Ece Koparal

Ece Koparal

ecevlastuin@gmail.com

Tüm Yazıları

 

Dağları geçtiğimiz dar, virajlı ve bol çukurlu yolda, Katmandu’dan Chitwan’a doğru ilerlerken, penceremin camından isimsiz köylere, gözlerinde binbir hikaye taşıyarak yürüyen insanlara ve doruğu görünmeyen dağlara tanıklık ediyorum. Yol sadece 148km ancak yolculuk 7 saat sürüyor. Turist otobüsleri sabah yedide Katmandu’dan kalkıyor. Şehrin karmaşasına uygun bir şekilde bütün firmalar aynı saatte ve aynı yerden hareket ediyor. Biletlerimizi bir gün önceden ve pazarlıkla almış olmanın güveni ile otobüs terminali olacağını sandığımız ama sadece onlarca otobüsün sıra ile dizildiği bir yol kenarı olduğunu farkına vardığımız alana geldiğimizde aklımızdaki turist otobüsü algısı ile, bindiğimiz otobüsün kesiştiği noktaların sadece tekerlekler olduğunu farkına varıyoruz. 

Haberin Devamı

 

Chitwan, Nepal’in dördüncü büyük şehri ancak bizim oraya gitme sebebimiz şehrin büyüklüğü değil, yakınlarında bulunan ve Nepal’in ilk milli parkı özelliğini taşıyan Chitwan milli parkı. Chitwan, Nepal’in dördüncü büyük şehri ancak bizim oraya gitme sebebimiz şehrin büyüklüğü değil, yakınlarında bulunan ve Nepal’in ilk milli parkı özelliğini taşıyan Chitwan milli parkı.

 

Otobüsümüz eski ve tozlu fakat bir o kadar da renkli. Çukurlar ve virajlar nedeniyle bir şeyler okumak olası bile değil ve internetimiz çekmiyor yollarda. Ya uyuyacağız, ya da hayallere dalacağız camdan bakarak. İkinci seçeneği seçiyorum. Dün akşam Katmandu’nun hayli turistik Thamel bölgesinde masamı paylaştığım Portekizli adamın Chitwan’ı anlatırken heyecanlanması geliyor aklıma. Gergedan diyor adam, şehrin sokaklarında gergedan gezebiliyor. Cep telefonundan bir fotoğraf gösteriyor bana. Tank gibi, gümüş bir heykel gibi duruyor bölgeye özgü, tek boynuzlu gergedan, sokağın ortasında öylece. Ben çekmedim ama tanıştığım biri görmüş ve çekmiş diyor. Şehir efsanesi olmalı diye geçiriyorum içimden, bir başka isimsiz köyü ardımızda bırakıp, yeni bir virajı dönerken.

 

Çantalarımızı bile açmadan safari planlarına başlıyoruz. Üç gece kalacağımız bu bölgede zamanımızın hepsini parkta geçirmek istiyoruz. Aralık ortası gece soğuk olduğu için gözetleme kulelerinde geceleme şansımız yok, fillerle yapılacak herhangi bir aktiviteyi de reddediyoruz. Çantalarımızı bile açmadan safari planlarına başlıyoruz. Üç gece kalacağımız bu bölgede zamanımızın hepsini parkta geçirmek istiyoruz. Aralık ortası gece soğuk olduğu için gözetleme kulelerinde geceleme şansımız yok, fillerle yapılacak herhangi bir aktiviteyi de reddediyoruz.

Haberin Devamı

 

Chitwan, Nepal’in dördüncü büyük şehri ancak bizim oraya gitme sebebimiz şehrin büyüklüğü değil, yakınlarında bulunan ve Nepal’in ilk milli parkı özelliğini taşıyan Chitwan milli parkı. Kalacağımız bölge, Sauraha, UNESCO dünya mirası listesinde olan bu milli parktan sadece bir nehir ile ayrılıyor. 952.63km2 büyüklüğündeki park farklı ekosistemlerle birlikte Bengal kaplanı, leopar ve soylarının tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan tek boynuzlu Hint gergedanına da ev sahipliği yapıyor.
Otobüsten, otelimizin bizi alması için gönderdiği araca biniyoruz ve sapsarı hardal çiçekleri etrafımızda otelimize doğru gidiyoruz. Otelimiz, Chitwan Village Resort yemyeşil ve bol çiçekli bahçesinde iki katlı binaların bulunduğu sakin ve huzurlu bir yer.

