Dr. Jan Klod Kayuka

Dr. Jan Klod Kayuka

jan.klod@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Zona; ağrıya yol açan, ciltte kabartı, kaşıntı ve döküntülere neden olan bir cilt hastalığıdır. Tıp dilindeki adı, ‘herpes zoster’dir. Halk arasında ise ‘gece yanığı’ olarak bilinir. Zonada belli bir bölgeyi etkileyen döküntüler, ilk önce su toplayıp ardından kabuk tutan kabarcıklar şeklindedir. Sebebi, su çiçeğine de yol açan varisella zoster virüsüdür.

Kişi, su çiçeği geçirdiyse virüs vücuttaki bazı sinirlere yerleşmiş demektir. Bu virüs bir kez vücuda yerleştikten sonra bağışıklık sisteminin zayıf düşmesini bekler ve fırsat bulduğunda harekete geçerek zonanın ortaya çıkmasına yol açar. Virüsün neden birden bire harekete geçtiği ve zonaya neden olduğu tam olarak açıklanmış değil. Ancak bağışıklık sisteminin zayıfladığı bir dönemi seçtiği biliniyor.

Haberin Devamı

Depresyon, stres, yaşlılık ve çeşitli hastalıklar vücudun zayıf düşme nedenleri arasında sayılabilir. Virüs sinir köklerine yerleştiğinden, zona ağrıları şiddetli olabilir.

Sırt, göğüs, karın, kalça, kol, bacak, boyun, baş ve yüz, zonanın etkilediği bölgelerdir. Zona şikayeti bu bölgeler arasında en çok göğüs ve başta görülür.

Neden zona oluruz?

Zonayla karşılaştığımızda biz hekimleri kaygılandıran hastalık değil, hastanın niye zona olduğudur. Hemen her yaş grubunda görülebilir ancak 50 yaş üzerindeki kişilerde risk daha yüksektir. Bu durum, yaşlılıkla birlikte vücudun bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla açıklanabilir. Bir yaşından önce su çiçeği geçirenler ve bir hastalık ya da ilaçlar nedeniyle bağışıklık sistemi zayıf olanlar da risk grubundadır. Zonayı tetikleyen faktörlerse şunlar:

- Depresyon

- 50 yaş üzeri olmak

- Daha önce su çiçeği geçirmek

- Üzüntü

- Uykusuzluk

- Kanser

- Yorgunluk

- Işın tedavisi

- Zehirlenme ve kaza

- AIDS

- Yetersiz beslenme

Tekrar ediyor mu?

Bağışıklık sistemi her zayıf düştüğünde, virüs harekete geçecek diye bir kural yok. Ayrıca her su çiçeği geçiren kişide de zona görülmez.

Hastaların çoğunda, su çiçeği sonrasında zona şeklinde sadece tek bir atak ortaya çıkar. Genelde tekrarlamayan bir hastalık olarak kabul edilir ancak nadiren de olsa tekrar ortaya çıktığı hastalar da var.

Haberin Devamı

Pek çok kişinin aklına gelen ilk soru, biri, zonanın bulaşıcı olup olmadığıdır. Hastalık, yaralara temas eden kişiye zona olarak değil, su çiçeği olarak bulaşabilir. Çocukluğunda su çiçeği geçirmemiş ya da su çiçeği aşısı olmamış bir yetişkin ya da çocuk eğer zona yaralarına doğrudan temas ederse virüs bulaşabilir. Ancak varisella zoster virüsü bu kişinin vücuduna ilk kez girmiştir. Dolayısıyla virüs bulaşan bu kişide zona değil, su çiçeği görülür. Daha önce su çiçeği ya da zona geçirmiş olan kişiler ise zonaya karşı dirençlidir.

Tedavi seçenekleri

Erken teşhis ve tedavi çok önemli. Bunun nedeni, zonanın sinirleri etkileyen bir hastalık olması. Eğer tedavide gecikilirse, zona ağrılarının döküntü ve yaraların iyileşmesinden sonra bile, uzun süre devam etmesi riski doğar. Zona tedavisi, iç hastalıkları, enfeksiyon rahatsızlıkları veya dermatoloji uzmanı hekimler tarafından düzenlenip, takip edilmeli. Daha önce de belirttiğim gibi burada amaç, zonayı tedavi etmenin yanı sıra sebebi ortaya çıkarmaya yönelik olmalı. Aksi takdirde zonayla uğraşırken altta yatan çok ciddi kanserojen bir hastalığı atlayabiliriz.
Zona tedavisinde virüsle savaşacak bir ilaç kullanılması gerekir. Bu ilaç ağrıyı azaltır, hastalık süresini kısaltır ve ileri aşamada ciddi sorunların ortaya çıkmasını engeller. Yanma ve ağrı hissedilmesinin ardından üç gün içerisinde ilaca başlanması gerekir. Ciltte kabartılar ortaya çıkmadan tedavinin başlaması, en iyisidir. Vücut zayıf düşmüş olduğundan, dinlenmek de önemli. Ayrıca yaraların iyileşme sürecinde düzenli pansuman yapılmalı ve yeni bir enfeksiyon oluşmamasına özen gösterilmeli. Zonanın hafif geçmesi için bu tedbirler alınırken, bağışıklık sistemini zayıf düşüren neden de araştırılmalı. Örneğin stresin ortadan kaldırılması ya da bir hastalık söz konusuysa, tedavisinin yapılması.

Haberin Devamı

Bu belirtilere dikkat

Zona belli bir bölgede ağrı, karıncalanma, yanma ve kaşıntı gibi belirtilerle ortaya çıkar. Öncesinde baş ağrısı, halsizlik, ateşsiz grip belirtileri, ışığa karşı hassasiyet görülebilir. Yanma ve ağrı şiddetli olabilir. Ciltte henüz herhangi bir döküntü ya da kabartı yokken bile ortaya çıkabilir.

Genellikle sırt ve göğüs bölgesinde görülen ağrılar, çoğu kez başka hastalıklardan şüphelenilmesine neden olur. Ciltteki içi su dolu kabartılarsa kabuklu yaraya dönüşür. Zona virüsü sinirleri etkilediğinden eğer hastalığa müdahale edilmezse, işitme ve görme kaybı, yüz felci, kasların oynatılamaması, enfeksiyon gibi daha ciddi belirtiler de gelişebilir. Nadir de olsa baş bölgesini, yüzü ve gözleri etkileyebilir. Özellikle gözü etkileyen zonada hemen tedaviye başlanmalıdır. Akciğer, beyin ya da sindirim sistemindeki iç organlar da zonadan etkilenebilir.