Gökmen Aytaç

Gökmen Aytaç

ege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen hafta içinde telefonum çaldı. Karşıdaki ses Muhittin ağabeyin (Akbel) sesi...
‘Evlat Manisa çalkalanıyor, sen bize yeni yıl yazıyorsun’ dedi. Biraz sitem vardı seste...
Haklı bir sitem elbette...
Hoş ülke çalkalanıyor ama... Bize Manisa kısmını yazmak düşüyor.
O yüzden Genelkurmay eski başkanının tutuklanma olayını büyüklere, İzmir Belediyesi’nde yaşananları ağabeylerimize bırakıp, Manisa Belediyesi’nde neler oluyor, onu da ben yazayım.
Kaçıranlar için kısa özet yapmak gerekirse, Manisa’da 2 MHP’li üye partilerinden istifa edince, Meclis’te çoğunluk muhalefete geçti. Önce Fatma Tunçkan istifa etti, ardından Ömer Bingöl...
Meclis aritmetiğinde son durum şöyle:
MHP 17, AK Parti 15, CHP 3 ve Bağımsız 2...
Bu olayın geçen hafta gazetelere yansıyan kısım var. Peki ne oldu da bu iki isim istifa etti?
İşte gazetelere yansımayan perdenin arkası...
Zaten şu perdelerin arkasına bir göz attığınızda, olayın aslını öğrendiğinizde bazen şaşırıp kalıyorsunuz, bazen de üzülüyorsunuz.
Ben bu olayın perde arkasını öğrenince üzüldüm doğrusu...
Manisa ufak yer. Birkaç dakikada neler olup bittiğini hemen öğreniveriyorsunuz.
Fatma abla... Kendisine de böyle hitap ettiğim için rahat yazıyorum.
Haksızlıklar, Fatma ablanın canına tak der. Ve soluğu Başkan Cengiz Ergün’ün makamında alır.
Başkan Ergün’e, ‘Ben de başkan yardımcısı olmak istiyorum’ der.
Belki de “Başkan yardımcısı olanlardan neyim eksik” imasında da bulunmuş olabilir.
Başkan Cengiz Ergün’den de istediği şeyin olamayacağına dair net bir cevap alır.
Sonrasında olanlar olur. Fatma abla istifa eder.
Ne hikmetse partisinden istifa eder Fatma abla... Ardından da Ömer Bingöl tepki istifasını verir.
O da partisinden istifa eder. Doğru olan, meclisten de istifalarıdır.
Perdenin biraz daha derininde olan kişilerin etkisi altında kalır iki isim de...
Mecliste, başkanı zor durumda bırakma gibi bana göre yanlış bir yolu seçerler.
Çünkü kendilerince haklı bile olsalar, çıkış yolları hatalıdır.
Bir defa başkandan öyle bir şey talep edilmiştir ki, bu talep imkansızdır.
Toplum gözünde de pek kabul görecek bir talep değildir.
Bir de “Başkan Cengiz Ergün’ü sıkıntıya sokalım” amacı varsa daha büyük yanlıştır.
Bu yazıyı noktaladığım anda, Fatma abla konuyla ilgili açıklama yaptı:
“Görev istemenin suç olduğunu bilmiyordum. Verdiğim sıkıntı için özür dilerim.”
Aslında ortada bana göre bir suç yok. Ama illa ki bir suç aranıyorsa...
Fatma ablamın suçu şudur:
Birileri kendisini fena gaza getirmiştir.
Kendince haklı olduğu davasında, haksız duruma düşmüştür.