Fuat Bol

Fuat Bol

fuat.bol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Demokraside oy kutsaldır ve namustur. Vatandaşlarımız hemen her seçimde olduğu gibi, 31 Mart 2019 Mahalli İdare Seçimleri’nde de büyük bir katılımla görevini yerine getirdi.
Asıl işlem bundan sonra yani oyun sandığa atılmasından sonra başlıyor.
Ve seçim, o sandığa atılan oylara sahip olmak veya olmamakla kazanılıyor veya kaybediliyor!
Öyle ya; seçmen istediği kadar oyları sandığa atmış olsun; atılan bu oylar öncelikle geçerli olup olmadıkları yönünde değerlendiriliyor. Sadece İstanbul ilinde 319 bin geçersiz oy tutanaklara girmiş. Diğer bir ifadeyle, bu geçersiz addedilen oylar, seçimi kazandığı iddia edilen adayla kaybeden aday arasındaki oy farkının tam on misli.
Burada durup düşünmek gerekmez mi? Öyle İmamoğlu’nun iddia ettiği gibi, “İptal oylarının incelenmesi beyinleri bunaltır!” demesinin aksine, incelenmemesi bunaltır!
Ayrıca, sandık sonuç tutanaklarının sayım döküm çizelgelerine aktarılması esnasında, bilerek veya bilmeyerek yanlışlıkların yapıldığı apaçık bir gerçektir. Nitekim bu durumu CHP il başkanı da belge göstererek itiraf etti.
Öte yandan, bu tutanak ve çizelgelerin hepsi siyasi partilere gönderilmiş durumdadır. Bunların karşılaştırılmasıyla yapılan hatalar ortaya çıkıyor. AK Parti de işte bu belgeleri, delil göstererek, ilçe, il ve YSK’ya başvuracaklarını açıkladı.
Seçimin sağlıklı sonucuna ulaşmak için yargıya başvurmak neden abes olsun? Nitekim sadece AK Parti değil, başta CHP olmak üzere diğer partiler de bu yola başvuruyor.
AK Parti burada iğneyi kendisine batırıp çuvaldızı başkasına reva görmelidir. Zira iktidar partisidir ve devletin tüm imkânları elindedir.
Ayrıca, Sayın Erdoğan’ın talimatıyla AK Parti, oyların sayım, döküm ve dağılımının tespiti için ayrı merkez oluşturmuştu. Nitekim bu merkeze intikal eden sonuçlar, YSK’dan ve hatta AA’dan daha önce açıklanıyordu.
Türkiye’mizin ne denli netameli bir süreçten geçtiği nasıl göz ardı edilir? FETÖ’nün ülkemizin kurum ve kuruluşlarının kılcallarına değin nüfuz ettiği nasıl unutulur?
Neden tüm bunlar göz önüne alınıp gerekli tedbirler alınmaz?
Seçim işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı A. İhsan Yavuz atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra açıklama yapıyor ve seçime şaibe karıştığını söylüyor. (2 Nisan Salı günü)
Halbuki daha 31 Mart’ın gecesinde bütün bunlar tespit edilip, kamuoyuyla paylaşılmalıydı.
AK Parti teşkilatlarındaki bu rehavet neyle izah edilebilir? Sadece genel başkanın çalışmasıyla seçim kazanılıyor; bu şekilde kazanılan seçim de teşkilatın oylara sahip çıkmamasıyla kaybediliyor!
Evet, su uyur düşman uyumaz da, sen bu düşmana (FETÖ) karşı ne yaptın? Hangi önlemi aldın?
Milletin oylarına sahip çıkmak, yargıdan önce siyasi partilerin namus borcudur. Zira oy namustur ve her bir oy kutsaldır. Oyunun zayi edildiğini görünce, vatandaşın ne siyasetçiye ne de siyasete güveni kalır.
Bu işin şakası yok; mesele en ince teferruatına kadar araştırılmalı, sağlıklı ve dürüst sonuçlar kamuoyu tatmin olacak şekilde açıklanmalıdır.
Gözler YSK’da. YSK bu süreci 12 Nisan’da tamamlayacak ve nihai kararını verecek.