Beach club’dayım şekerim

O kadar araştırdım, bu işin nasıl başladığını kesin olarak bulamadım. Biraz ipucu bilgilerle, sanırım başlangıç noktası Avrupa, hatta Güney Fransa.
Tabii geçen yüzyılın ilk yarısında yeni filizlenen turizmle birbiri ardına oteller açılıyor. Her birinin önü plaj. Önce en zenginler ve soylular, sonra biraz daha “halk” tabaka gezmeye başlıyor.
Hep otel olmaz; sahilde herkesle beraber denize girmek kabul dahi edilemez. Biraz soğuk havlu servisi, arada şampanya, hafiften müzik lazım. Her şeyden önce “aynı sınıf, aynı güzellik” lazım...
Önce tahta paravanlar, ardından gece yarılarına kadar uzayan arsız partilerle “beach club” doğuyor. Alain Delon yıldız adayları ile uzun görüşmeler yapıyor. Onassis meşhur yatıyla yanaştığı Nice sahillerinin özel paravanlı plajlarında, yanındaki Maria Callas‘a aldırmadan jet sosyetenin çıtırlarını kesim kesim kesiyor.
Ülkemizde 90’ların sonuna kadar böyle bir kavram yok. Otel var, plaj var. Arada plajda parti olur, bir ateş yanar, bir gitar tıngırdar; o ayrı. Öyle plaj gardıropları düzmeceler; üç ay spor salonuna kapanmadan, on seans solaryum yapmadan “beach”e adım atmama durumları yeni.
Peki iyi mi?
Bilemem. Belki bir değişiklik, şöyle rahat şezlonglara uzanmanın rahatlığı falan. Belki bir tatil trendi haline getirmeden, sadece bir günlük hediye?
Bilemem...

BODRUM
Her şey orada başladı
Bu yaz Bodrum’da popüler olan birçok beach club var; ilk akla gelenler Xuma, Bianca, Maça Kızı, 34 Beach, Lola Beach, Dodo Beach...
Bianca: Giriş ücreti 50 YTL ama bu ücret bir karta yükleniyor ve bunu içeride yiyecek ve içecek alışverişlerinizde kullanıyorsunuz. Genelde gençler ve çiftler tercih ediyor. Havuzu da var. Plaj partisi akşamüstü başlıyor. Akşam yemeklerinde canlı Rum müziği yapılıyor ve meyhane havasında yemek yeniyor. Sonra da parti!
Xuma: Yalıkavak’ta, çok şık bir girişi var. Partilerinde çok ünlü DJ’ler müzik yapıyormuş (Basın bültenlerine baktım; listeden sadece Claude Challe’ı tanıyorum). Buz Bar ve Mayadrom Sports Center, Xuma’nın içinde. 
34 Beach: Sabahları 09.00’da açılıyor. Öğleden sonra 5’te, Brezilyalı dansçılarla falan bir “happy hour partisi” başlıyor. Kebaplar, suşi veya balık yiyebileceğiniz lokantalar var. Her hafta sonu en meşhur kulüp şarkıcılarının konserleri var. Göltürkbükü’nün en havalı mekanlarından. 

ÇEŞME
Paparazzi’yi tek geçerim
Bu yıl adı geçen beach club’lar: Seaside, Paparazzi, yeni açılıyor olan Kuum Beach, Fun Club, Shayna, Sole Mare ve Mojito. Ben hâlâ son derece efendi olan Paparazzi’yi seviyorum. Ama adıyla zıt, Paparazzi magazin basınına en az malzeme vereni. Alaçatı’da da Babylon ve Aqua Alaçatı’nın olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Shayna Beach: Sabah 10.00’dan 04.00’e kadar açık. Aya Yorgi koyunda. Hızlı partiler, hızlı gençler var.
Sole Mare: Gene Aya Yorgi’de. Hızlı partiler öğleden sonra başlıyor. Gündüz giriş 20 YTL. Gece için 30 YTL ödemek gerekiyor. Giriş fiyatlarına bir içki dahil.
Mojito Beach Club: Dalyan’da, eski Calente. Playstation turnuvaları düzenleniyor. Genellikle gençler tercih ediyor.
SeaSide: Piyade Koyu’nda. Voleybol sahası ve çocuk bahçesi de var. Çeşme’nin en eskilerinden biri. Ben hiç görmedim ama “Inside Club” diye bir gece kulübü de varmış ve bazı gecelerde partiler sabah 9’a kadar sürermiş. 

İSTANBUL
En bilineni BURC
Koca İstanbul’da bir elin parmakları kadar beach club var; en bilinenleri de Solar ve BURC.
BURC: Kumsalı bir kilometre uzunluğunda. Su sporlarıyla ve akşamları yapılan iddialı partilerle çok konuşuldu. Rüzgar sörfü ve uçurtma sörfü deneyebileceğiniz gibi, kendinizi saatler süren bir plaj voleybolu turnuvasına da kaptırabilirsiniz. Ayrıca bütün sahil boyu yürüyüş imkanı var. Özellikle hafta içi gayet gidilesi.  

KUŞADASI: Yeni ısınıyor
Kuşadası’nın bu yıl sadece bir beach club’ı konuşuluyor: Miracle.
Miracle Beach Club: Yemeklerini de konumunu da çok beğendim. Kadınlar Plajı’nda. İşletmecileri çok titiz. İçinde dalış okulu da var.