Dr. Tanju Sürmeli

Dr. Tanju Sürmeli

tanjusurmeli@yasamsaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Çeşitli çalışmalar, Neurofeedback yönteminin Obsesif Kompulsif Bozukluk tedavisinde yüz
güldüren sonuçlar verdiğini gösteriyor

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), kişiyi güçten düşüren ve zayıflatan psikiyatrik bir rahatsızlık. Tekrar eden ve ısrarcı düşüncelerden (obsesyon), dürtülerden, görüntülerden, kaygıya ve strese sebep olan uygunsuz ancak kişiyi yapmaya zorlayan ve/veya tekrar eden davranışlardan (kompulsiyon) karakterize bir durum. Dünyada en çok görülen dördüncü, en çok sıkıntı ve kısıtlılık yaratan 10’uncu rahatsızlık.

Bilişsel davranışçı terapi
Bu rahatsızlık için halen en yaygın kullanılan tedavi yöntemi, bilişsel davranışçı terapiyle beraber yürütülen ilaç kullanımı. (SSRI grubu anti-depresanlar) SSRI ve bilişsel davranışçı terapinin kanıtlanmış etkinliğine rağmen hastaların önemli bir kısmı, bu standart yaklaşımlardan sınırlı miktarda fayda sağlıyor. Kontrollü çalışmalar, SSRI’ların OKB üzerinde seçici etkinliği olduğunu gösterse de, hastaların yüzde 40-60’ı tatmin edici sonuçlar alamıyor.
Meta analiz çalışmalarında CBT tedavisini tamamlayan hastaların yüzde 76-86’sinde iyileşmeler görüldüğü biliniyor. O’Conner ve ekibi, bilişsel davranışsal terapinin ya da yalnız ilaç tedavisinin hastalara sadece belli bir oranda yardımcı olabileceğini buldu. Yeni tedavi yöntemlerine ihtiyaç olduğu bir gerçek.

Beyin dalgalarına göre ilaç
Prichep ve ekibi, Hansen ve ekibi OKB hastalarında SSRI grubu anti-depresan ilaçlara verdikleri cevaplara göre (cevap verenlerle vermeyenler), patofizyolojik alt gruplar tanımlayabildi. Yoğun alfa dalgası artışı olan bu hastalar, ilaçlara yüzde 82 oranında olumlu yanıt verirken, artmış teta beyin dalgası olan ikinci alt grup, SSRI ilaçlarla yüzde 80 oranında
başarısız oldu.

İlaçsız Neurofeedback yöntemi
2011 yılında ‘Clinical EEG’ ve ‘Neuroscience’ dergisinde yayımlanan benim ve arkadaşlarımın yaptığı çalışmada, 36 ilaca dirençli (ortalama
4 ilaç ve 8 yıl süre) OKB hastasına beyin dalgası bozukluğu-na göre kişiye özel QEEG uygulamalı Neurofeedback tedavisi sonrasında 33’ü Yale-Brown takıntı ölçeğine göre klinik iyileşme gösterdi. 26 aylık takipte 19’u şikayetlerinin tekrarlamadığını ve 9’u da günlük yaşamlarını etkilemeyecek ve tekrar tedavi gerektirmeyecek şekilde hafif şikayetlerinin
olduğunu belirtti.

Örnek vaka
Bir başka örnekte 20 yaşındaki kadın hasta, bazı olayları altı senedir kafasına çok taktığını söyleyerek merkezimize başvurdu. “Bir şeyleri anlatırken karşımdakini inandırmaya çalışıyorum. Karşımdakine, ‘Anladın mı? Anladın mı?’ diye tekrar tekrar soruyorum. Tanrıyla ilgili küfürler, dilekler gibi şeyler düşünüp söylemeye başladığını, bir aydır bu tarz düşüncelerin çok yoğun olduğunu, saçma olduğunu düşündüğünü ama kendini durduramadığını belirtti. Neurofeedback tedavi sonrası obsesyonları tamamen ortadan kalktı.
Tedavinin ortalama süresi, birkaç ay. OKB tedavi kriterlerine göre, çoğu hasta ilaca başladıktan 4-6 hafta sonrasına kadar herhangi bir iyileşme görmüyor, sonunda ilaca yanıt verenler de 10-12 haftaya kadar bir iyileşme gösteriyor.
Başarılı ilaç tedavisinde her 1-2 ayda semptomlarda yüzde 10-25 oranında kademeli bir azalma görülene dek 1-2 yıl boyunca devam edilmeli. Neurofeedback’le bu süre, çoğunlukla kısalabiliyor.
Koprivava ve ekibi, 20 yatan OKB hastasında takıntıların çıktığı bölge olarak düşünülen ‘anterior cingulate’ bölümünde beyin dalgalarını (theta, alfa veya beta) neurofeedback yöntemiyle düzenlemeyi ve tekniğin plasebodan üstün olduğunu randomize plasebo kontrollü çalışmayla 2013 yılında ‘Neuropsychobiology’ dergisinde yayımlayarak gösterdi.

Haberin Devamı

OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK

Haberin Devamı

TAKINTILARIN TEDAVİSİ  MÜMKÜN MÜ