Dilek Kurban

Dilek Kurban

dilek.kurban@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen hafta, Fransız Senatosu’nda tarihi bir oylama yapıldı. Mayıs ayında yürürlüğe girmesi beklenen yasayla Fransa, eşcinsellere evlenme ve evlat edinme hakkını tanıyan az, ancak artan sayıdaki ülkeden biri oldu. 1999’da dönemin sosyalist hükümetinin eşcinsellere “medeni beraberlik” hakkını tanımasının ardından, Cumhurbaşkanı Holland’ın liderliğindeki başka bir sosyalist hükümet döneminde, eşcinsellerin heteroseksüeller ile tam eşitliğinin sağlanması için önemli bir adım atıldı.

Kıl payı kabul edildi
157 oya karşı 179 oyla ‘kıl payı’ kabul edilen yasanın haftalardır protestolara neden olmasının en büyük nedeni, eşcinsellere evlat edinme hakkı tanınmasının kadın, erkek ve çocuktan oluşan geleneksel aile yapısına oluşturduğu ‘tehdit’. Fransa’da, diğer birçok Batı ülkesinde olduğu gibi, kamuoyu yoklamalarında eşcinsellerin evlat edinmesine verilen destek, evlenmelerine verilen desteğin önemli ölçüde altında. Eşcinsel çiftlerin birlikte çocuk yetiştirmesi söz konusu olduğunda, miras, vergi, sosyal güvenlik gibi konularda heteroseksüel çiftlerle aynı haklara sahip olmaları için verilen toplumsal destek azalıyor. Söz konusu olan çocuk yetiştirmek olduğunda, aynı cinse mensup çiftlerin ne derece uygun ebeveynler olabileceği hâlâ tartışılmalı.

Aile tanımı tartışması
Öte yandan, ailenin tanımına ilişkin bu tartışma, eşcinsel çiftlerin yargı yoluyla edindikleri kazanımlarla başka bir mecraya doğru akıyor. Almanya Federal Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) aynı gün - 19 Şubat - verdiği iki karar kayda değer. Almanya’da yasalarca tanınan ‘medeni beraberlik’ içerisinde olan eşcinsel çiftler birbirlerinin biyolojik çocuklarını evlat edinme hakkına sahipti. Ancak, evli çiftlerin aksine, medeni beraberlik içerisinde oldukları eşlerinin evlat edindiği çocukları evlat edinme hakkına sahip değildi. Almanya Anayasa Mahkemesi bu durumu eşitlik ilkesine aykırı buldu.
AİHM’nin X ve Diğerleri/Avusturya kararında ise, “ikinci ebeveyne evlat edinme hakkı tanınması” olarak bilinen, eşcinsellerin eşlerinin biyolojik çocuklarını evlat etme hakkı söz konusu idi. 7’ye karşı 10 oyla verilen kararla, Avusturya’nın evlenmemiş heteroseksüel çiftlere tanıdığı bu hakkı eşcinsel çiftlere tanımaması ayrımcılık olarak nitelendirildi. AİHM’ye göre, üye ülkelerin, eşcinsellerle evlenme, medeni beraberlik kurma ve evlat edinme hakları tanıyıp tanımamak konularında geniş bir takdir hakkı var. Evlat edinme hakkının sadece evli çiftlere tanınması ve eşcinsellerin evlenme hakkının olmaması, başlı başına bir hak ihlali değil. Ancak, üye ülkeler, benzer durumda olan kişilere sadece cinsel yönelimlerinin farklılıkları nedeniyle farklı muamele yapamazlar. Evli olmayan heteroseksüel çiftlere tanınan evlat edinme hakkının eşcinsel çiftlere tanınmaması, cinsel yönelime dayanan ayrımcılık teşkil ediyor.

Türkiye’de tepki çekti
Eşcinsel çiftlerin çocuk yetiştirmesi şubat ayında Türkiye’nin de gündemindeydi. Ancak söz konusu olan, Türkiye’deki eşcinsellerin evlat edinme hakları değil, Hollanda’da fiziksel şiddet gördüğü gerekçesiyle ailesinden alınan Türkiye kökenli bir bebeğin eşcinsel bir çiftin bakımına verilmesiydi. Ak Parti Hükümeti’nin tepkisi, Batı Avrupa’da eşcinsellerin çocuk yetiştirme ehliyetine dair tartışma göz önüne alındığında, şaşırtıcı değil. Asıl mesele, bu tepkinin kökeninde yatan neden. Hükümet, eşcinsel bir çiftin çocuk yetiştiriyor olmasını ‘ahlaka aykırı,’ ‘Türk’ bir çocuğun böylesi bir ortamda büyütülmesini ise kabul edilmez bulmuştu. Eşcinselliği ahlaksızlık olarak gören bu yaklaşım, Avrupa’nın gidişatı göz önüne alındığında, en hafif tabiriyle, anakronistik.