Defne Aruoba Akpınar

Defne Aruoba Akpınar

cadde@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“BAZEN SINIFTA KENDiMi GÖRÜNMEZ HiSSEDiYORUM”


Kızınızın duygularını paylaşıyor olması çok güzel. Bu sizin en büyük şansınız. Çoğu ergen, anne-babasıyla tek kelimelik cümlelerle konuşuyor, o da çok gerektiğinde.


SORU:
Kızım bu sene çok isteyerek ve çalışarak kazandığı özel bir liseye başladı. Son iki senedir hazırlanma sürecinde ve ergenliğin tam ortasında olduğundan bunalımlı ve içine kapanık halini anlayışla karşılıyorduk. Zannettik ki bu okulu kazanmanın verdiği mutluluk ve güvenle değişir. Maalesef yanılmışız. Mutluluğu çok kısa sürdü. Hele okul başladığından beri iyice bunalımda. “Kızım nedir derdin?” deyince anlam veremediğim şeyler söylüyor. Geçenlerde “Arkadaşlarımın benim gerçekten kim olduğumdan haberleri bile yok, bazen sınıfta kendimi görünmez hissediyorum, hatta hiç yokmuşum gibi” diye bana dert yandı.
Ben de aklımca ona moral vermek için “Hiç öyle olur mu kızım? Bak sen ne kadar güzelsin akıllısın her şeyin var” demeye başlamıştım ki ağlayarak odadan çıktı, gitti. Ne yapacağımı şaşırdım. Kendi haline bırakmaya gönlüm el vermiyor ama ne zaman konuşmaya çalışsam yanlış şeyler söylüyor, kızımı daha çok üzüyorum.


CEVAP: Sıkıntılı, mutsuz bir kişiye yardım etmek oldukça zordur. Hele ki bu kişi ergenlik çağındaki çocuğunuzsa. Hele ki siz onun annesi, o da sizin kızınızsa. Hele ki kızınız yeni bir okula ve sosyal çevreye adapte olmaya çalışıyorsa.

Haberin Devamı

Yapmanız gereken tek şey onu anlamak
Gönlünüz size doğruyu söylüyor; kendi haline bırakmak iyi bir yol değil. Kendisi farkında olmasa, hatta reddetse bile kızınızın sizin duygusal desteğinize ve ilginize ihtiyacı var ve destek vermek adına sizin yapmanız gereken tek şey onu anlamak. Ama gerçekten, derinlemesine ve yargılamadan anlamak.
Siz konuşmaya “Hiç öyle olur mu kızım” cümlesiyle başladığınızda zaten ona “yanılıyorsun” demiş oluyorsunuz. Oysa o, size mantıklı gelmese de kendi duygularını ifade etmeye çalışıyor. Zaten kendini görünmez hissediyor, varoluş ve kabul görme sıkıntısı yaşıyor, bir de üstüne kendi annesi de onun duygularını hiçe sayıyor: “Hiç öyle olur mu kızım!”
Carl Rogers, birisini anlamayı, “Onun duygusal dünyasına girmek ve orada tamamen rahatlayabilmek” diye tarif ediyor.
Karşımızdakinin değişen duygusal hallerini izleyip -korku, öfke, hüzün, karmaşa vs -onun dünyasında kalabilmek için, kendi dünyamızı terk etmemiz, değer yargılarımızdan, görüşlerimizden, bir süreliğine vazgeçmemiz gerekir. Kızınız eminim çok güzel, akıllı ve başarılıdır. Ama kendisi böyle hissetmediği sürece sizden bunları duymak onun hiçbir işine yaramaz.

Haberin Devamı

‘Moral vermek’ yerine onu sahici bir merakla dinlemeye devam edin
Kızınızın duygularını paylaşıyor olması çok güzel. Bu sizin en büyük şansınız. Çoğu ergen, anne-babasıyla tek kelimelik cümlelerle konuşuyor, o da çok gerektiğinde.
Bir dahaki sefere, kızınızla ilgili kendi düşüncelerinizi söyleyerek ona ‘moral vermek’ yerine, onu samimi ve sahici bir merakla dinlemeye devam edin. Hatta sorular sorarak onun gerçekten ne demek istediğini anlamaya çalışırsanız, o da, “Kendimin bile tam anlamadığım garip duygulardan bahsediyorum, ama annem hâlâ beni dinlemeye devam ediyor. Hatta beni anlamaya çalışıyor. Belki o kadar da görünmez değilimdir. Belki de bu koskoca dünyada yapayanlız değilimdir” diye düşünecektir.

Haberin Devamı

Anne-baba olarak her zaman doğru soruları bulamayabilirsiniz
Görsel algılama araştırmaları yapan bir psikolog, deneklere görsel geçmişleriyle ilgili sorular sorar: “Hiç gözlük kullandınız mı?” “Bazı renkleri görmekte zorlanır mısınız?” gibi. Cevapları, yorumda bulunmadan ilgiyle dinleyerek not eder. Sadece veri toplamaya çalışmaktadır. Deneyin sonunda bazı denekler ona “Yardımları için” teşekkür ederler, çünkü o, sessizce dinleyerek farkında olmadan “yardım etmiştir”.
Bu örnekte de görüldüğü gibi, fikir beyan etmeden sadece karşınızdakine kulak vermek zannedilenden çok daha etkilidir.
Anne - baba olarak her zaman doğru soruları bulamayabilirsiniz. Öyle zamanlarda sadece olumlu bir şekilde başınızı sallayarak dinlerseniz, çocuğunuzu sessiz bir iyileşme sürecine davet etmiş olursunuz.
Kızınızın sözlerini yargılamadan dinlediğinizde o da kendi duygularını daha iyi anlayabilecek ve dolayısıyla uzun vadede kendini daha iyi hissedecektir. Bu, özellikle ergenlik dönemi sırasında, çocuğunuza verebileceğiniz en değerli destektir.