Ferhan İstanbullu

Ferhan İstanbullu

ferhanist@gmail.com

Tüm Yazıları

Dünyaca ünlü marka antropoloğu Judy Turner’in iyi haberkeri var. Geleceğimizin şekillenmesini iki anahtar kelimeye dayandırıyor Turner: Empati ve yenilik

Geçenlerde Jotun Boya için bir konferans veren Judy Turner, tüketici bazında nereden gelip nereye gittiğimizi, hem yaş grupları hem de markalar üzerinden pek güzel anlattı. Şimdilerde mekânlar için yarattıkları renklere bayıldığımız Jotun’a danışmanlık veren Turner’ın birlikte çalıştığı diğer şirketler arasında neredeyse tüm devler var: Starbucks, Apple,
Nike, Samsung...

Geleceğin modası
Keyifli bir film gibi izlediğimiz sunumdan bir enstantane: Yeni tüketicinin kimliğine dair bir örneği GAP üzerinden veriyor Turner... 60’larda kurulan GAP, ilk başta farklılık yaratan bir markayken 80’lı yılların sonuna dek bir üniformaya dönüşmüş. X kuşağıyla birlikte işin içine küçük ölçekte, sınırlı üretim yapan mağazalar, genç tasarımcıların girmesiyle GAP de zamana ayak uyduruyor ve ‘Classics Redefined’ projesiyle dönemin ruhuna uygun bir biçimde genç, yükselen tasarımcılarla işbirliği yapmaya başlıyor. Y kuşağının temel bilinci, ‘demokratik tüketim gerçeği’. Yani herkese maddi ve manevi fayda sağlayan moda... GAP bu döneme ayak uydururken yanında çok popüler bir isim de bulunuyor. U2’nun solisti Bono, projenin yüzü. Gelirin bir kısmı hayır işlerine harcanıyor. Kampanya fotoğraflarında sadece skinny modeller değil, her kesimden farklı yaşlardan ünlü-ünsüz insanlar var. ProductRED kampanyası, vintage modellerin modernize edildiği, farklı bedenler için jean’leri kapsayan, demokratik bir kampanya... Geleceğin neslinden bahsedildiğinde kaçınılmaz olarak mobil pazarlama teknikleri giriyor işin içine. GAP de bu nesle ulaşmak için Pinterest, Instagram gibi uygulamalarda nasıl varolacaklarını tayin eden, Mind Shift adlı laboratuvar uygulamasını şirket içinde hayata geçiriyor.

“Şehrim ilerlerse ben de ilerlerim”
Renkler, dekorasyon trendlerine gelince... Turner, insanların alım kararında renklerin yüzde 50-85 aralığında etkisi olduğunu söylüyor. Trendler neler derseniz? Ak ötesi bir beyaz, solgunun solgunu tonlar, transparan, yüksek teknoloji cilalar, sofistike yarı-parlak dokular, tüy ve deniz kabuğu desenleri, mevsim modasıyla paralel siyah ve beyaz, egzotik deri baskıları, birbirine kontrast dokuların bir arada kullanımı, mat ve parlağın evliliği, süper doygun tonlar, hologram etkisi, Instagram’daki eski filmleri andıran sinema efektleri, beton ve taşın beklenmedik çeşitlerinin kullanımı... Kısacası modaya, trende, malzemeye hiç olmadığı kadar hoşgörülü ve yenilikçi bir bakış söz konusu...
Judy Turner geleceği anlamada anahtar iki kelimenin ‘empati ve yenilik’ olduğunu söylüyor. Bir ürünün verdiği enerjinin ürünün dahi önüne geçtiği zamanlar geliyor. Fikirleri, insanları birleştirme, yetkilendirme, karşılıklı akıl hocalığı yapmayla gelişecekmiş işler güçler ve hayat... “Kısacası” diyor Turner, ‘Eğer şehrim ilerlerse ben de ilerlerim’ düşüncesini şiar edinme zamanıdır.” Konferans salonunu tasarımcı Alper Böler’in Jotun’un son koleksiyonundan renklerle oluşturduğu bir pano süslüyor. Hardallar, mürdümler, yağ yeşilleri gözüme o denli şık ve hoş görünüyor ki hiç hesapta yokken evi koyu renklere boyamanın zamanıdır diye düşünerek ayrılıyorum mekândan...