Minik Serçe, bir çınarın dallarına konarsa ne olur? Sorunun cevabı, bu hafta DMC Müzik’ten çıkan Muazzez Abacı’nın yeni albümü ‘Sezen’imin Şarkıları’nda saklı. Abacı, 10 Sezen Aksu şarkısını seslendiriyor albümde. Yeniden yapılmış düzenlemeleriyle Türk sanat müziği tadında bir albüm çıkmış ortaya. Kendimi bildim bileli yol arkadaşlığımı yapan o şarkılarla Abacı’nın muhteşem yorumunda hasret giderdim. Defalarca dinledim albümü. Sahiden de doyamadım.
İlk şarkı... Düet. “Perişanım şimdi. Mutlu oldun mu?” diye soran iki kadın. Sezen Aksu’nun sesinde ‘o kız’ı büyütmüş olmanın olgunluğunda dupduru bir itiraf tonu... Abacı, yetmiş yılda neler görmüş geçirmiş... Usul usul soruyor sorusunu ama “Bir daha olmaz bin defa tövbe” derken de çağlıyor. Karşısındaki dağ, taş olsa karşı koyamaz...
İkinci şarkı Sezen Aksu klasiklerinden ‘İkinci Bahar’. Kadınlık bilgisini hatmetmiş, şefkatin tüm iç bayan şekerinden soyunmuş, ikinci baharının en görkemli zamanlarından sesleniyor bu defa Abacı. ‘Gel benim yârim oluver şimdi’ diye dilerken, onu gözünden, dilinden sakınıp saklayacağını, ‘bugünkü’ aklıyla seveceğini söylerken kırmızı bir kadife seriyor sesi, aşkın yattığı ‘divan’a... Aşka Abacı psikanaliz yapmayacak da
kim yapacak?
Sırada ‘Gidiyorum’ var. Sezen Aksu’nun bütün aşkları yüreğe sarıp sarmalayıp, daha üzerinden kokusu geçmemiş sevgiliye veda ederek yola çıkmayı anlatan o güzel şarkısı... “Sana korkular bıraktım bir de yeni başlangıçlar/ Bir kendim bir ben gidiyorum...” Elinden geleni yaptıktan sonra yola revan olmuş birinin huzuru Abacı’nın sesinde...
Bir aşkın parmaklıkları arasına gönüllü girip, kendi defterinin sayfalarını yırtarak ömür tüketmenin en güzel anlatımı ‘Tutuklu’: Ben sende tutuklu kaldım/ Kendi hayatımdan çaldım/ Yedi cihan dolandım/ Bana mısın demiyor”. Bilge bir kararlılıkla okuyor Muazzez Abacı, üç günlük dünyada ecele aşk adını koymakta bir sakınca görmüyor insan. Böyle bir aşk varsa, tutuklu kalmaya değer dedirtiyor sesi... Yedi cihan dolanmaya...
“Sen sen diye bittim” dediği birinin hayatından gitmeye karar vermiş bir başka kadın alıyor sırayı. Gidişlerin en vakurlusuna hazır, ‘sen kendi haline yan’ı büyük bir nezaketle ifade eden o şahane Sezen Aksu şarkısı ‘Sarı Odalar’... Eros’un kalbine attığı oku bir hamlede çekip çıkarıyor kalbinden ve öyle bir “Alırım başımı giderim efeler gibi hey/ Efeler gibi hey” diyor ki Abacı, erkeklerin feriştahı olsa sarı odalara terk edilen, durduramaz onu... Gidilecekse de böyle gidilmeli zaten...
Bazen de ‘o’ gider ya... Başka bir aşka... Yürür ya insan hasretin, acının üstüne... “Sığmıyorum dünyaya dar geliyor” durumu... ‘Seni Kimler Aldı’sı Sezen Aksu’nun... Acısı demlenmiş, zümrüt renkli bir yorumla seslendiriyor şarkıyı Abacı: “Seni kimler aldı, kimler öpüyor seni/ Dudağında dilinde ellerin izi var”...
Yeşilin her tonu sızlıyor.
Velhasıl, Minik Serçe çınarın dallarına konunca mevsim bahar oluyor kış ortasında. Çınar serçesini en güzel şekilde ağırlıyor ulu gövdesinde. Notalardan mütevellit orman, bu iki büyük sanatçıyı ayakta alkışlıyor.