 

 

Bu coğrafyanın yerel halkı olan ve kendilerini ‘orman insanları’ olarak adlandıran Tharuların folklorik dans gösterisi yaptıkları kültür merkezinin önünde buluyoruz kendimizi ve gösteri başlamak üzere. Salonu dolduran yerel halkın keyifli heyecanına biz de katılıyoruz ve dans gösterisinden sonra bir şeyler yemek için tekrar sokaktayız. Közde mısır satıcısının bize mısırlarımızı vermesini yol kenarında beklerken birden bir sessizlik oluyor, bir araba geri geri geçiyor önümüzden, bir toz bulutu görüyoruz caddenin ucunda ağır ağır bize doğru gelen. Toz bulutunun arkası insan seli, kimse önüne geçmiyor, sanki korkudan çok saygı duyuyorlar ve o tank gibi. Ağır ağır salınıyor caddede, arada yavaş hareketlerle kafasını sağa sola çeviriyor. Koca gövdesiyle, bir tek boynuzlu gergedan geçiyor önümüzden sanki vitrinlere bakmaya çıkmış, ya da o da bizim gibi közlenmiş mısır peşinde. Bir sokak köpeği havlıyor gergedana yanına geçip, aldığı tek tepki, kısa süreli bir bakış, koşarak yanıma gelmesine yetiyor. Gergedan önümde yavaşlıyor ve sakince dışkılıyor. Her şey sanki yavaş çekimde oluyor ve işini bitiren gergedan sağdan bir sokak seçiyor kendisine dönmek için ve gözden kayboluyor. Gördüğüme inanmamakla birlikte, caddelerinde gergedan gezen bu yerin ormanlarında ne ile karşılaşacağımı düşünerek heyecanlanıyorum.
Sabah biz de kano ile nehrin karşısına geçenlere katılıyoruz ve cipimize bindikten çok kısa bir süre sonra yol kenarında bir şeyler yemeye çalışan bir tembel ayı ile karşılaşıyoruz. Adından beklenmeyecek bir çeviklikle uzaklaşıyor bizden ve bu safariden beklentimiz artıyor. Farklı bitki örtülerini geçiyoruz bol çukurlu yolda, sarsılarak. Güneşsiz bir gün bugün ya da ağaçlar izin vermiyor güneş ışınlarının bize ulaşmasına. Soğuk rüzgar ve sarsıntıların etkisiyle çok konforlu olmayan, soğuk bir sabah geçiriyoruz ve tembel ayıdan sonra sadece kelebek ve tavuk görerek öğle yemeği için mola veriyoruz. Rehberimiz ve şoförümüz süresi Bengal kaplanı hikayeleri anlatıyor ve biz ne hikmetse kaplanı hep ya birkaç gün ile ya da birkaç saat ile kaçırmış oluyoruz. Farklı türlerdeki geyikler, bir iki maymun ve bol bol beyaz karınca gördükten sonra umudumuz kaybetmek üzereyken tek boynuzlu gergedanlar geliyor yine bizi kendimize getirmeye. Sessizce seyrediyoruz onları ve onlar bize bakıyor çalıların arasından. Bir tanesi önümüzden geçip gidiyor. Sayıları dünya üzerinde sadece binleri bulan bu muhteşem hayvana doğal yaşam alanında bu kadar yakın olmak keyfimizi yerine getiriyor. Öğle yemeğimizden artanları bu geleceğe alışmış olan yaban domuzlarına bırakarak nehrin karşına geçiyoruz tam zamanında, gün batmadan biraz önce. Akşamımız sakin geçiyor ve bütün beklentimize karşın başka bir gergedana rastlamıyoruz sokaklarda ve yürüyerek yapacağımız bir gün sonraki safariye kadar da rastlamayacağız. 


