Dr. Tanju Sürmeli

Dr. Tanju Sürmeli

tanjusurmeli@yasamsaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Kibir, kişinin diğerleriyle arasındaki düşmanlığı ateşler, ilişkilerine ve sağlığına zarar verir. Bireyi, denetim altına alınamayan, baskın ve sosyal fonksiyon bozukluğu olan birine çevirir

Pluralizm

KİBİR BEYİNDE BAŞLIYOR

Sosyal bilimler; toplumu oluşturan çeşitli gruplar arasında birbirlerinin kültürlerine karşılıklı saygıya dayalı bir sosyal sistemde, içindeki alt gruplar, kendi yaşam tarzı ve gelenekleri terk etmek zorunda olmadan, daha çok, kendi kültürlerini ifade etme ve daha büyük topluma önyargısız katılabilmeyi ‘pluralizm’ yani çoğulculuk olarak adlandırır. Birden fazla ahlaki ve etik değer o toplumda yer alır, teke indirilemez veya biri diğerlerinin yerini alamaz. Amerika Birleşik Devletleri bunun en güzel örneğidir.

Yaklaşma ve kaçınma motivasyonu
Yaklaşma ve kaçınma olarak iki çeşit motivasyondan bahsedilir. İlk olarak Yunan filozof Democritus, sonra Socrates ve Epicurus bundan bahsetmiştir. Birçok çalışma gösteriyor ki, yaklaşma motivasyonu olan kişilerdeki kişisel farklılıklar kibir, narsizim, sosyopat kişilik eğilimleri, düşmanlık veya saldırganlık ifade eden davranışlarla bağlantılı.
Yüksek seviyede yaklaşım motivasyonu olan kişiler, yaptıklarından büyük heyecan duyar ve hedeflerini gerçekleştirme isteği, onları canlı ve kuvvetli tutar. Bu davranışın devamlı tekrarlanması, beyinde bağımlılık merkezinin uyarılmasını sağlar ve bağımlılık oluşturur. Bu da öfke, saldırganlık ve bipolar semptomlar ortaya çıkarır. Bu kişiler, işin sorunlu tarafını göremezler çünkü beyinlerinde o davranışa bağımlılık gelişir.
Kibirliler, kendi çıkarları için başkalarını kullanırken çok soğukkanlı olabilir. Onları etkileyen faktörler; toplumsal çekiciliği, kendileri hakkında inançları, sözel olmayan ihtiyaçlarını sözel olarak anlatma güçlükleridir.

Dopamin önemli
Beyinde dopamin mekanizması, motivasyonda artar, bağımlılıkta çok daha fazla artar ve daha çok salınmasını gerektirir. Dopamin, beyinde hedefe yönelik alanlara ve dikkat bölgelerine doğru yönelir. Dopamini artıran en basit şey, gıda ve seks.
Bireyler arasındaki kibir, sosyal ilişkilerde yaklaşma motivasyonu davranışı olarak değerlendirilen bir strateji. Kibir, kişinin diğerleriyle arasındaki düşmanlığı ateşler, sosyal desteğe, ilişkilerine ve sağlığına zarar verir. Bireyi, denetim altına alınamayan, baskın ve sosyal fonksiyon bozukluğu olan birine döndürür.
Yapılan QEEG, fMRI ve PET çalışmalarında, yaklaşma motivasyonunda beynin sol tarafı aktif hale geçer, kaçınma motivasyonundaysa beynin sağ tarafı aktif hale gelir.
Beynin sağ tarafının daha çok duygusal tepkiler vermemizle bağlantılı olduğu düşünülse de kızgınlık ve endişe, yaklaşma motivasyonuna katkıda bulunarak, beynin sol kısmının aktif hale gelmesinde de yardımcı olur. Açıkça ortaya konulmayan, kaçınma motivasyonu eğilimleri, kişilerin kibirliliklerini tahmin etmekte önemli. Kaçınma motivasyonu, gelen tehlikeye karşı vücudun ‘karşı koy, kaç ve hareket etme’ teorisinin geliştiği beyindeki Amigdala’nın uyarılmasıyla olur. Burada kişinin ne kadar savunmaya geçeceği, kendi tecrübeleriyle kayıtlanan davranışlardan belirlenir.

Kibir bulaşıcı mı?
Politikacıların kibrinden dünyanın birçok ülkesinde şikayet edildiğini basından okuyabilirsiniz. Kibirlilik, bulaşıcı değil ama bir süre sonra öğrenilen bir davranış haline gelebilir. Eğer başkanları kibirliyse çevresi de bunu öğrenip öyle davranmaya başlayabilir. Tıp bilimi içinde incelenmesine rağmen birçok kibirli bilimadamı veya bilimsel grupla karşılaşmak da mümkün. 15’inci yüzyılda Osmanlı döneminde sarayın kibirli elitleri tarafından saraya alınması kabul edilmeyen ünlü ortopedist cerrah Dr. Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun (1385-1468) geliştirdiği birçok ameliyat türü ve aleti bugün bile kullanılır.