Cüneyt Sadıç

Cüneyt Sadıç

csadic@destinationsforever.com

Tüm Yazıları

ediyelik eşyalar, el halıları, takılar, parfümler, çanta ve bavul… Aklınıza gelen ya da gelmesi mümkün olmayan her şeyi, hem de iyi kalite ve inanılmaz fiyatlara Tarihi Yarımada’da bulmak mümkün. Sadece alışkanlıklarınızı değiştirmeniz, biraz aramanız, hafif pazarlık yapmaya alışmanız ve sabırlı olmanız şartlarıyla. Gelin, bir cumartesi gününü İstanbul’un en eski ve gerçek alışveriş cennetini keşfe ayırın. Eminim alışkanlık yapacak ve vazgeçemeyeceksiniz.

HANLARI, ÇARŞILARI VE KAPANLARIYLA TARİHİ YARIMADA

Han ve kapan neye denir?

Osmanlı’yı ayakta tutan en önemli şeylerden biri, kurmuş oldukları ticari sistemdir dersek yanlış söylemeyiz herhalde. Osmanlı’da çarşı, halka mahsus mal satan ve bir sokağın iki tarafına dizilmiş dükkanlarken, pazarlar çeşitli malların açık havada tezgahlarda satıldığı yerlerdi. Bedesten ise değerli mal satan mağazalara verilen isimdi ve yalnız büyük şehirle ticaret merkezlerinde bulunurdu.

Haberin Devamı

İstanbul’da Kapalıçarşı içinde birinde mücevher, diğerinde ise çok değerli atlas kumaşlar satılan iki bedesten vardı. Zaman zaman çarşıyı oluşturan sokakların üzeri damla kapatılır ve bunlara kapalı çarşı denirdi ki, günümüz alışveriş merkezlerinin dünyadaki ilk örnekleridir. İşte bizim Kapalı Çarşı, onların en büyükleriydi. İstanbul ayrıca tavuk, bit, kuş ve at pazarlarıyla ünlüydü.

Sayıca bol olan hanlarınıysa ‘otel olarak kullanılan hanlar’ ve ‘tüccarların hem depo hem de büro olarak kullandıkları ticaret hanları’ olarak ikiye ayırmak gerir. Bir de kapanlar vardı ki, onlar da İstanbul’a gelen, özellikle zahire türünden ihtiyaç maddelerinin ekspertiz, ölçüm, fiyatlandırma ve dağıtım işlemlerinin yapıldığı, alınıp satıldığı toptancı halleri, borsalarıydı. En büyükleri ise Yağkapanı, Balkapanı ve Unkapanı’dır.

Nereden başlamalı,nereleri gezmeli?

Közde pişmiş, bol köpüklü kahveden vazgeçemeyenlerdenseniz, Sadrazam Çorlulu Ali Paşa’nın yaptırdığı medreseden başlayın. Sabah kahvesinden sonra yola düşüp, eskiden Forum Kostantin’i süsleyen 4’üncü yüzyıldan kalma Çemberlitaş’tan sola dönüp, Vezirhan Caddesi’ni takip edin. İstanbul’un ilk barok camii Nuruosmaniye Camii’nin avlusundan geçtiğinizde sizi Kapalıçarşı’nın Nuruosmaniye kapısı karşılayacak. Burası 45 bin m2’lik bir alana yayılmış, 65 sokaklı, 3 bin 600 dükkan ve 14 handan oluşan başka bir dünya sizi bekliyor.

Haberin Devamı

Üst katında bakır döven ustalarıyla Cebeci Han’ı, hurda altınları yeniden işlendiği Kızlarağası Han’ı ya da kuyum atölyelerinin olduğu Zincirli Han’ı, bedestenleri, satılan mallara göre isimlendirilmiş gizemli sokakları görmeden ve de Şark Kahvesi’nde bir mola vermeden terk etmeyin çarşıyı. www.kapalicarsi360.com

Moladan sonra Kapalıçarşı’yı arkanızda bırakıp Çakmakçılar Caddesi’nden aşağı yürürken solunuzda Valide Han’ı göreceksiniz.

HANLARI, ÇARŞILARI VE KAPANLARIYLA TARİHİ YARIMADA

Büyük ve Küçük Yeni Han

17’nci yüzyılda Kösem Sultan tarafından yaptırılan Valide Han; tarihi yapısı, kubbeleri ve belki de İstanbul’un en muhteşem manzarasıyla mutlaka görülmeli. Hemen yanı başındaysa her kapısı farklı kotta bir sokağa bakan, Valide Han’dan sonra İstanbul’un en geniş alanına yayılan, bugün gümüşçü ve havlucuların bulunduğu Büyük Yeni Han ve Küçük Yeni Han bulunuyor.

Haberin Devamı

Mahmutpaşa’dan aşağıya doğru yürürken, solunuzda 600 yıllık Kürkçü Han’ı göreceksiniz. Örgü örmeyi sevenlerin bildiği, bugün tekstil, çeyiz ve züccaciye ürünlerinin satıldığı handa eskiden deri ve kürklerin tabaklama, boyama ve dikme işlemleri yapılıyordu. Takım elbiseden gelinliklere, gece kıyafetinden aksesuara aklınıza gelen her türlü ürünün sergilendiği vitrinleri takip ederek yol bitiminde sola dönerseniz, Tahtakale Caddesi’ne varacaksınız.

Sağdan üçüncü sokak, Balkapanı. Buraya girince, sağınızda 16’ncı yüzyılda yapılmış, Evliya Çelebi’nin ‘Seyahatname’sinde bahsettiği Balkapanı bulunuyor. Sokağın sonundan sağa dönüp kalabalığı takip edin, tam karşınızda Mısır Çarşısı’nın girişi sizi bekliyor. İstanbul’un en eski kapalı çarşılarından biri olma özelliğini koruyan yer, özellikle aktarları ve doğal ürünleriyle meşhur. 17’nci yüzyılda tamamlanan çarşı, kısa süre sonra içerisinde çoğunlukla Mısır’dan gelen mal ve baharatların satılması nedeniyle Mısır Çarşısı ismiyle anılmaya başladı.