Kısa bilgiler
Chitwan milli parkına karadan ulaşım zahmetli ve uzun olsa da kesinlikle bu zahmete değer. Otobüs bileti fiyatları kişi başı yaklaşık 10dolar civarında. Katmandu ve Pokhara’dan Chitwan’a her gün otobüs var ancak yine de biletleri önceden almakta fayda var. Sauraha’da bir çok kafe ve restaurantın yanısıra banka atm’si de mevcut. Yapacağınız turlar için otelinize danışabilirsiniz. Oteller dışındaki acenteler ile otellerde verilen fiyatlar aynı. Bu coğrafyanın yerel halkı olan ve kendilerini ‘orman insanları’ olarak adlandıran Tharuların folklorik dans gösterisi yaptıkları kültür merkezinin önünde buluyoruz kendimizi ve gösteri başlamak üzere. Salonu dolduran yerel halkın keyifli heyecanına biz de katılıyoruz ve dans gösterisinden sonra bir şeyler yemek için tekrar sokaktayız. Közde mısır satıcısının bize mısırlarımızı vermesini yol kenarında beklerken birden bir sessizlik oluyor, bir araba geri geri geçiyor önümüzden, bir toz bulutu görüyoruz caddenin ucunda ağır ağır bize doğru gelen. Toz bulutunun arkası insan seli, kimse önüne geçmiyor, sanki korkudan çok saygı duyuyorlar ve o tank gibi. Ağır ağır salınıyor caddede, arada yavaş hareketlerle kafasını sağa sola çeviriyor. Koca gövdesiyle, bir tek boynuzlu gergedan geçiyor önümüzden sanki vitrinlere bakmaya çıkmış, ya da o da bizim gibi közlenmiş mısır peşinde. Bir sokak köpeği havlıyor gergedana yanına geçip, aldığı tek tepki, kısa süreli bir bakış, koşarak yanıma gelmesine yetiyor. Gergedan önümde yavaşlıyor ve sakince dışkılıyor. Her şey sanki yavaş çekimde oluyor ve işini bitiren gergedan sağdan bir sokak seçiyor kendisine dönmek için ve gözden kayboluyor. Gördüğüme inanmamakla birlikte, caddelerinde gergedan gezen bu yerin ormanlarında ne ile karşılaşacağımı düşünerek heyecanlanıyorum. Sabah biz de kano ile nehrin karşısına geçenlere katılıyoruz ve cipimize bindikten çok kısa bir süre sonra yol kenarında bir şeyler yemeye çalışan bir tembel ayı ile karşılaşıyoruz. Adından beklenmeyecek bir çeviklikle uzaklaşıyor bizden ve bu safariden beklentimiz artıyor. Farklı bitki örtülerini geçiyoruz bol çukurlu yolda, sarsılarak. Güneşsiz bir gün bugün ya da ağaçlar izin vermiyor güneş ışınlarının bize ulaşmasına. Soğuk rüzgar ve sarsıntıların etkisiyle çok konforlu olmayan, soğuk bir sabah geçiriyoruz ve tembel ayıdan sonra sadece kelebek ve tavuk görerek öğle yemeği için mola veriyoruz. Rehberimiz ve şoförümüz süresi Bengal kaplanı hikayeleri anlatıyor ve biz ne hikmetse kaplanı hep ya birkaç gün ile ya da birkaç saat ile kaçırmış oluyoruz. Farklı türlerdeki geyikler, bir iki maymun ve bol bol beyaz karınca gördükten sonra umudumuz kaybetmek üzereyken tek boynuzlu gergedanlar geliyor yine bizi kendimize getirmeye. Sessizce seyrediyoruz onları ve onlar bize bakıyor çalıların arasından. Bir tanesi önümüzden geçip gidiyor. Sayıları dünya üzerinde sadece binleri bulan bu muhteşem hayvana doğal yaşam alanında bu kadar yakın olmak keyfimizi yerine getiriyor. Öğle yemeğimizden artanları bu geleceğe alışmış olan yaban domuzlarına bırakarak nehrin karşına geçiyoruz tam zamanında, gün batmadan biraz önce. Akşamımız sakin geçiyor ve bütün beklentimize karşın başka bir gergedana rastlamıyoruz sokaklarda ve yürüyerek yapacağımız bir gün sonraki safariye kadar da rastlamayacağız. Kısa bilgiler Chitwan milli parkına karadan ulaşım zahmetli ve uzun olsa da kesinlikle bu zahmete değer. Otobüs bileti fiyatları kişi başı yaklaşık 10dolar civarında. Katmandu ve Pokhara’dan Chitwan’a her gün otobüs var ancak yine de biletleri önceden almakta fayda var. Sauraha’da bir çok kafe ve restaurantın yanısıra banka atm’si de mevcut. Yapacağınız turlar için otelinize danışabilirsiniz. Oteller dışındaki acenteler ile otellerde verilen fiyatlar aynı.

