Fatih Türkmenoğlu

Fatih Türkmenoğlu

fturkmenoglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Keşfedilmemiş bir cennet: Dalyan



Bir tarafıyla bakıyorum, güneşli taraf yani; ohoo, durum şahane. Güneş enerjisiyle çalışan tekneler yapılmaya başlanmış. Birileri sazlıklar ölmesin, kaplumbağalar zarar görmesin diye kafa yormuş, emek vermiş...
Sonra güneş batıyor; bir bakıyorum: Bu iş olmaz!
İnsan kendini, evini, sokağını sevmezse, niye binlerce turist gelsin de para bıraksın? Niye her yer çöp? Niye bu Dalyan her geldiğimde o kadar çabuk değişiyor? Biz gelişmekte olan bir ülke değil miyiz; niye inşaat durmuyor, postanenin yeri değişiyor, binalar yıkılıyor, binalar yapılıyor? Eldeki neden tutulmuyor, sevilmiyor, korunmuyor?

Karya ve Likya’nın sınırında
Dalyan, Köyceğiz Gölü’nü Akdeniz’e ulaştıran su kanalının adı. Bu kanal yedi deniz mili uzunluğunda. Havadan da, karadan da bir cennet.
Yılın bu günlerinde sadece yabancı turistler ve yöreye yerleşmiş olan yabancılar var sokaklarda. Yaz gecelerinin, artık iyiden iyiye Marmaris merkezine benzemeye başlayan eğlenceleri azalmış. Gürültü daha az rahatsız ediyor.
Muğla’nın ilçesi Ortaca’ya bağlı bir belde. Dalaman Havaalanı’ndan sonra yarım saatte ulaşmak mümkün. Yolu rahat, insanı genelde yumuşak huylu, konuşkan, güler yüzlü.
Dalyan merkezi yürüyüp bitirmek en fazla 40 dakikamı aldı bu sefer. Sahilde turladım, kafelere girdim çıktım. Dalyan’a yerleşmiş yabancılarla ve yerli halkla sohbet ettim. Her yerleşen güneşe ve doğal güzelliklere vurulmuş, genelde yerli halkla çok yakın dostluklar kurmuş. Geçen aylarda kulağıma gelen “yabancı kazıklama” hadiselerini, çoğunlukla “Her yerde olur böyle şeyler” diye sindirmiş. Aynı evi beş kişiye satıp hiçbirine tapu vermeyen ama hepsinden para almayan birtakım tüccarları, “Ne yapalım?” diye sineye çekmiş...

Nerede sivil toplum hareketi?
Plajlar, köyler, dağlar muhteşem... Kalsam bir hafta, on gün, bir ay? Çok ama çok güzel. Peki duymasam mı, görmesem mi? İşte böyle şeyler beni çileden çıkartıyor. Niye kötü niyet bu güzelliği gölgelesin? Akdeniz esintisine, melissa kokusuna niye Dallas karışsın?
“Neyse” demek lazım; bunlar da uzun zamandır gezi yazmanın, gezi programı yapmanın deformasyonları. Koku alıyorum, araştırıyorum; sonra ben üzülüyorum. Şimdi “nehir boyunca yol yapılacakmış” söylentilerini duydum bir de; Allah, sinir iyice tepemde.
Yahu bu memleketi bu kadar sevmek suç mu? Bu ağacı, bu suyu, bu havayı, bu sazlığı, bu taşı delice sevmek suç mu? Her olası zararda tüylerin diken diken olması suç mu?
Yoksa yakın bir gelecekte ne yazacak Dalyan kalacak ne de iki cümle konuşacak insan. Dalyan, Haliç’ten beter akacak. 

Nerede kalınır?
Bu sefer Özlem ve Tolga Savacı’nın küçük otellerinde kaldım: Kano Otel. Otelleri sevimli, Tolga ve Özlem’in dokuz aylık bebekleri Atilla daha da sevimli. Tertemiz odalar ve şahane bir kahvaltı var. Manzara 2500 yıllık kaya mezarları, kaplumbağalar, Dalyan ve sazlıklar...
Kano Otel tel: (0252) 284 30 00

Dalyan’ın bence en özellikli oteli kendine butik demeyen ama butiğin de butiği bir otel: Kamarca. Sadece altı odalı, olağanüstü bahçeli, şahane havuzlu ve dekorasyon gurularına ışık tutacak kadar zevkli döşenmiş. Sahibesi Kamer Mumcuoğulları bir şef.
Kamarca Gurme Otel
tel: (0252) 284 45 17 

Ne yapılır?
Güneş enerjisiyle çalışan sessiz teknelerle sabahın köründe kaplumbağaları beslemeye gidin. Hayatımda böyle devasa kaplumbağalar görmedim.
Cip safari turlarını seviyorum ben, çevreyi gözlemleme açısından çok yararlı. Allah kazadan korusun; yoksa Dalyan çevresi bir ömre yetmeyecek kadar güzel.
Trekking turları ve bisiklet gezileri de var. Bisikletçilerin hepsini kasklı gördüm.
Çamur banyosu harika bir deneyim. Gerçekten insana bir duruluk, bir gerginlik geliyor.
Kaunos antik kenti bir tam günü alır. Elde kitap, gez babam gez. 
Plajların en güzel zamanı. Sabah erkenden İztuzu’na gittim. Sadece beş-altı turist vardı. İki saate yakın kaldım.
Yuvarlakçay’a mutlaka gitmek gerekiyor. Mümkünse henüz aydınlıkken. Çok güzel lokantalar var; insanın iştahı pek bir açılıyor...
İz Sanat Merkezi ve bahçesi pek güzel olmuş. Biraz resimlere bakıp üzerine de çay keyfi yapmanın tam adresi.  
Gökmen ne güzel uçururdu “microlight” uçağıyla... İki uçağı vardı, birinde kendisi diğerinde de pilotu havalanırdı. Pilotu yaz başında talihsiz bir kazaya kurban gitti, bir de İngiliz turist hayatını kaybetti. 

Dalyan yedi deniz mili uzunluğunda. Günün her saati ama özellikle güneşin batmaya başladığı saatlerde çok romantik. Ben bolca seyrettim; size de öneririm.