Bir il merkezi düşünün ki, üç ilçesi kendinden büyük. Hele biri, “iki misli” neredeyse.
İşte o il...
Muğla.
Bir il merkezi düşünün ki, son yerel seçimdeki seçmen sayısı 43 bin 420. Oysa gelecek seçimde, Muğla “büyükşehir” olunca, 603 bin 985 kişi oy kullanacak.
İşte o il...
Muğla.
Aradaki farkı hesaba vurduğunuzda, akıllar da tavana vuruyor.
Çünkü Muğla Belediyesi adının arasına “Büyükşehir” girince, Muğla tam 14 misli büyüyor.
Büyükşehir belediyesi olan tüm illere baktım.
Hiçbir yerde bu çapta bir artış yok.
Muğla “açık ara” rekortmen!
Üstelik “yerleşik nüfusun” ifadesi olan sayılar bunlar.
Kış bitip, bahar yüzünü gösterince Muğla daha da büyümeye başlıyor.
Ve bir de yaz mevsimi gelince, siz deyin üç misli, ben diyeyim beş misli oluyor Muğla.
Hal böyle olunca da, CHP İl Başkanı Mustafa Öztürk’e hak veriyor insan:
“Muğla’ya bir tane büyükşehir belediye başkanı az gelir.”
Yukarıdaki sözün haklılığı kabul etmek için şu tabloya bir göz atmak sanırım yeterli olacak:
Büyükşehirde durum
İlçe Adı Toplam Nüfus Erkek Kadın
Fethiye 192,886 97,577 95,309
Bodrum 130,990 67,656 63,334
Milas 127,094 64,240 62,854
Merkez 97,207 49,226 47,981
Marmaris 81,910 44,132 37,778
Yatağan 45,735 22,873 22,862
Ortaca 42,920 21,619 21,301
Dalaman 34,815 18,058 16,757
Köyceğiz 33,331 16,779 16,552
Ula 23,438 11,701 11,737
Datça 17,004 8,751 8,253
Kavaklıdere 10,994 5,502 5,492
Başkan Gürün kendine güveniyor
Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün’e, yeni Muğla’yı ve “ne olacağını” soralım öyleyse...
Gürün diyor ki:
“Elbette bir geçiş dönemi olacak. Fakat işin yönetilememesi gibi bir durum olmaz. Şahsen endişem yok.”
Üsteliyorum.
Üç dönemdir Muğla’nın merkezinde görev yaparken, bundan sonra bir ucu Milas ve Bodrum’da, öteki ucu Fethiye’de olan devasa bir alana; öncelikle “siyaseten” kendini nasıl anlatacak?
Osman Gürün’ün yine endişesi yok:
“Beni belediye başkanı olarak tanımayan, doktor olarak tanır. 1979-99 yılları arasında ortopedi uzmanı olarak görev yaptım. Bu dönemin büyük bölümünde tek cerrahtım. Dolayısıyla elimin değmediği insan kalmamıştır?”
Sıra yeni yasaya gelince “uygulama” konusu, çok yerde karşımıza aynı endişeyi çıkarıyor:
“İktidarın, özellikle muhalefet partilerinden seçilen başkanlar üzerinde uygulayacağı baskı, yeni yasa ile artar mı?”
Endişenin sebeplerinden biri, yasadaki şu madde:
“Yatırım İzleme ve Koordinasyon merkezlerinin çalışma usul ve esasları, İçişleri Bakanlığı’nca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”
Yasada öngörülen bu merkezler doğrudan il valilerine bağlı ve önemli yetkilere sahip.
Acaba çıkacak yönetmelik nasıl olacak?
İşte orası. . . Muamma.
MHP’nin önceliği; değişim!
Muğla’da “muhalif bir il başkanı” var.
MHP İl Başkanı Osman Güven.
“Genel Başkanımız artık misyonunu tamamladı. Değişime ihtiyacımız var. MHP’ye yeni bir lider gerekiyor” demekten çekinmiyor, “Biliyorum, Genel Merkez üzerimizi çizdi. Ama korkumuz yok. Nasıl ki, iki dönem Sayın Devlet Bahçeli’ye oy verdiysek; bu kez de Koray Aydın’ı destekliyoruz” diyor açıkça.
MHP’nin seçimlerde başarılı olmasının, ancak bu değişimle mümkün olacağına inanıyor Osman Güven.
İddiası büyük:
“Eğer Koray Aydın Genel Başkan, Muğla Büyükşehir Belediye Başkan adayımız da, halen Fethiye Belediye Başkanı olan Behçet Saatcı olursa; biz Muğla’da seçimi kazanırız.”
Yeni büyükşehir yasasını ise her cepheden eleştiren MHP Muğla İl Başkanı, ezcümle diyor ki:
“Bu yasanın vatandaştan götürdüğü, getirdiğinden az olacak.”
CHP: Halka neden sorulmadı?