Haberin Devamı

 

Çantalarımızı bile açmadan safari planlarına başlıyoruz. Üç gece kalacağımız bu bölgede zamanımızın hepsini parkta geçirmek istiyoruz. Aralık ortası gece soğuk olduğu için gözetleme kulelerinde geceleme şansımız yok, fillerle yapılacak herhangi bir aktiviteyi de reddediyoruz. Milli parkın derinliklere yapılacak ve tüm gün sürecek cip safari ile bir gün sorası için nehirde kano ile gezme ve rehberli yürüyüşte karar kılıp bize kalan boş zamanı, geç öğleden sonrası ve akşamı değerlendirme kararı ile yürümeye başlıyoruz. Sauraha’nın merkezi otelimizden yürüyerek 10 dakika sürüyor ve tam merkezde ona rastlıyoruz, yol ayrımının ortasında devasa bir gergedan heykeli. Heykel Katmandu’da bize cep telefonu ekranından gösterilen gergedanla aynı ve biz fotoğrafın aslında o heykele ait olduğuna inanmak için zaten hazırız.

 

 

Rapti nehrinin etrafındaki cafelerden bir tanesinin terasında oturuyoruz. Nehir hemen önümüzde, güneş batmak üzere. Ormanın yeşilliği kararmaya başlarken, turist grupları, ağaç gövdesinden oyulmuş kanolarla nehrin bizim bulunduğumuz tarafına geçiyorlar. Etrafımızdaki her sese ve en ufak bir kıpırtıya dikkat ederek tekrar merkeze doğru yöneliyoruz. Vahşi hayatla bizi ayıran tek şey pek derin gözükmeyen, dar nehir ve dolunay aydınlatıyor her yeri. Rapti nehrinin etrafındaki cafelerden bir tanesinin terasında oturuyoruz. Nehir hemen önümüzde, güneş batmak üzere. Ormanın yeşilliği kararmaya başlarken, turist grupları, ağaç gövdesinden oyulmuş kanolarla nehrin bizim bulunduğumuz tarafına geçiyorlar. Etrafımızdaki her sese ve en ufak bir kıpırtıya dikkat ederek tekrar merkeze doğru yöneliyoruz. Vahşi hayatla bizi ayıran tek şey pek derin gözükmeyen, dar nehir ve dolunay aydınlatıyor her yeri.

 

Rapti nehrinin etrafındaki cafelerden bir tanesinin terasında oturuyoruz. Nehir hemen önümüzde, güneş batmak üzere. Ormanın yeşilliği kararmaya başlarken, turist grupları, ağaç gövdesinden oyulmuş kanolarla nehrin bizim bulunduğumuz tarafına geçiyorlar. Etrafımızdaki her sese ve en ufak bir kıpırtıya dikkat ederek tekrar merkeze doğru yöneliyoruz. Vahşi hayatla bizi ayıran tek şey pek derin gözükmeyen, dar nehir ve dolunay aydınlatıyor her yeri.
Bu coğrafyanın yerel halkı olan ve kendilerini ‘orman insanları’ olarak adlandıran Tharuların folklorik dans gösterisi yaptıkları kültür merkezinin önünde buluyoruz kendimizi ve gösteri başlamak üzere. Salonu dolduran yerel halkın keyifli heyecanına biz de katılıyoruz ve dans gösterisinden sonra bir şeyler yemek için tekrar sokaktayız.

 

Otobüsümüz eski ve tozlu fakat bir o kadar da renkli. Çukurlar ve virajlar nedeniyle bir şeyler okumak olası bile değil ve internetimiz çekmiyor yollarda. Ya uyuyacağız, ya da hayallere dalacağız camdan bakarak. Otobüsümüz eski ve tozlu fakat bir o kadar da renkli. Çukurlar ve virajlar nedeniyle bir şeyler okumak olası bile değil ve internetimiz çekmiyor yollarda. Ya uyuyacağız, ya da hayallere dalacağız camdan bakarak.

