Gözde Yener Birman

Gözde Yener Birman

gozdeyener1@hotmail.com

Tüm Yazıları

Üst düzey yönetici koçu Serenad Altan, insanlığın salgından aldığı dersle özdeğerine sahip çıkacağını belirtti, “Böylelikle daha sağlıklı ve sevgi dolu nesiller yetişecek” dedi

Bugün sizi Saint Joseph yıllarımdan bir arkadaşımla tanıştırmak istedim. Hem güzel, hem başarılı, hem de sporcuydu... Yıllar ondan eksiltmemiş, çoğaltmış. Başarılı ve üst düzey akademik-siyaset hayatının ardından, hep olan spiritüel yolculuğuna ağırlık veren Altan bir üst düzey yönetici koçu. Yüzlerce eğitim, sertifika ve deneyimden sonra şifacılık yönüyle insanlığa hizmet etmeye niyetlenen Serenad Altan’dan, Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde özellikle salgın sonrası toparlanma aşamasıyla ilgili tüyolar aldım. Sevgiyle, şifayla kalın...

Haberin Devamı

- Bugünkü noktaya hangi duraklardan geçerek geldiniz?

Tam da yeni bir asra, milenyuma geçiş yaparken, 2000 senesinde, tamamen dürtüsel olarak harekete geçtim ve hatha yoga ile başladım spiritüel yolculuğuma. Çeşitli asana ve savaşanlarla bedenime yönelik rahatlama egzersizleriyle başladığım bu yolculuk, yoga biliminin bhakti yoga, kundalini yoga gibi farklı uygulama öğretilerine dair aldığım eğitimlerle devam etti. Doğru nefes alma-verme tekniklerini öğrendim ve çok faydasını gördüm. Meditasyon yaparak, spiritüalite, ezoterizm, okült felsefeler, psikoloji üzerine bol bol kitaplar, yayınlar okuyarak zihinsel rahatlama ve gevşemeyi bedensel rahatlama ile birleştirdim. Önümde açılan kapı öyle bir kapıydı ki, açıldıkça birbirinden farklı gibi gözüken, ancak geneli benzer öğretilere ve sonuçlara varan onlarca yol çıkıyordu karşıma. Bu yolların büyük kısmına daldım. Her biri birbirinden değerli hoca ve eğitmenlerin verdiği kişisel gelişim, ezoterik öğretiler, okült felsefeler üzerine ulusal ve uluslararası seminerlere katıldım. Tüm bu deneyimler, bedensel ve zihinsel sağlığımda o kadar olumlu dönüşümler yarattı ki, hayatımın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Daha sonra reiki şifa enerjisine uyumlandım ve bu noktada şifacı kimliğimi keşfettim. Arkadaşlar ve yakın çevre arasında ufak tefek rahatsızlıkları olanlara reiki enerjisinden faydalanarak şifa vermeye başladım. Özellikle son 5 yıl siyasetin içinde aldığım görev, çok sorumluluk gerektiren bir görevdi ve bu çalışmaları ister istemez ihmal ettiğimi fark ettim. Siyaset, ulusların kaderini belirleyen bir bilim ve hem de bir sanat aslında. İnsan ilişkileri, belki de başka çalışma alanlarından çok daha önemli siyasette. STK’lar ile yaptığımız çalışmalarda faydalı olma ve birilerinin sorununa çözüm üretme konularındaki hassasiyetim daha da arttı. Beşinci yılda pandemi patlak verdi, evden çalışma modeline dönünce benim de spiritüel alanlara daha çok vakit ayırma imkânım doğdu. Hologenetik hafıza üzerine eğitim almıştım, önce bu konu üzerine gitmeyi hedefledim. Derken kişisel gelişim üzerine farkındalık, affetmek, özdeğer, kişisel ustalık, bolluk bereket ontolojisi, karmik ve psişik kontratları sonlandırma ve daha birçok konuda eğitim aldım. Sertifikalı bir üst düzey yönetici koçu olduğumu da belirtmek isterim. Şu anda da bilinçaltı ve NLP üzerine yoğunlaşmış durumdayım. Bilinçaltımız, bizlerin karakutusu aslında. Orada kayıtlı bilgiler ve kodlamalar, bu hayatta yaşadığımız olumlu-olumsuz birçok olay ve durumdan sorumlu ve ben bu konuyu çözmeye niyet ettim. İşe bilinçaltı temizliği ile başladım. Siyaset, içimdeki iyileştirme, şifalandırma ve yardım atma dürtüsünü tekrar harekete geçirdi.

