiir yazacak değilim. Yazan en güzelini yapmış zaten.
O bir avuç insandan oluşan kervan bu yaz Çeşme yolunu tutarken, Bodrum limon çiçeği kokusuyla bekleyecek. Alaçatı da, yeni misafirleriyle şenlenecek. Nasıl Asmalımescit başımıza yıkılmadıysa, Alaçatı’nın güzel taş evleri de endamından bir şey yitirmeyecek. Dünyanın en harika köşelerinden biri ayaklarımıza serilmiş bekliyor. Bu yaz da tatlı bir öpücük gibi gelip geçecek. Bodrum’unkü biraz daha ilk öpücük naifliğinde belki...

SAYFA GÜZELi

BODRUM’DAN KAÇAN  BiR AVUÇ iNSAN


Yaz filmleri köpük gibi uçacak cinsten. Yine de tatil günlerini renklendirecek ‘göz şekerleri’ açısından zengin. James Franco (32), 30 Rock’taki hasta ruhlu konuk oyunculuğuyla kendini hatırlattıktan sonra bu yaz ‘Eat, Pray, Love’ ile sahalara dönüyor. Onu Spider-Man, ‘Pineapple Express’ten hatırlıyoruz. Ama belli bir grubun hayranlığı kesinlikle ‘Freaks and Geeks’ ile başlar.