“İyice dinlen” sözüyle tatile uğurlanmanın artık bir karşılığı yok. Yerine getirilmesi gereken
görevler, insanı şehir hayatından çok yoruyor
Yaz tüm olumlu çağrışımlarına rağmen, yıpratıcı bir mevsim. Bir kere o sezonun modasına uymaya çalışmak, kıştan daha zor. Minimum aksesuar ve kumaşla trend yakalamaya çalışan kızların çilesi içimi sıkıyor. Küpeyle denize girmek, kolyeyle güneşlenmek, pullu payetli pareoyla baş etmeye çalışmak bu yazın da yorucu manzaraları oldu. Giyim kuşamı halledeni bekleyen en önemli vazife rozeyi buz kovasına yatırmak. Öğleden sonra başlayan ‘roze keyfi’, güneşin altında içip içip bayılmaya yarıyor sadece. Akşam rakıyla, gece yarısından sonra votkayla, tekilayla devam edileceği belliyken tarifeyi öğlen ikide açmak pek akıllıca değil. Denize girmek, güneşlenmek, sürekli yemek yemek de yerine getirilmesi şart aktiviteler. Özellikle kısa tatillerde, gözümüzü hırs bürümüş gibi iki dakika yerimizde huzur içinde oturmadan “denize girelim, yemek yiyelim, güneşe çıkalım” diye çırpınıyoruz. Bu rutin bir hafta tekrarlanınca, eve pas pas gibi dönmek kaçınılmaz. Son yıllarda yıldızı iyice parlayan detoks tatillerinin de tamamen yalan olduğu açık. Pırasa ve kereviz suyuyla beslenmenin, ismi tabiat olaylarından başka bir şey olmayan müzikler eşliğinde yoga yapmanın, sürekli elde su şişesi rehabilitasyondan yeni çıkmış Lindsay Lohan gibi dolaşmanın yarattığı ruhsal gerginlik, insanı deniz ve roze hırsı kadar yorabilir.
İç iç, pilates yap
Public gibi işletmelerin pilates işine girmesinin yarattığı etki de tatil vazifelerine eklenmekten öteye gidemiyor. Rutin şöyle düzenleniyor: Denize gir-patates bira yap-denize gir-15 dakika güneşlen-pilates yap-rozeyi açtır-meyve tabağı söyle-denize gir-rozeye devam et-denize gir-akşam yemeğine hazırlan-rakıya otur-Tarkan’ı en az gecede beş kere çalan bir yere git-sabaha karşı yeni günde hayatta kalabilmek için yatağına dön.
Ayakkabısız gezmek, bikiniden tanga yapmak, gladyatör sandaletlerden çeşit çeşit edinmek gibi işleri takip etme ihtiyacını anlıyorum ama paket programlara harfiyen uymaya çalışmanın hırsını çözmek çok zor.
Eskiden tatil hayalindeki fotoğraf denize karşı bir gölgede hamakta uzanmış güzel kızdı. Ya da güneşin ağır ağır denizde eridiği bir günbatımı... Şimdi her anlamda git gide obezleşen alışkanlıklarımızla hayatı zorlaştırıyoruz.
Bu kadar sözden sonra, tatilde olduğum herhalde belli oldu. Bodrum’da hayat güzel. Tat kaçıranlar Ship A Hoy’un 15 günlük kapatma cezası ve nedense yapımı yaz sonuna kadar sarkan yol çalışması. Ramazan gelmeden önce tatili aradan çıkarmak isteyenlerin de eklenmesiyle kalabalık, İstanbul’u aratmayan bir trafikle etkisini gösteriyor. Bir de çok insan demek, yukarıdaki rutini tekrarlayan daha