Fuat Bol

Fuat Bol

fuat.bol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BM’nin 195 ülkesi bir tarafta, geride kalan iki ülkesi olan ABD ile İsrail diğer tarafta. Bu durum, ABD ile İsrail’in yalnızlığının yanı sıra, güçlü olanın haksızlığının ispatıdır. Diğer bir ifadeyle, haklının güçlülüğünün kanıtıdır.
ABD’nin kendisinin de altında imzası bulunan bir kararı görmezden gelip, Kudüs’ü, işgalci ve terörist bir devlet olan İsrail’e peşkeş çekip başkent ilan etmesi, sözde güçlünün şamarıydı.
Aynı minvaldeki şamarı, bundan tam bir asır önce, yine o günün sözde güçlüsü İngiltere atmıştı.
İç ve dış ihanetlerden sonra Osmanlı yıkıldı. Başsız ve sahipsiz kalan İslam âleminin zillet hali onlarca yıl boyunca sürdü. Onların bu dağınıklığını fırsat bilen Batılı sömürgeci güçler, onlarla kedi fare ile oynar gibi oynadı ve hemen hepsini kendilerine uydu haline getirdi.
Meydanı boş gören emperyalistler, İslamiyet’i ve İslam ülkelerini düşman ilan edip hedef tahtasına koydular. Sudan bahanelerle bu ülkeleri işgal edip parçaladılar; başta, sebil gördükleri Müslüman kanı olmak üzere, yer altı ve yer üstü zenginliklerini sülük gibi emdiler ve emmeye devam ediyorlar.
Bölüp parçalamaya doymadıkları İslam ülkelerinin enselerinde sürekli boza pişirerek, her birini şamar oğlanına döndürdüler.
Arsız hırsız ev sahibini bastırır misali, kendilerinin terör örgütlerine verdikleri 4000 TIR dolusu silah ve mühimmatı görmezden gelip, pişkince, Türkiye’yi terör örgütlerine yardım etmekle suçlayan ABD’nin yanılgısı Türkiye’yi eski Türkiye sanmasıdır.
Halbuki değil Türkiye, Türkiye’nin arkasında durup cesaretlendirdiği Filistin bile, ABD’nin kalleşliğini görüp, İsrail’le sürdürdüğü barış görüşmelerini sonlandırıp, ABD’yi arabuluculuk görevinden tart etti.
Türkiye ise, ABD’nin bu meşum kararını yok hükmünde sayıp, dönem başkanlığını yaptığı İİT’yi İstanbul’da olağanüstü toplantıya çağırdı. 48 ülkenin katıldığı toplantıda 30 dolayında ülke devlet ve hükümet başkanları düzeyinde katıldı.
İslam ülkeleri tarihlerinde ilk defa birlik (tevhit) olan dinlerinin gereğini yapıp yekvücut oldular.
Hep birlikte altına imza koydukları bildiriyle birçoğunun şimdiye kadar tanımadığı Filistin, devlet olarak tanındığı gibi, Doğu Kudüs’ü de Filistin’in başkenti ilan ettiler.
Bir musibet bin nasihatten yeğdir; bu meşum karar, birliğe (vahdet) sebep oldu.
Türkiye’mizin yönlendirici politikaları ve bu arada Sayın Erdoğan’ın dünyayı ayağa kaldıran tavır ve gayretleri her türlü takdirin üstündedir.
ABD ve yandaşı İsrail’e İstanbul’dan atılan bu Osmanlı tokadı, suçluya ‘Ayağa kalk!’ ihtarıdır!
Başta bizim ülkemiz Türkiye olmak üzere, başsız ve darmadağınık olan İslam âlemi sürekli savunmada kalarak ve tamamen nefsi müdafaa kabilinden olan bu tokat için tam yüz sene bekledi.
Bu tokat, dileyelim, suçlunun aklını başına devşirsin ve kararlarından döndürsün!
Ve yine dileyelim, yüz yılda ancak bir araya gelebilen ve ortak karar alabilen İslam ülkeleri, bu kararlarında ısrarcı olsun ve içinde bulundukları zilletten kurtulup, yeniden ayağa kalksınlar!