 

Közde mısır satıcısının bize mısırlarımızı vermesini yol kenarında beklerken birden bir sessizlik oluyor, bir araba geri geri geçiyor önümüzden, bir toz bulutu görüyoruz caddenin ucunda ağır ağır bize doğru gelen. Toz bulutunun arkası insan seli, kimse önüne geçmiyor, sanki korkudan çok saygı duyuyorlar ve o tank gibi. Ağır ağır salınıyor caddede, arada yavaş hareketlerle kafasını sağa sola çeviriyor. Koca gövdesiyle, bir tek boynuzlu gergedan geçiyor önümüzden sanki vitrinlere bakmaya çıkmış, ya da o da bizim gibi közlenmiş mısır peşinde. Bir sokak köpeği havlıyor gergedana yanına geçip, aldığı tek tepki, kısa süreli bir bakış, koşarak yanıma gelmesine yetiyor. Gergedan önümde yavaşlıyor ve sakince dışkılıyor.

 

Milli parkın derinliklere yapılacak ve tüm gün sürecek cip safari ile bir gün sorası için nehirde kano ile gezme ve rehberli yürüyüşte karar kılıp bize kalan boş zamanı, geç öğleden sonrası ve akşamı değerlendirme kararı ile yürümeye başlıyoruz.

 Sauraha’nın merkezi otelimizden yürüyerek 10 dakika sürüyor ve tam merkezde ona rastlıyoruz, yol ayrımının ortasında devasa bir gergedan heykeli. Heykel Katmandu’da bize cep telefonu ekranından gösterilen gergedanla aynı ve biz fotoğrafın aslında o heykele ait olduğuna inanmak için zaten hazırız. Milli parkın derinliklere yapılacak ve tüm gün sürecek cip safari ile bir gün sorası için nehirde kano ile gezme ve rehberli yürüyüşte karar kılıp bize kalan boş zamanı, geç öğleden sonrası ve akşamı değerlendirme kararı ile yürümeye başlıyoruz. Sauraha’nın merkezi otelimizden yürüyerek 10 dakika sürüyor ve tam merkezde ona rastlıyoruz, yol ayrımının ortasında devasa bir gergedan heykeli. Heykel Katmandu’da bize cep telefonu ekranından gösterilen gergedanla aynı ve biz fotoğrafın aslında o heykele ait olduğuna inanmak için zaten hazırız.

 

Her şey sanki yavaş çekimde oluyor ve işini bitiren gergedan sağdan bir sokak seçiyor kendisine dönmek için ve gözden kayboluyor. Gördüğüme inanmamakla birlikte, caddelerinde gergedan gezen bu yerin ormanlarında ne ile karşılaşacağımı düşünerek heyecanlanıyorum.
Sabah biz de kano ile nehrin karşısına geçenlere katılıyoruz ve cipimize bindikten çok kısa bir süre sonra yol kenarında bir şeyler yemeye çalışan bir tembel ayı ile karşılaşıyoruz. Adından beklenmeyecek bir çeviklikle uzaklaşıyor bizden ve bu safariden beklentimiz artıyor. 

 

 

Otobüsten, otelimizin bizi alması için gönderdiği araca biniyoruz ve sapsarı hardal çiçekleri etrafımızda otelimize doğru gidiyoruz. Otelimiz, Chitwan Village Resort yemyeşil ve bol çiçekli bahçesinde iki katlı binaların bulunduğu sakin ve huzurlu bir yer. Otobüsten, otelimizin bizi alması için gönderdiği araca biniyoruz ve sapsarı hardal çiçekleri etrafımızda otelimize doğru gidiyoruz. Otelimiz, Chitwan Village Resort yemyeşil ve bol çiçekli bahçesinde iki katlı binaların bulunduğu sakin ve huzurlu bir yer.

 

Farklı bitki örtülerini geçiyoruz bol çukurlu yolda, sarsılarak. Güneşsiz bir gün bugün ya da ağaçlar izin vermiyor güneş ışınlarının bize ulaşmasına. Soğuk rüzgar ve sarsıntıların etkisiyle çok konforlu olmayan, soğuk bir sabah geçiriyoruz ve tembel ayıdan sonra sadece kelebek ve tavuk görerek öğle yemeği için mola veriyoruz. Rehberimiz ve şoförümüz süresi Bengal kaplanı hikayeleri anlatıyor ve biz ne hikmetse kaplanı hep ya birkaç gün ile ya da birkaç saat ile kaçırmış oluyoruz. Farklı türlerdeki geyikler, bir iki maymun ve bol bol beyaz karınca gördükten sonra umudumuz kaybetmek üzereyken tek boynuzlu gergedanlar geliyor yine bizi kendimize getirmeye. Sessizce seyrediyoruz onları ve onlar bize bakıyor çalıların arasından.