Başkan Mustafa Öztürk’ü CHP İl binasında biraz bekledik. Geldiğinde yol yorgunuydu.
Yatağan’daymış.
Sıcağı sıcağına izlenimlerini anlattı.
Özellikle de köylerde yaşananları, konuşulanları.
“İnsanlar soruyor” dedi:
“Bizim mezarlık işimiz ne olacak? Bizim su işimiz ne olacak? İktidar bu soruların cevabını zor verir.”
Ama gündeme getirdiği “asıl mesele” her adımda karşımıza çıkmıştı zaten:
İktidar bu yasayı, hiç kimseye sormadan, hiçbir kuruma danışmadan, tamamen “kendine göre” hazırlamıştı.
İtiraz var mı?
Ege’yi dolaşırken belediye başkanlarına, ticaret ve sanayi odalarının yöneticilerine sorduk.
Yok.
İtiraz yoktu!
Dolayısıyla CHP İl Başkanı Mustafa Öztürk, “Avrupa ülkelerinde icabında bir ağacın kesilmesi dahi halka sorulurken, halkı her açıdan etkileyen böylesine önemli bir yasa, neden halka sorulmaz?” derken, haklı. . .
Neden?
Büyük projeler Ticaret Odası’ndan
Muğla Belediyesi çevreyi ve tarihi değerleri koruma adına çok şey yapmış ve yapmaya da devam ediyor.
Kimine yetmiyor bunlar.
Daha büyük, daha iddialı projelerin hayata geçirilmesi isteniyor.
O kişilerin başında da Muğla Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Bülent Karakuş geliyor.
“Aslan yattığı yerden belli olur” misali, önce kendi kurumundan başlamış işe.
Ve Mimar Metin Hepgüler’in projesini çizdiği, gerçekten de mükemmel bir yapı çıkarmış ortaya.
Yeni büyükşehir yasasını “büyük projelere kavuşma” adına olumlu bulan Bülent Karakuş’un gündeminde, Muğla’ya “hareket ve bereket” getirecek üç proje bulunuyor.
Biri, Karya Yürüyüş Yolu.
Maliyeti düşük ama 710 kilometrelik parkuruyla dünya çapında ilgi çekebilecek keyifli bir düzenleme.
İkincisi, Yılanlı Yörük Köyü.
“Yurtdışına gittiğimizde bize hep benzer yerlere götürüyorlar. Şimdi biz en güzelini yapıyoruz” dediği bu köy, merkeze 10 km. uzaklıkta kuruluyor.
Karakuş’un hayali, yılda 1 milyon turistin burayı ziyaret etmesi.
Nihayet, Fuar Projesi.
Siz de görüyorsunuz. . .
Bir tepenin terasına inşa edilecek, fuarcılığın yanı sıra tüm sosyal ve kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapabilecek bir mekan yaratılıyor.
Uzakta Muğla şehri, hemen önünde de bir gölet olacak.
Projenin danışmanlığını, yine ünlü bir mimar olan Doğan Hasol yapıyor.
Bütün bunları dinleyince Bülent Karakuş’a sordum:
“Büyükşehir’e aday mısınız?”
Cevabı kesindi:
“Hayır. Bir dönem daha Oda Başkanlığı’na adayım.”
CHP “önde” ama...
Muğla’da CHP’nin “bariz üstünlüğü” var. En azından son seçimlerdeki manzara böyle.
Örnekse geçen yıl yapılan genel seçimler ki önümüzdeki yerel seçimlerde büyükşehir sınırlarını temsil ediyor- şu sıralamayla sonuçlanmıştı:
Ak Parti: 169 bin 596
CHP : 236 bin 774
MHP : 84 bin 303
Basit bir çıkarma işlemiyle görülüyor ki, Ak Parti ile CHP arasında 67 bin 178 oy farkı var genel seçime göre.
Nitekim Muğla ölçeğinde bunun adına...
“Bariz üstünlük” denir.
Yerel yönetimlerde de durum çok farklı değil.
Merkezle beraber, Marmaris, Datça, Köyceğiz, Ortaca, Yatağan ve Milas Belediye Başkanları; CHP’li.
Tıpkı. . .
Bitez, Yalıkavak, Turgutreis, Göcek, Dalyan, Bafa, Akyaka, Gökova, Armutalan, Ölüdeniz gibi; namı ülke çapınca maruf belde belediyeleri gibi.
Öte yanda Fethiye ve Dalaman ilçelerinin belediye başkanları MHP’li...
Bodrum ve Ula belediye başkanları da, Demokrat Partili.
Yani.
Koca Muğla’nın en küçük ilçesi olan Kavaklıdere dışında, Ak Parti’nin varlığı pek hissedilmiyor.
Aslına bakarsanız bu durum, Ak Parti açısından bir avantaj.
Çünkü kaybedecek fazla bir şeyleri yok.
