Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

2017 inşallah hayırlı olur.
Ülkemiz için bunu diliyorum.
Manzara kötü.
2016’nın izlenimi, özeti çok kötü.
Ben doğduğumdan bugüne kadar böyle bir Türkiye görmedim, bilmedim, çünkü darbe var, savaş var, terör var.
Evet, darbe, savaş, terör...
3 felaketi bir arada yaşıyoruz.
Oysa üçü bir arada hiçbir zaman olmamıştı.
Ama şimdi aynı anda üçünü de yaşadık, yaşıyoruz.
Cumhurbaşkanı bu durumu “yeni istiklal savaşı” diye adlandırıyor. Türkiye yine de dipdiri ayakta.
Helal olsun.
***
Darbe teşebbüsü Temmuz’un 15’indeydi.
Vatandaşımızın bu derece karşı koyacağı hesap edilmemişti.
Tankın altında ölümü göze almak her babayiğidin harcı değildi.
Yurtdışında, tankın önünde duran adam resmi tarihe geçti unutulamaz oldu.
Ya bizimkiler, tankın paletleri önüne yatmış resimleri unutulabilir mi?
O gece 300 civarında vatandaşımızın darbeciler tarafından öldürülmesi ile son buldu.
Ve hedefteki Cumhurbaşkanı öldürülmeyi teğet geçti.
Oysa aynı Cumhurbaşkanı bir süre önce o darbeciler için: “Ne istediler de vermedik” demişti.
Darbecilerin yaptığı, en hafif deyimiyle “ihanet”tir.
***
Savaş da var.
Askerlerimiz Suriye’de şehit oluyor. Önce amaç “Özgür Suriye Ordusu”nu (ÖSO) Şam’a karşı desteklemekti.
Ama sonra Türkiye kendisini El Bab’daki savaşın içinde buldu.
Şehitler verdi.
Politika değişti.
Rusya ve İran’la Halep’te işbirliği yapıldı.
Ankara’nın birinci amacı Esad’ı düşürmek iken, o ikinci amaç oldu. Onun yerini terörle mücadele aldı.
Amaç şu bu, netice savaştı ve Türkiye savaştaydı.
***
Terör hiç eksilmedi, arttı.
Ortalama 35 yıldır çekiyoruz, mücadeledeyiz.
Hep “Artık yeter” diyoruz, ama boşuna.
Bir yanda PKK, bir yanda IŞİD, bir yanda FETO, bir yanda DHKP-C, yanıyoruz, sabrımız taştı, bunlara yeter diyecek bir hükümet yok mu?
AVM’lerde, istasyonlarda, toplu gösteri merkezlerinde, futbol maçlarında, toplu taşıma araçlarında tedirginiz.
Bu böyle çekilir mi?
***
Evet, halimizin, Türkiye’nin durumunun özeti bu.
Darbe, savaş, terör, üçünü aynı anda yaşamak, “Allah düşmanıma vermesin” derler ya öyle...
Ve Türkiye’de bu duruma son verilmesini bekliyoruz.

İSTER İNAN İster inanma

Şehrin yarısı göç ediyor ama Halep’te meydanlarda renkli yılbaşı kutlamaları var...
Yılın sorusu.
2 oğlu askerde olan şehit babası kapıya gelen subaylara soruyor: “Fetih mi, Ferhat mı?”
“Türk yetkililerin kucak açtığı 45 bin Halepli artık güvende.”
Peki ya Ankara’dakiler?
Türkiye dış politikasını güncelledi, artık Suriye politikamızda 1. öncelik terörle mücadele, Esad’ı düşürme değil.

YAZBOZ Eğitimde iflas

Eğitimde iflastayız.
Bunu yeni söylemiyoruz.
Her bakan değiştikçe eğitim programları değişiyor.
İstikrar yok.
Yazboz tahtası gibi. İşler iyi gitse bu kadar çok değişiklik yapılır mı? İşte uluslararası öğrenci değerlendirilme programı “PİSA” bizim eğitimde nasıl zavallı olduğumuzu ortaya koydu. Milli Eğitim Bakanımız İsmet Yılmaz ne derse desin bu sonuç velilerin düşüncesini değiştirmeyecektir.
Onun için değil mi ki parası olan çocuğunu tahsil için yurtdışına yolluyor.

DAVA Sınırı olmalı

Davalarda sınır yok.
Bugün başlıyor, ne zaman biterse.
Neredeyse bazı davalar bir ömür sürebiliyor.
Bu olmamalı.
Davanın da bir sınırı olmalı. Bunları bana bir cinayet davası hatırlattı.
“CHP İzmir eski milletvekili Güngör’ün oğlu Mustafa Güngör’ün TBMM lojmanlarında öldürülmesine ilişkin davanın görülmesi sürüyor. 24 Haziran 1991’deki olayın tanığı olarak TBMM eski Başkanı Hikmet Çetin geçende duruşmada dinlendi.”
Gördünüz mü?
Cinayet 1991’de işlenmiş ve bugün 2016, dava hâlâ sürüyor.
Bir de biz “Geciken adalet, adalet değildir” diyoruz.