Dilek Kurban

Dilek Kurban

dilek.kurban@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugünlerde, Batı’da, eşcinsellerin eşitlik mücadelesinde tarihi bir dönem yaşanıyor. Fransa Senatosu, meclisin alt kanadının kabul ettiği eşcinsellere evlilik ve evlat etme hakkı tanıyan yasayı görüşüyor. Almanya’da muhalefet, eşcinsel çiftlerin evlilere tanınan vergi imtiyazlarından yararlanmalarını sağlayacak yasa tasarısını parlamentoya sunmaya hazırlanıyor. ABD’de, eşcinsel evliliğe ilişkin iki davanın Yüksek Mahkeme’de görüldüğü son iki haftadır, eski başkan Bill Clinton ile Cumhuriyetçi senatörler dahil çok sayıda siyasetçi eşcinsel evliliği destekleyen açıklamalar yapıyor.
Her ülkede kayda değer bir seçmen kitlesini oluşturan eşcinseller, bazı Batı ülkelerinde bu demografik potansiyeli siyasi güce dönüştürmeyi başardı. ABD’deki son başkanlık seçimleri öncesinde Başkan Barack Obama eşcinsel evliliği desteklediğini deklare ettiğinde, büyük bir siyasi eşik atlanmıştı. Kayda değer bir eşcinsel seçmen kitlesine sahip olan Cumhuriyetçilerin artık bu konuda sessiz kalması mümkün değildi. Aslında, Obama’yı pozisyon almaya zorlayan da eşcinsel hareketti. Eşcinseller, farklı eyaletlerde açtığı davalarla, dokuz eyalette ve başkent Washington DC’de evlenme hakkını elde etmeyi başardı.

İki soruya yanıt
Yüksek Mahkeme’de görülmekte olan davalarda, California eyaletindeki eşcinsel evlilik yasağı ile sadece heteroseksüel evliliği tanıyan bir federal kanun ele alınıyor. Mahkeme’nin yanıt aradığı iki soru var: Eyaletlerin eşcinsel evliliği yasaklama hakkı bulunuyor mu? Federal hükümet, eşcinsel çiftleri heteroseksüel evli çiftlere verdiği sosyal yardımlardan mahrum edebilir mi? Mahkeme, evliliğin eyaletlerin yetki alanında olması ve büyük bir toplumsal tartışmanın varlığı nedeniyle, bu konuda bir tutum almak istemiyor. Öte yandan, Yüksek Mahkeme topu eyaletlere atmaya karar verse de, Amerikan toplumunda kritik psikolojik eşik aşılmış durumda. Eşcinsellerin toplumsal yaşamın her alanında yasalar önünde eşit olması artık sadece zaman meselesi.
Almanya’da da benzer bir hareketlilik yaşanıyor. Almanya’da, başta Dışişleri Bakanı ve Berlin Belediye Başkanı olmak üzere eşcinseller kimliklerini gizlemeksizin siyaset yapabilseler de, henüz heteroseksüellerle aynı haklara sahip değiller. 2001 yılında eşcinsellere medeni beraberlik hakkı tanınmış olsa da, eşcinsel evlilik hala yasal değil. Siyasetin bu ataletine karşı, Federal Anayasa Mahkemesi, eşcinsellerle heteroseksüeller arasındaki eşitsizlikleri birbiri ardına kaldırıyor. Önce eşini kaybeden eşcinsellerin benzer durumdaki heteroseksüellerden daha yüksek miras vergisi ödemesini eşitliğe aykırı bulan mahkeme, geçtiğimiz şubat ayında eşcinsellere eşlerinin evlatlıklarını evlat edinme hakkını verdi.

23 bin eşcinsel çift
Anayasa Mahkemesi’nin eşcinsellerin haklarını genişleten içtihadı, yargının gerisinde kalmak istemeyen siyasetçileri harekete geçirdi. Geçtiğimiz yaz, Başbakan Angela Merkel’in lideri olduğu Hıristiyan Demokratik Birlik (HDB) üyesi 13 milletvekili, sayıları 23,000’i bulan eşcinsel çiftin ortak vergi beyan etmelerini sağlayacak yasal düzenleme çağrısında bulundu. Aile Bakanı başta üst düzey partililerin çağrıya destek vermesi, HDB içinde bir bölünme yaratmış durumda. Eşcinsel eşitliği savunan koalisyonun küçük ortağı Hür Demokrat Parti’nin, muhalefetteki Sosyal Demokratlar ile Yeşillerin sunmaya hazırlandığı yasa tasarısı karşısında ne tutum alacağı merak konusu. Toplumun yüzde 70’ten fazlasının eşcinsellerin eşitliğini destekliyor olması, Merkel hükümetini eşcinsellere dair politikalarını revize etmeye zorluyor. Ancak, HDB’nin oylarının düşüşte olduğu Bavyera eyaletinde güçlü olan koalisyonun diğer ortağı Hıristiyan Sosyal Birlik’in (HSB) buna karşı çıkması, Merkel’i büsbütün zorda bırakıyor. Almanya’da eşcinsellerin hak talepleri, siyasi gündemi belirliyor.