Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Prof. Dr. Faruk Şen

12 aylık süreç  neler gösterecek


Faruk Şen 1948’de Ankara’da doğdu. Ortaöğrenimine İstanbul Alman Lisesi’nde devam eden Şen, Almanya’nın WWU Münster Üniversitesi’nde işletme ekonomisi okuduktan sonra aynı üniversitede doktorasını yaptı. 1980’de Bannberg Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. 1981-85 arasında Duisburg Üniversitesi’nde çalışan Şen, 1985’te Bonn’da Türkiye Araştırmalar Merkezi’ni kurdu. 1991’de Essen Üniversitesi’nde profesör oldu. 2008’in sonuna kadar Türkiye Araştırmalar Merkezi’ni yöneten ve 180 araştırmaya imza atan Şen 2009’da Türkiye -Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı’nın kurucusu olarak çalışmalarına devam etti. Şen’in Almanca, İngilizce, Fransızca ve Türkçe dillerinde birçok makale ve kitabı bulunuyor.

AB ile ilişkiler referandumdan önce neredeyse bitme veya kızağa alma dönemi içerisine girmişti. Özellikle Avrupa Konseyi’nin Türkiye için aldığı inceleme kararından sonra AB, ilişkileri dondurabilirdi. Fakat beklenen olmadı.
AB’nin bir ikilemi var: Türkiye’yi dışlasa mı daha iyi olur, yoksa AB Türkiye’yi içine alırsa mı başarılı olur? Herhalde Türkiye’yi ciddi bir şekilde kontrol altına almak için Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi tam üye yapması lazım. Avrupa Birliği’nin uzmanları, 79 milyonluk Türkiye’nin dışarıda bırakılmaması konusunda hemfikirler. Fakat ülke politikaları bu konuya izin vermiyor.
Şimdi 13 Haziran’da 12 aylık süreç başlayacak. İlkönce direktörler nezdinde Türkiye ile görüşmeler yapılacak. Fakat Temmuz’un ilk yarısında AB’nin 3 komiseri ve Türkiye’den AB Bakanı, Dışişleri Bakanı ve yetkili diğer bazı Bakanlar, görüşmelere başlayacak.
Bu süreç neler getirecek? Beklentiler neler? Bunları 7 başlıkta inceleyebiliriz.
1- Türkiye, 23 ve 24. fasılların açılmasını istiyor. 35 fasıldan oluşan Türkiye-AB Tam Üyelik Müzakereleri’nde bugüne kadar 16 fasıl açıldı fakat kapanan fasıl 1 tane. Bunların hızlandırılması ve yeni fasılların açılması isteniyor. AB, fasıl açma konusuna soğuk bakmıyor fakat açılan fasılları da pek kapatmıyor.
2- Gümrük Birliği’nin güncellenmesi:Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği imzalanalı 21 yıl oldu. Bu 21 yılda Gümrük Birliği, ekonomik açıdan Türkiye’nin aleyhine işledi. Türkiye-AB dış ticaretine baktığımız zaman AB ülkeleri, Türkiye’den aldıkları mala göre 190 milyar dolarlık daha fazla mal sattılar. Gümrük Birliği’nin 2019 yılına kadar güncellenmesi ve Gümrük Birliği’nin karar mekanizmasında Türkiye’nin de yer alması gerekiyor. Bu konuda görüşmeler yakında başlayabilecek.
3- AB ile enerji diyalogumuz maalesef ciddi bir şekilde ilerlemiyor. Bu konuda AB’nin küçük bazı adımlar atması, bu konunun aşılmasını da beraberinde getirebilir.
4- Ekonomik bağlantılar. Ekonomi konularında işbirliğinin artması ve bundan Türkiye’nin de yararlanması için adımlar atılması lazım.
5- Schengen Vizesi’ni AB ülkeleri yarı demokratik bile olmayan Gürcistan’a kaldırırken, Türkiye’ye karşı hâlâ kaldırmamasını anlamak çok güç. Buna baktığınız zaman hâlâ yerine getirilmesi gereken 7 kriterden bahsediyorlar. En önemli kriter olarak Türkiye’deki terör yasaları ortaya çıkıyor. Fakat Fransa’daki terör yasalarıyla Türkiye’dekini karşılaştırdığınız zaman arada fazla bir fark olmadığı ortaya çıkıyor. Ayrıca son terör olayından sonra İngiltere ve Almanya’da da sert terör yasaları gündemde.
6- Geri kabul anlaşmasının daha aktif olması ve Türkiye için öngörülen fonların işlemesi, Türkiye’nin istekleri arasında. 2016-2017 için Türkiye’ye 6 milyar Euro’luk fon sağlayacak olan AB, bugüne kadar gönderdiği fonlarda 18 aylık süreçte 600 milyon Euro’nun üstünde para yollamadı. Kalan 5.4 milyar Euro’nun Türkiye’ye akması lazım.
Buna karşılık AB’nin Türkiye’ye dayattığı 4 önemli madde var. İlk olarak Avrupa Parlamentosu Başkanı Tajani, artık idam cezası konusunun gündemden düşmesini istiyor. AB’nin Türkiye’den istekleri OHAL yasalarının kaldırılması, KHK’ların son bulması ve sayıları 150’yi bulan gazetecinin mahkemeye çıkarılıncaya kadar tutuksuz olarak yargılanmalarıdır.
7- Esas Türkiye’nin istemesi gereken, Türkiye, Ukrayna gibi ülkelerin AB’ye tam üye olmaları için 7 yıllık bütçe döneminde ayrılan paralarla gerçekleşeceğini biliyorlar. 2020-2026 yılları arasındaki 7 yıllık AB bütçesi, 998 milyar Euro olarak neredeyse kesinleşti. Batı Ukrayna’nın AB’ye tam üyeliği için 40 milyar Euro ayrılırken, bugün için Batı nüfusunun iki mislinden fazla nüfusu olan Türkiye için ayrılan para neredeyse yok denecek kadar azdır. Türkiye, bu konuda Temmuz ayının içinde AB Parlamentosu’nda geçecek olan bütçede, 40-45 milyar Euro para öngörülmesini sağlaması lazım. Ancak bu bütçede para ayrılırsa Türkiye, hedeflediği gibi Cumhuriyetimizin Kuruluşunun 100. yılı olan 2023’te AB’ye Tam Üye olabilir. Eğer bu konuda bütçede para ayrılmazsa, tam üyeliği 2026 yılına kadar unutmak lazım. AB, Türkiye’yi bu kadar zaman sonra hâlâ dışarıda bırakmayı göze alabilir mi? Esasında Brüksel ve Strasbourg’da sorulması gereken sorular bunlardır.