Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları



İzninizle hatırlatmam gerekiyor. Ne demiştim dün?
“Ak Parti ille de İzmir’de birinci parti olmak isterse ve bunun için her şeyi yapmayı göze alırsa, durum değişir.”
Başka?
“Bir elimde cetvel, öteki elimde hesap makinesi; ilçelerin nüfusu, partilerin son genel seçimde aldıkları oylar ve daha ne varsa, yatırdım masaya.”
Daha sonra?
“İzmir’i de, rakamları da; böldüm, çarptım, topladım.
Ve sonuçta ‘üç tane İzmir’ çıktı ortaya!”
İzmir’in haritasını şöyle bir gözünüzün önüne getirin şimdi.
Bayraklı’dan başlayın, Çiğli ile devam edin, Menemen’i alın, Foça’yı da, ardından Aliğa, Dikili, Bergama ve Kınık.
Toplam sekiz ilçe.
Nüfusu:
869.107
”Büyükşehir” olmaya yeter de, artar bile.

Son genel seçimde bu ilçelerde oyların CHP ve Ak Parti arasında nasıl paylaşıldığına geldi sıra.
O zaman sırayla bakalım.
Şaşırmayın.
İlk sayı CHP’nin, ikincisi Ak Parti’nin...
Bayraklı: 76.531 - 80.961
Çiğli: 52.977 - 31.899
Menemen: 27.781 - 28.716
Foça: 7.951 - 3.953
Aliağa: 16.871 - 16.318
Dikili: 12.603 - 6.027
Bergama: 27.698 - 31.099
Kınık: 7.064 - 8.057
Toplayalım.
Bu sekiz ilçede CHP 229 bin 386, Ak Parti 207 bin 27 oy almış geçen yıl yapılan genel seçimde.
Aradaki fark 22 bin kadar, CHP lehine.

Ama dikkat.
Foça ile Dikili’yi bir yana koyarsanız, geride kalan ilçelerin demografik yapısına dikkat.
Sosyokültürel yapısına dikkat.
Ekonomik yapısına dikkat.
Misal...
İki büyük ilçe olan Bayraklı ve Çiğli’nin büyük bölümünü “eski İzmir’in” varoşları oluşturuyor.
Menemen, Bergama, Kınık daha çok “kırsal alan” faslında.
Aliağa’da ise büyük yatırımlar ve dolayısıyla hızlı bir göç ihtimali var.
Ne demek bütün bunlar?
Çok değil, biraz bastırsa dahi aradaki 22 oy farkını kapayabilir iktidar!
Sizi bilmem ama bana göre, İzmir’den çıkabilecek yeni İzmir’lerden ilkini Ak Parti’nin kazanma ihtimali...
Kuvvetle muhtemel!

Haberin Devamı

Tek karelik ABD’li!

Sevinelim mi?

Boğaziçi Üniversitesi ve Açık Toplum Vakfı altı yıl önce yaptıkları bir araştırmayı tekrarlamışlar.
Konu hassas:
“Türkiye’de Muhafazakârlık: Aile, Cinsellik, Din”.
16 ilde, toplam 1200 kişi ile yüz yüze görüşülmüş ki; her şey doğru yapılmışsa, sonuçlarına itibar etmek gerekiyor.
Sorulmuş halka:
“Siyasal görüş olarak, kendinizi muhafazakâr buluyor musunuz?”
Altı yıl önce bu soruya hem “buluyorum”, hem de “bulmuyorum” yanıtı verenlerin oranı, şimdi azalmış.
Buna karşın “kendini ortada görenler” 10 puan artışla yüzde 49,2’ye çıkmış.
Sevindim.
Bu gelişme “hayra alâmet” bir durum.
Diğer yanda, “Parti liderinin dini inancı oyumu belirler” diyenler de 6 yılda yüzde 62,9’dan 71,9’a yükselerek, ilk anda çarpık bir görüntü verse de; ortada bir çelişki yok bence.
Kimileri iyimser bulabilir belki ama bu manzara hakkındaki yorumum şöyle:
İnsanlar “inanç meselesinin siyasete fazla karıştırılmasını” istemiyor.