Fuat Keyman

Fuat Keyman

fkeyman@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AK Parti 3 Kasım 2002 seçimlerini kazanıp, “güçlü çoğunluk hükümeti” olarak Türkiye’yi yönetmeye başladığından bugüne, “zayıf muhalefet sorunu” kutuplaşmış siyasetin en önemli nedenlerinden biri olarak gösterildi.
Zayıf muhalefet sorunundan konuştuğumuz zaman da, ana referans noktası, CHP oldu.
“AK Parti=Güçlü hükümet +CHP=Zayıf muhalefet” denklemi, siyasi alanı büyük ölçüde şekillendirdi.
AK Parti girdiği tüm seçimleri kazanıyor ve gündemi belirliyordu.
CHP’yse, ana muhalefet partisi konumunu devam ettiriyor ve gündem yaratacak hamlelerde bulunamıyordu.
Bugün sanki bu görüntü değişiyor gibi.
CHP kıpırdıyor. Kıpırdıyor diyorum, çünkü yapılanlar hala, ya söylem/retorik ya da iyi niyetle yapılan hamleler düzeyinde; ne kadar sürdürüleceğini, ne derece etkili olacağını da bilmiyoruz.
İki boyutlu bir değişim ya da hamle var.

Sarıgül ve seçim
İlki, CHP’nin seçim kazanma ya da seçimlerde AK Parti’yi zorlama olasılığının doğmuş olması.
2014 Yerel Seçimleri, özelde de İstanbul’u kimin alacağından bahsediyoruz.
Acaba, 1994’te İstanbul’u Recep Tayyip Erdoğan ve Refah Partisi’nin almasıyla başlayan süreçte, 20 yıl sonra 2014’te bir değişiklik olabilir mi? Ya da AK Parti seçim kaybedebilir mi? Sorulan soru bu.
AK Parti’nin İstanbul adayı, iki dönemdir İstanbul’un yönetiminde başarılı olmuş Belediye Başkanı Kadir Topbaş olacak; CHP’nin adayı da, büyük ihtimalle, arka arkaya, partilerden bağımsız seçim kazanmış Şişli’nin uzun dönemdir başarılı Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül.
Her ne kadar Gürsel Tekin ve diğer aday adayları olsa da, CHP’nin İstanbul adayı Sarıgül olacak. Çünkü, tüm kamuoyu yoklamalarının gösterdiği gibi, Topbaş’ı ve AK Parti’yi seçimlerde zorlayacak tek aday Sarıgül.
2014 Yerel Seçimleri’nde, büyük olasılıkla İstanbul’da Kadir Topbaş-Mustafa Sarıgül rekabetini ve çekişmesini izleyeceğiz.
Sarıgül’le CHP İstanbul’u kazanırsa ya da kazanmaya çok yaklaşırsa, o zaman başta 2014 Ağustos ayı Cumhurbaşkanlığı Seçimleri dahil, siyasi güç dengelerinde ciddi değişiklikler olma olasılığı ortaya çıkacak.
En önemlisi, AK Parti’nin “seçim kaybetmez- alternatifi yok” imajı ve algısı bozulacak.
İstanbul ve Yerel Yönetim Seçimleri CHP’yi kıpırdanmaya ve aktif siyaset yapmaya zorluyor.

CHP ve aktif siyaset
CHP’de ikinci değişimse, yurtiçinde ve yurtdışında aktif siyaset yapmayla ilgili.
CHP, Demokratikleşme Paketi, Kürt Sorununun Çözüm Önerileri vb alanlarda öneriler hazırlıyor. Ve daha da önemlisi, bu önerileri, CHP’nin kanun değişiklik önerileri olarak TBMM’ye sunuyor.
CHP’nin, Irak, Mısır ve ABD gezileri başarılı geçiyor. Bu gezileri, Avrupa ve tekrardan ABD gezileri izleyecek. Sosyalist Enternasyonal ve AB gibi önemli örgütlerle kurumsal bağlar güçlendiriliyor.
CHP Başkanı Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın, “Yeni Anayasa Yapım Komisyonu’nun bugüne kadar kabul ettiği 59 ya da üzeri maddelerin TBMM’den geçirilmesi” önerisini kabul edecek gözüküyor.
CHP’den, “Kamuda Başörtüsü Serbestliği”ne sert tepki gelmiyor.
CHP, ekonomi alanında aktif olmaya ve yeni vizyon üretmeye hazırlanıyor.
CHP, bu etkinlikleriyle, bir taraftan yurtdışındaki “Türkiye=AK Parti” algısını yıkmaya çalışırken, yurtiçinde de toplum düzleminde siyaset yaparak, gündemi belirlemeye çalışıyor.
CHP kıpırdıyor, seçim kazanma ve aktif siyaset yapma alanlarında hamleler yapıyor.
Bunlar, Türkiye için olumlu olan ve desteklememiz gereken hamleler.
Bakalım, Sarıgül ve CHP başarılı olacak mı?
İzlemeye devam edeceğiz.