Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’de azınlık kelimesi kullanılmasın. Hep bunu söylüyorum.
Çünkü azınlık yok.
Başka dinden, mezhepten olanlar var.
Kökenleri farklı olanlar var.
Ama hepsi Türk’üm diyor. Türklük ismi altında bir araya gelmişler, kardeş gibi olmuşlar. 776 bin kilometrekarede, 79 milyon, bir ve birlik olmuş.
Azınlık kelimesi ayırıcı, bölücü değil mi? Haksız değil mi?
Evet haksız.
***
İşadamı İshak Alaton öldü.
“Hayatım boyunca hep öteki olarak görüldüm, hep öteki oldum.
Tabii bugün de yapılıyor. Daha çok ayrımcılık, daha çok ötekileştirme. Ben öteki olmaktan yoruldum. Ben herhangi birinizden daha Türk’üm. Beş yüz senedir buradayım, bu topraklardayım..”
İşte bu da benim haklı olduğumu gösteriyor.
Azınlık yok.
Bu topraklarda yaşayan herkes Türk...
***
Öcalan’ın kardeşi de İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüştü.
Ve sanki Apo’nun da artık aynı şeyleri söylediğini belirtti.
Yani ayrı gayrı yok.
“PKK sorununu 6 ayda çözeriz.
Yapılan kör bir savaştır.
Artık bu kan gözyaşı dursun.”
Yani görülüyor ki PKK kurcusunun geç de olsa aklı başına gelmiş.
“Artık bu kan, gözyaşı durmalı” diyor.
Yani ayrı gayrı yok. Azınlık yok.
Türk, Kürt kökeni ne olursa olsun bu topraklarda kardeştir.
Bunu hep söyleyenler var ama Apo yeni söylüyor.
Hadi bakalım.
***
28 belediyeye kayyum atandı. Ağrı’nın Diyadin belediyesinin girişindeki Kürtçe tabela kayyum tarafından kaldırıldı.
Ama İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bunu kardeşliğe aykırı buldu.
Bakan talimatıyla Kürtçe tabela yeniden eski yerine asıldı. İçişleri Bakanı’nın sözleri tam bir kardeşlik ifadesidir.
“Kürtçe de bizim dilimizdir.”
Ayrılık peşinde koşanlar, yüzünüz kızarmadı mı?
***
Ne zaman bu birlik ve beraberlik konusuna samimi olarak eğilirsek kazanırız. Hepimiz 79 milyon rahat ederiz, rahat ve istikrarlı yaşarız.
Azınlık yok, ayrı gruplar yok, bunları bizi bölmek isteyenler yarattı dersek gerçeği söylemiş oluruz.
Hadi bakalım. Ha gayret.

Haberin Devamı

İNSANLIK ÖLDÜ MÜ?

Birçok gazetede, TV’lerde yer aldı.
Ama bir gazetemiz birinci sayfasında en büyük başlığı atmış, “insanlık ölmüş” diyor.
Adam, arabasıyla çarpıp yaraladığı iki çocuğu, otomobilini kirletirler diye bagaja koyuyor.
Doğru insanlık ölmüş, daha doğrusu bu adam yaptığı ile insanlığı öldürdü sayılır.
Ama aksi de var.
Ben bayramın ikinci günü belki de aceleciliğim yüzünden, Silivri’de bir lokantanın açık otoparkında düştüm. Boylu boyunca bir anda yere serildim. Başım yarıldı, yüzümün yarısı tanınmaz hale geldi. Çeşmeden boşanırmış gibi bir anda yüzümden, başımdan kan fışkırdı.
Yardıma koşanlar oldu.
Ama bir grup genci ömrümün sonuna kadar unutamam.
Nereden çıktılarsa anında geldiler ve otomobillerinin kirlenmesini düşünmeden başımdan fışkıran kana rağmen ve itirazımıza ve teşekkürümüze rağmen beni ve eşimi arabalarına koyup hastaneye hızla ulaştırdılar.
Ne ben onları tanırım, ne onlar beni.
Yaptıkları “insanlık” değil mi? Yalnız insanlık.
Onlara bu vesile ile gecikmiş de olsa çok çok teşekkür ederim.
İşte insanlığın daha “ölmediğini” gösterenler de var.

Haberin Devamı

KÖPRÜ | VUR BELİNE KAZMAYI

Haberin Devamı

Bayramda gazetede okudum.
Yani Milliyet’te.
Çanakkale Köprüsü gündemde ya. Gazetede onu yazmış. “Vatandaşların mutluluk kaynağı” deniyor. Doğu. Bu köprü bütün yurdun mutluluk kaynağı.
Ama Gelibolu’nun Belediye Başkanı Mustafa Özacar bu kanaatte mi?
Bakın, Başkan diyor ki;
“Her olayda olduğu gibi olumlu ya da olumsuz etkileri olacaktır. Köprünün bölge tarımını olumsuz etkileyeceğini düşünmüyorum. Bölgemizi asıl termik santrallerin etkileyeceğini, karşımızdaki, yanımızdaki termik santrallerin bölge için asıl tehlike olduğunu düşünüyorum. Termik santral tüm bunlardan daha tehlikeli olan bir girişimdir. Köprüden değil, termik santrallerden olumsuz anlamda etkileneceğiz.”
Dam üstünden saksağan vur beline kazmayı.
Adam termik santrallerle bozmuş.
Köprü nire, termik santral nire?
Dünya 60 yıldır termik santrallerden istifade ediyor. İngiltere’de bile bugün yenileri yapılıyor, oysa bu tip kişiler bizim ülkemizin nükleer enerjisinden istifadesine engel oluyor.
Halk bu kişiyi bir daha belediye başkanı yapmamalı.

KÜBA | İYİ VE KÖTÜ YANLARI

Hürriyet’te “Castro ve sonrası” diye bir dizi yazı vardı.
Başkalarına, yani bilmeyenlere Küba’yı anlatıyor.
Başka anlatanlar var.
Yalnız anlatış objektif olmalı.
Yani Küba Devrimi’nin iyi yanları gibi kötü yanları da gözler önüne serilmeli.
Serilmeli ki, biz bugüne kadar herkesin işine geldiği gibi, yani ideolojisine göre anlatışına da son verildiğini, dürüstlük ve doğruluk yapıldığını görmüş olalım.
Olmaz mı?
İstenirse olur.
Yani bizim halkımızın şikâyetçi olduğu konulardan orada şikâyet yok mu?
Yoksa şikâyet çok çok çok fazla mı? Bizle mukayese bile ülkemize hakaret mi sayılır.
Doğruyu öğreniversek, mukayese etsek.
Tarafsız olarak.