O nedenle farklı ve iddialı bir aday ve de “çılgın projelerle” Muğla’da gündem yaratabilirler.
Soru şu:
“Osman Gürün bu kez de CHP’nin adayı olacak mı?”
Başkan yeniden görevi üstlenmek istiyor elbet.
Ve aday belirlemede geç kalınmasının sıkıntı yaratacağının o da farkında.
Biz de Muğla’a dolaşırken farkına vardık ki, CHP kulislerinde
Başkan Gürün’ün adaylığına karşı biraz “soğuk bir bakış” veya biraz “mesafeli bir yaklaşım” var.
Açıkçası bu durum...
CHP açısından ciddi bir sorun!
Dillerde onun adı var
Ertuğrul Günay belki 40 defa “yeniden milletvekili olmayacağım, hiçbir yerden belediye başkan adayı olmayı düşünmüyorum” diye açıklama yaptıysa da; hem Ak Parti, hem CHP cenahında kulağı sürekli çınlatılıyor:
“Ertuğrul Günay, Ak Parti’nin adayı...”
Ak Parti’nin adayı kim olur bilinmez ama Bodrum’da, Marmaris’te ve daha çok yerde; başta İstanbul ve Ankara’dan göç etmiş seçmenlerin yaşadığı düşünülürse...
Ak Parti’nin şöyle anlı şanlı bir aday belirlemesi, kuvvetle muhtemel!
Ak Parti mutlu ve umutlu
AK Parti’de bizi İl Başkan Yardımcısı ve Tanıtım Medya Başkanı Ali Yörük karşıladı.
Karnımızı yatık dönerle fazlasıyla doyurmuştuk ama “Sizi Muğla simidinin tadına bakmadan bırakmayız” diye ısrar edince. . . Baktık.
Diyeceğim şu:
Keşke karnımız aç olsaydı.
Diğer yandan ziyaretimiz için “ciddi hazırlık” yaptıklarını görmekten de ayrıca mutlu oldum.
“Söz uçar yazı kalır” hesabı, iki sayfalık bir açıklama yazmışlardı.
Yeni yasanın “faydaları” anlatılıyordu her paragrafında.
İşte en önemli bölüm:
“Kemer Belediyesi merkez olmak üzere, Kadıköy, Eşen, Karadere, Kumluova ve Seki belediyeleri ile 53 köy; yeni kurulacak Seydikemer İlçesi’nde birleşiyor. Ayrıca Muğla merkezinde de 4 belde, 14 mahalle ve 48 köyden oluşan
Menteşe İlçesi kuruluyor. Böylece hizmet kalitesi artacak, bütçeden daha fazla katkı alınacak.”
Hemen bir parantez açmalıyım burada.
Seydikemer İlçesi, bir bakıma Fethiye’yi ikiye bölüyor. Böylece Fethiye’nin yıllar boyu süren “il olma hayali” de suya düşüyor!
ÜNLÜ Dalyan DA ELDEN gidiyor...
Dalyan, Ortaca ilçesine bağlı bir belde. Aynı zamanda 41 yıllık bir belediye.
Dalyan, bir “dünya markası” aslında.
“Caretta Caretta” adı bile, Dalyan’ı simgelemeye yeterken; tarih ve doğa yetinmemiş.
O muhteşem deltaları vermiş Dalyan’a.
Yetmemiş.
Köyceğiz Gölü’nün Dalyan Deltası ile birleştiği noktada “çamurdan bir cennet” yaratmış.
Bitmemiş.
Dünyanın en muhteşem kumsallarından olan İztuzu Plajı bir gerdanlık gibi süslemiş Dalyan’nın Ege’yle buluştuğu kıyıyı.
Ya Kaya Mezarlıları’na ne demeli?
“İhtişamlı” veya “görkemli” demek...
Yeter mi?
Ve şimdi...
Bunca değerin sahibi olan Dalyan Belediyesi de gömülüyor tarihin derinliğine!
Cazibenin başkenti
Muğla Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü diyor ki:
“Muğla’nın merkezinde, Ormancı Türküsü’ne konu olan Belen Kahvesini ziyaret etmeden...
Akyaka’da balık yemeden, Yasak aşkın kenti Stratonikeia’yı görmeden...
Osman Hamdi Beyin Evi’ni ziyaret etmeden, Eski Muğla’nın dar sokaklarında dolaşmadan...
Karabağlar Yaylası’nda dolaşmadan, dönmeyin.”
Muğla’nın merkezi için ben de bir şey eklemeliyim.
Daha önce başka bir yerde görmediğim bir şey:
“Klimalı ve duşlu tuvalet.”
Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü benzer önerileri, Muğla’nın her köşesi için yapıyor.
Bütün bunlar, Muğla’nın Türkiye’deki “en cazibeli büyükşehir”i olacağını kanıtlıyor.
YARIN: DENİZLİ‘NİN İSTEĞİ İZMİR’LE BÜTÜNLEŞMEK
