Dr.Eser Alptekin

Dr.Eser Alptekin

dreseralptekin@gmail.com

Tüm Yazıları

Boynu ağrıyan hastaların, “Boyun fıtığı oldum” diye kederlenmelerine gerek yok. Örneğin ABD’de boyun ağrısı şikayetiyle doktora giden hastaların yüzde 21’inde boyun fıtığı tespit edilirken, nedense Türkiye’de bu oran yüzde 86’ya çıkıyor

Tomografi ve MR’ın sağlık alanına girmesiyle bu oranlarda epeyce yükselme oldu. Kim bilir ne kadar boyun fıtığı olup da farkına varmadan, şikayetleri olmadığı için aramızda dolaşan insan var. ABD’de bel fıtığıyla ilgili bir çalışma yapılmış; belinde hiç sorunu olmayan 2 bin kişinin MR’ını çekmişler. Yüzde 37.8’inde bel fıtığı tespit edilmiş. Şikayetleri olup hekime başvuran hastaları da hesaba katarsak, o da yüzde 20. Dolayısıyla yüzde 50’nin üzerine çıkıyoruz. Böylece de bel fıtığı iktidarını ilan etmiş oluruz.
Boyun fıtıkları içinde yaklaşık aynı oranların geçerli olduğunu düşünüyorum. Yalnız boyun fıtıkları, bel fıtıklarından daha az görülüyor. Ayrıca bel-boyun fıtıkları birdenbire oluşmuyor veya siz hissetmiyorsunuz. Boyundaki omurlar arasındaki disklerde zaman içinde bozulma oluşuyor. Sonunda bardağı taşıran damla geliyor. Bu da ters bir hareketle, arabada giderken ani frenlerde ve çarpmalarda oluşan ‘kamçı manevrası’yla, başı uzun süreli sabit tutmayla, ağır kaldırma ve stresle kendini gösterebiliyor. Şikayetler bazen yavaş yavaş başlar, bazen de aniden gelişir. Başlangıçta boyunda ağrı hissedilir. Bazen de omuza, kola ve parmaklara vurabilir. Ağrı şiddetli de olabilir, hafif de veya hiç olmayabilir. Hasta başını yastıkta koyacağı yer bulmakta zorlanır. Onun için ben hastalarıma nasıl rahat edebiliyorlarsa o pozisyonda yatmalarını ve rahat edebilecekleri yastığı tercih etmelerini öneririm.

Diş ağrısı gibi kol ağrısı!
Boyun fıtığındaki ağrıyı anlatan hastaların durumunu iyi değerlendirmek gerekir. Ben bu ağrıyı şöyle tarif ederim; diş ağrısının kolda olan şekli. Çünkü bu iki ağrı da sinirlerle ilgili sorunlardan kaynaklanıyor. Hasta, ağrıyı kızgın bir bıçağın kol boyunca saplanması gibi tarif eder. Hasta kolunun ve elinin bazı yerlerini hissedemediğini söyler.

Tedavi süreci
Duyu kusurlarının olduğu bu dönemlerde güç kayıpları da başlayabilir. Kolun ve elin bazı bölümlerinde kuvvette azalma olur. Bu bölgelerde kas erimeleri görülebilir. Bu tabloda ağrıdan daha önemli olan, güç kayıpları ve kas erimeleridir. Bunu engellemek için fizik tedavi ve rehabilitasyon programlarını hemen devreye sokmak gerekir. Tedaviye öncelikle kas erimelerine karşı uygulanan, adale kasılıp gevşemelerini yapan cihazlarla başlanır. Aynı zamanda fizyoterapistler de elle yapılan uygulamalara başlar ki rehabilitasyonun önemi buradadır... Çünkü sinir bir süredir fonksiyonunu tam yapamamaktadır. Yani elektrik kablosu tam çalışmıyor ve iletiyi kaslara götüremiyordur. İleti gitmeyince de belli bölümün kasları kasılıp gevşemeyi yapamaz ve zayıflar. Koldaki kaslar arasında koordinasyon bozulur. Çünkü bir kısmı güçlü, bir kısmı zayıf kalmıştır. Bu da bazı hareketleri yaparken ağrıyı artırır. Bazı hastalar kolları belli pozisyondayken ağrılarının azaldığını söylerler. Vücut orada da üzerine düşeni yapıp kendisi için en iyi olanı seçmektedir. Ben hastalarıma vücudun seçtiği pozisyonun doğru olduğunu söyler, zorlamamalarını öneririm.

Neden korse kullanmalı?
Boyun fıtığı hastalarında kesinlikle boyun korseleri kullanılır. Çünkü korseler boynun hareketlerini kısıtlar ve boyundaki hareketlere bağlı ağrılarda önemli ölçüde azalma olur. Boyun korselerini gece yatarken çıkartmayı unutmayın, zira fayda yerine zarar verebilir. Onların yerine çevresini sarıp boyun boşluğunu dolduran ortopedik ve kuş tüyü yastıklar önerilir.