Dr. Hasan İnsel

Dr. Hasan İnsel

hinsel@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Mutfağınızdaki bez torbanın içinde duran mercimeği toprağa atın, birkaç hafta sonra size canlı olduğunu gösterir.
Kabuğuyla, kepeğiyle saklarsanız buğday canlıdır ama beyaz un ölüdür. “Bitkisel ağırlıklı beslenmeye geçin” diyor ‘Kınıkoğlu Diyeti’

Sevgili dostum kardiyolog Dr. Murat Kınıkoğlu’nun ‘Kınıkoğlu Diyeti’ isimli kitabı çıktı geçen hafta. İki senedir bu kitabı hazırladığını, içindeki 99 sağlıklı yemek tarifinin her birini en az iki kere kendi evinde eşi Canan Hanım’la pişirip yediğini bizzat biliyorum. Böyle bir hazırlığın sonrası da bana göre, bugüne dek yazılmış diyet kitaplarının en iyilerinden biri çıkmış ortaya. Diyet kitabı demek, bu kitaba biraz haksızlık oluyor, aslında insan ömrünü uzatıp, sadece kilosunu değil sağlığını da kontrol edebileceği güncel bilgileri inanılmaz bir üslupla sunan tek ciltlik bir ansiklopedi. Oğlak Yayıncılık’ın çok kaliteli basımı ve sayfa düzenlemesi de okuma zevkini en üst düzeye taşıyor.
Medeniyetin beslenmemize getirdiklerini anlatan bölümden bazı cümleleri aynen aktarıyorum:
“Besinin sahtesi olur mu? Tabii ki olur. Doğada bulunduğu haliyle yenmesi mümkün olmayan, yutabilmemiz için katkı maddeleri eklenmiş ve özel işlemlere tabi tutulmuş yiyeceklere ‘sahte besin’ diyoruz. Fabrikasyon sahte besinlerin her birinin içinde onlarca katkı maddesi vardır. İşin kötü tarafı, içindeki tatlandırıcılar yüzünden vücudunuza hiçbir yararı olmadığını, hatta zararı olduğunu bilmenize rağman o sahte besinleri tüketmeye devam edersiniz.
Peki, besinin ölüsü olur mu? Olur. Mutfağınızdaki bez torbanın içinde uslu uslu duran mercimek canlıdır, toprağa atın birkaç hafta ya da ay sonra size canlı olduğunu gösterir. Nohut, fasulye, bezelye hepsi çoğalmak için uygun bir ortam bekleyen canlılardır. Koparılmış maydanoz ya da ıspanak bile canlıdır, suyun içine koyarsanız dirilip hayatta olduklarını gösterirler.

Çiğnemekte zorlanır, yutamazsınız
Kabuğuyla, kepeğiyle saklarsanız buğday canlıdır ama beyaz un ölüdür. Ağzınıza bir avuç beyaz un atın, sahte besin olduğu için çiğnemekte zorlanır, su içmeden yutamazsınız. Unu yenecek hale getirmek için ıslatmanız, bakteriler yardımıyla içindeki nişastayı parçalamanız (mayalama işlemi) sonra içine biraz tuz katıp fırında pişirmeniz gerekir. Kabuğunu aldığınız beyaz pirinç de ölüdür, toprağa atarsanız tekrar yeşermez.
Sahte ve ölü besinlerin hepsini saymaya kalksam bu kitabın sayfaları yetmez. Krakerler, donatlar, patates cipsleri, jelatinli torbaların içinde satılan fabrikasyon ürünler... Bu yiyeceklerin çoğuna market raflarında, oda sıcaklığında bozulmamaları için koruyucu maddeler ilave edilir ve hemen hepsi damarlarımız için son derece zararlı trans yağ içerir.”

Okuyun, okutun
Kitabın 11’inci bölümünün başlığı, ‘Bitkisel Ağırlıklı Beslenmeye Geçin’. Devamında bazı cümleleri aktarıyorum: “Lafı uzatmanın bir anlamı yok; sağlıklı olmak istiyorsanız yarından tezi yok bitkisel ağırlıklı beslenmeye geçin. Eti ve hayvansal ürünleri kesin demiyorum; insanoğlu 10 milyon yıl boyunca az miktarda da olsa et yedi, yumurta yedi. Şunu bilmenizde yarar var: Etin, sütün, yağın fazlasının size ayrıca bir yararı yok. Hayvansal ürünleri yedikçe güçlenmez, aksine zayıf düşersiniz.”
Son günlerdeki diyet tartışmalarına bir yenisi gelecek anlaşılan ‘Kınıkoğlu Diyeti’yle.
Kısacası bu kitap, kendi sağlığıyla ve/veya sevdiklerinin sağlığıyla uzaktan yakından azıcık da olsa ilgilenen herkesin okuması ve sevdiklerine okutması gereken bir kitap. Herhangi bir sayfasındaki küçücük birkaç cümle bile hayatınızı olumlu yönde değiştirecek bilgiler içeriyor. Mutlaka okuyun ve uygulayın, hem uzun hem sağlıklı bir yaşam için gereken her şey var bu kitapta.