Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sadece biz değil, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ülkesinin İstanbul’daki başkonsolosluğuna girip ortadan “kaybolması” hikâyesini dünya takip ediyor. Olayın uluslararası basının gündemine gelmesi, başka zaman ve mekânlarda gerçekleşen benzer tuhaf kayboluşların da tekrar hatırlanmasını sağladı. Bir araya geldiklerinde “Suudlar bunu hep yapıyor” dedirten bir tablo var karşımızda. TBMM Başkanı Binali Yıldırım ile birlikte Parlamentolararası Birlik (PAB) Toplantısı için gittiğimiz Cenevre’de bir diplomat Le Temps gazetesinde yıllar önce ortadan kaybolan Prens Sultan bin Turki bin Abdülaziz’in öyküsünün Kaşıkçı olayından sonra kaleme alındığını aktardı.

Haberin Devamı

Luis Lema imzasıyla yayımlanan makale, Cenevre’de 2003 yılında Suudi Prens Sultan bin Turki bin Abdülaziz’in kayboluşunu tüm detaylarıyla anlatıyor. İşin ilginç yanı Prens Sultan iki kere “kayboluyor”. Prensin hikâyesinde, Kaşıkçı olayında kulaklarımıza çalınan bazı sözcüklerin yer alması da dikkat çekici. Yabancı bir ülke, uyuşturucu iğne, havalimanında bekleyen uçak, ekip gibi...

Suudlar bunu hep yapıyor

Maskeli adamlar

Kral Fahd’ın yeğeni olan Prens Sultan bin Turki bin Abdülaziz, Suudi Arabistan Krallığı’ndaki insan hakları ihlallerini ve yolsuzlukları eleştirdiği mülakatlarıyla tanınan bir isim. Tanıyanlar kendisini “renkli bir kişi” diye tanımlıyor. Çizgiyi aşmadığı sürece krallık tarafından idare edilen prens, eleştirilerinin dozunun artması ve kamuya açık hale gelmesiyle iyice göze batar. Yine bir röportajından sonra amcasının Collonge-Bellerive’de bulunan sarayına yapılan çay davetini kabul eder. İddia odur ki çay davetini yapan kuzeni ve Kral Fahd’ın oğlu Prens Abdülaziz bin Fahd, kendisini Suudi Arabistan’a dönmeye ikna etmeye çalışır. Ancak Sultan bin Turki, buna karşı çıkar. Çıkmasıyla birlikte de odaya maskeli adamlar girer. Prens tuzağa düşürülür. Uyuşturucu iğne enjekte edilen prens, Cenevre Havalimanı’nda bekleyen bir uçağa bindirilir. Sultan bin Turki’nin Amerikalı avukatı Clyde Bergstresser’in açıkladığı raporlara göre, kaçırma sırasında yapılan iğne nedeniyle uçakta komplikasyon yaşar. Ciddi nefes alma sorunları olduğu için entübasyon (solunum için tüp bağlanması) yapılır. Sonunda Sultan gözlerini Riyad’da açar. Ancak hikâye burada bitmiyor.

Haberin Devamı

İkinci kayboluş

Kraliyet ailesi, bir şekilde yıllar sonra Sultan’ın tedavi görmesi için ülke dışına çıkmasına izin verir. Sultan ise, soluğu İsviçre Mahkemesi’nde alır. Çaya davet eden kuzenini şikâyet eder. Böylece tarihe bir Batı ülkesinde ailesini mahkemeye veren ilk Suud hanedanı üyesi olarak geçer.

Prens Sultan bin Turki bin Abdülaziz’in ikinci kayboluşu ise 2016 yılında. Paris’te bulunduğu sırada oğlunu arayan babası Mısır’da buluşmayı teklif eder. İçinde doktoru, hemşiresi ve korumalarının bulunduğu 18 kişilik bir ekibiyle Paris’ten havalanan prens, Kahire yerine yine Riyad’a iner. Prens ihanete uğrar. Adamları satın alınmıştır. O günden bu yana prensin akıbeti hakkında bir bilgi yok. Hapiste mi tutuluyor yoksa öldü mü sorusu hâlâ ortada. Kaşıkçı olayında hâlâ cevabı aranan sorular gibi.