Tam adı şöyle:
“Büyükşehir Belediyesi Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı.”
Tasarının adından “içinde ne olduğunu” anlamak mümkün değil.
Dışarıdan bakan herkesin bir fikri var belki.
Fakat eminim, kimsenin “tam ve kesin” bilgisi yok.
Şu anda TBMM İçişleri ve Bütçe komisyonlarının gündeminde olan tasarı yasalaştığında neler olacağını “Ege illeri özelinde” anlatayım.
Bir:
İzmir’den sonra Aydın, Balıkesir, Denizli, Manisa ve Muğla da; tasarının kabulüyle birlikte “büyükşehir belediyesi” oluyor.
İki:
Büyükşehir belediyeleri, artık o ilin şu kadarını veya bu kadarını değil; tamamını kapsıyor.
Namı diğer...
“Bütün şehir” oluyor.
İllerdeki tüm ilçe belediyeleri, merkezi büyükşehir belediyelerine bağlanıyor yani.
Örnekse Bergama ve Ödemiş, İzmir’in; Kuşadası ve Nazilli, Aydın’ın; Ayvalık ve Bandırma, Balıkesir’in; Tavas ve Çivril, Denizli’nin; Soma ve Akhisar, Manisa’nın; Fethiye ve Bodrum, Muğla’nın büyükşehir belediyesine bağlanacak, öteki ilçeler gibi.
Üç:
Büyükşehir ve ilçe belediyeleri dışında, başka bir belediye olmayacak bu illerde.
Örneğin Manisa’daki 70 yakın belde belediyesi, kendi ilçesinin birer mahallesi oluyor.
Köyler de öyle.
Artık “köy” yok, “mahalle” var.
Bu kez yine Manisa’nın Akhisar ilçesini örnek göstereyim.
Alfabetik sırayla, Akçaalan ile başlayıp Zeytinlibağ’la biten 86 köyü de; Akselendi, Ballıca, Beyoba, Dağdere, Kayalıoğlu, Mecidiye, Medar, Süleymanlı ve Zeytinliova belediyeleri gibi, Akhisar’ın mahalleleri arasına katılacak.
Dört:
Büyükşehir olan tüm illerdeki “özel idare teşkilatları” kaldırılıyor.
Ne demek bu?
İzmir İl Özel İdare Genel Sekreteri İrfan İçöz’e “güle güle” denecek meselâ.
Tabii yardımcılarına da... Daire başkanlarına da... İlçelerdeki müdürlerine de... 810 personele de.
Bu insanlar kapı önüne konacak değil elbet. Özel idarelerin üstlendiği görevler “Mevzuatla il özel idarelerine yapılan atıflar bu Kanun kapsamında tüzel kişiliği kaldırılan il özel idareleri için ilgisine göre bakanlıklara, bakanlıkların bağlı veya ilgili kuruluşları ile bunların taşra teşkilatına, Hazineye, valiliklere, büyükşehir belediyelerine ve bağlı kuruluşlarına veya ilçe belediyelerine yapılmış sayılır” şeklindeki hükümle nasıl pay edilecekse; çalışanlar da aynı şekilde oralara dağılacak, dağıtılacak.
Mesele şu ki...
Bir yandan “bütünleşirken” öte yandan oluşacak bunca “dağınıklık”, nasıl toparlanacak?
Bak, bak ağla!
Habere bakın:
“Diyarbakır Dicle Üniversitesi açılış tören öncesi öğrenciler sıkı bir aramadan sonra salona alınırken,
kız öğrencilerin çantalarında
bulunan parfümlere
el konuldu.”
Öğrenciler uçağa mı biniyordu?
“Bazı kız öğrencilerin çantasından biber gazı çıkarken, bazı fakülteler öğrencilerin törene katılıp katılmadığını listelerden kontrol etti.”
İnsanların savunma hakkını nasıl elinden alırsınız ve törene katılmayanı okuldan mı atacaksınız?
“Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunduğu sırada ise bazı öğrenciler, ayağı kalkmayarak İstiklal Marşı’nı söylemedi.”
Ayıptır gençler, hele Kürt’seniz, yaptığınız aynı zamanda yanlıştır!
Velhasıl memleketin haline bakın.
Bakın da...
Ağlayın!
