Halbuki şahane kararlar almıştım Bodrum’dayken; gece kulüplerinden uzak duracaktım.
Uzun zamandır ihmal ettiğim yemek yazılarıma devam edip, bir güzel gurmelikten dem vuracaktım.
Beylik cümleler bile kurmuştum kendi kendime. Önüme gelen yemekleri öyle bir anlatacaktım ki, ne yapıp ne edip ilk fırsatta siz de oraya gidecektiniz.
Daha uçaktayken pilotun; “Karadeniz üzerinden inişe geçeceğiz, solunuzda iki Boğaz Köprüsü” anonsu ile başıma gelecekleri anlamalıydım.
İner inmez Instagram’a sarıldım ve bizim ekibin geleneksel cuma yemeğinde olduğunu gördüm. Eşimle valizimizi attığımız gibi soluğu Nişantaşı Pipa’da aldık. Ha bu arada sudan çıkmış balık gibiyim. Aylardır şort-terlik dolaşan biri olarak, pantolonu henüz benimseyemedim. Yol boyu cebelleştim.
PİPA’NIN HAREKETLİ ORTAMI
Yaz boyunca dinlediğim müziklere kışın da maruz kalmayayım diye gecelerden uzak duracaktım ama Pipa’ya adım attığım anda, bunun olamayacağını anladım. Ahali yine aynı müziklerle sosyalleşmekte ama biraz daha farklı. Herkes sohbet ediyor. Yazın bu şarkılar çalınca kendinden geçenler; İstanbul’a gelince eline oynatmaya tenezzül etmiyor. Yemek yazacaktım ya, Pipa’dan başlayalım o zaman ama sonuna yetişince tatlıya denk geldim.
ÇOCUKLUĞUMUN ÇİKOLATASI
Önümdeki profiterolden bir parça aldım. Çocukken yumurtanın sarısı, margarin ve kakao tozuyla çikolata yapmaya çalışırdım. Burada yediğim profiterol ile çocukluğuma geri döndüm. Ağzımızın tadı değişsin diye tatlıdan ete geçiş yaptık. Gerçekten çok geç geldi yemeğimiz. İyi pişmiş et
beklerken, orta halli bir şey gelince biraz burun kıvırdık ama lezzetli bir et yedik.
Pipa’ya Nişantaşı’nda gözlerden uzakta sosyalleşmek için gidilebilecek, alternatif bir adres gözüyle bakabilirsiniz.
ÖPÜŞMEKTEN YORULDUM
Yemek sonrası da kendimizi Sess’te bulduk. Öylesine alışmış ki bünyelerimiz, direkt oraya gittik. Yol boyunca yaşadıklarımı görseniz, popstar yanımda hiçbir şey dersiniz. Selam vermekten, öpüşmekten yoruldum. Sess’e girince de bitmek bilmeyen sarılmalar, öpüşmeler başladı.
İtiraf ediyorum tanıdığım herkesi çok özlemişim. Şu sıralar babalığın keyfini süren Sess’in sahibi Nedim Binler de yanımıza geldi; mekandaki yenilikleri anlattı. Havalandırmalar değişmiş, tuvaletler yenilenmiş. Alt
kat da üst katın aynısı olmuş. Nedim Binler ve Kadir Alkan buraya epey yatırım yapmışlar.
BU HAFTA TOP 5 YOK
Bir haftalığına Top 5’in en iyilerine ara verdim. Haftaya tüm lifestyle yazarlarının katılımıyla gerçekleşecek olan 4’üncü ‘Gecenin Kralları’ anketinin sonuçlarını açıklayacağım.