 

 

Yol sadece 148km ancak yolculuk 7 saat sürüyor. Turist otobüsleri sabah yedide Katmandu’dan kalkıyor. Şehrin karmaşasına uygun bir şekilde bütün firmalar aynı saatte ve aynı yerden hareket ediyor. Yol sadece 148km ancak yolculuk 7 saat sürüyor. Turist otobüsleri sabah yedide Katmandu’dan kalkıyor. Şehrin karmaşasına uygun bir şekilde bütün firmalar aynı saatte ve aynı yerden hareket ediyor.

Bir tanesi önümüzden geçip gidiyor. Sayıları dünya üzerinde sadece binleri bulan bu muhteşem hayvana doğal yaşam alanında bu kadar yakın olmak keyfimizi yerine getiriyor. Öğle yemeğimizden artanları bu geleceğe alışmış olan yaban domuzlarına bırakarak nehrin karşına geçiyoruz tam zamanında, gün batmadan biraz önce. Akşamımız sakin geçiyor ve bütün beklentimize karşın başka bir gergedana rastlamıyoruz sokaklarda ve yürüyerek yapacağımız bir gün sonraki safariye kadar da rastlamayacağız. 

 

İkinci seçeneği seçiyorum. Dün akşam Katmandu’nun hayli turistik Thamel bölgesinde masamı paylaştığım Portekizli adamın Chitwan’ı anlatırken heyecanlanması geliyor aklıma. İkinci seçeneği seçiyorum. Dün akşam Katmandu’nun hayli turistik Thamel bölgesinde masamı paylaştığım Portekizli adamın Chitwan’ı anlatırken heyecanlanması geliyor aklıma.

 

 

Kısa bilgiler

Chitwan milli parkına karadan ulaşım zahmetli ve uzun olsa da kesinlikle bu zahmete değer. Otobüs bileti fiyatları kişi başı yaklaşık 10dolar civarında. Katmandu ve Pokhara’dan Chitwan’a her gün otobüs var ancak yine de biletleri önceden almakta fayda var. Sauraha’da bir çok kafe ve restaurantın yanısıra banka atm’si de mevcut. Yapacağınız turlar için otelinize danışabilirsiniz. Oteller dışındaki acenteler ile otellerde verilen fiyatlar aynı.

 

Gergedan diyor adam, şehrin sokaklarında gergedan gezebiliyor. Cep telefonundan bir fotoğraf gösteriyor bana. Tank gibi, gümüş bir heykel gibi duruyor bölgeye özgü, tek boynuzlu gergedan, sokağın ortasında öylece. Ben çekmedim ama tanıştığım biri görmüş ve çekmiş diyor. Şehir efsanesi olmalı diye geçiriyorum içimden, bir başka isimsiz köyü ardımızda bırakıp, yeni bir virajı dönerken. Gergedan diyor adam, şehrin sokaklarında gergedan gezebiliyor. Cep telefonundan bir fotoğraf gösteriyor bana. Tank gibi, gümüş bir heykel gibi duruyor bölgeye özgü, tek boynuzlu gergedan, sokağın ortasında öylece. Ben çekmedim ama tanıştığım biri görmüş ve çekmiş diyor. Şehir efsanesi olmalı diye geçiriyorum içimden, bir başka isimsiz köyü ardımızda bırakıp, yeni bir virajı dönerken.

 

 

Dağları geçtiğimiz dar, virajlı ve bol çukurlu yolda, Katmandu’dan Chitwan’a doğru ilerlerken, penceremin camından isimsiz köylere, gözlerinde binbir hikaye taşıyarak yürüyen insanlara ve doruğu görünmeyen dağlara tanıklık ediyorum. Dağları geçtiğimiz dar, virajlı ve bol çukurlu yolda, Katmandu’dan Chitwan’a doğru ilerlerken, penceremin camından isimsiz köylere, gözlerinde binbir hikaye taşıyarak yürüyen insanlara ve doruğu görünmeyen dağlara tanıklık ediyorum.

 

 

instagram.com/e_c_e_c_e