Haberin Devamı

‘Dünyayı sevgi kurtaracak’
- Çağımızı nasıl tanımlarsınız? Herkesin kendi dünyasına yöneldiği bir süreçten geçiyoruz, bunu nasıl verimli hale getirebiliriz?

Haberin Devamı

Çağımız aslında ilk başta iştah kabartan teknoloji ve robotik bir çağ olarak başladı. Teknolojinin ilerleyişini ağzımız açık izledik uzunca bir süre. Ta ki, kendisi hepimizi esir alana kadar. Şimdilerde hepimiz elimizde tabletler, akıllı telefonlarla yaşar haldeyiz. Ancak pandeminin ilk şokunu atlattıktan sonra bence herkes kendi içsel yolculuğuna hızlı bir dalış yaptı. Farkında olarak veya olmayarak. Ana uzmanlık alanı ekonomi olan bir kişi olarak şunu söyleyebilirim; dünya ekonomisi ve ülkelerin mikroekonomileri o kadar tökezledi ve çökme noktasına geldi ki, hayatı paradan ibaret görmeye alışmış bizler, maneviyata yönelerek çıkış yolu aramaya başladık. Bunun olumlu sonuçlarını yeni nesillerde somut olarak gözlemleyeceğimize, çevreye daha hassas, gezegenimize saygı duyan, onu koruyan, birbirine empati ile yaklaşan nesillerin yetiştiğine inanıyorum.

- Birçok yöntem var. Elini kolunu sallayan herkes, bu yöntemleri öğrenip şifalanabilir mi? Ya da farkındalığı artar mı?

İçsel yolculuğunu tamamlamaya ve bu yolda ilerlemeye niyet etmiş herkesin kendine en uygun yöntemi deneme-yanılma ve ya sezgisellik yoluyla bulup şifalanabileceğini düşünüyorum. Kovid-19’un en büyük ama olumlu yan etkisi, zaten global anlamda bir farkındalık yaratması oldu. Önce aldığımız nefesin ve yaşamın kıymetini bilme, sonra sevdiklerimizin varlığına müteşekkir olma, yaşam amacımızın ne olduğu gibi birçok konuda farkındalık kazandırdı bize. Bu arada, şifaya niyet eden ve şifalanacağına inanan herkes şifalanır.

- Sınavdan geçtiğimiz bu günlere doğru cevapları nasıl verebiliriz?

Pandeminin bize verdiği en büyük ders, hayatımızın her gününü, ‘geriye kalan hayatımızın ilk günü gibi’ coşkuyla, şükranla, farkındalıkla, anda kalarak ve sevgiyle yaşamamız gerektiğini öğretmesi oldu. Maddi her şeyin gelip geçici olduğunu, aslolanın sevgi ve paylaşım olduğunu, dokunmanın, yüz yüze iletişimin insanoğluna vakfedilmiş ne kadar paha biçilmez değerler olduğunu gösterdi. Ve tabii en başta, hem beden hem ruh sağlığımızın her şeyden önemli olduğunu öğretti bize. Her birimiz özdeğerine sahip çıktıkça daha sağlıklı, daha bilinçli, daha sevgi dolu, daha başarılı, daha mutlu, doğaya ve gezegenimize sahip çıkan nesiller yetişecek. Ve dünyayı aslında sevgiyle başlayıp devam eden bu domino etkisi kurtaracak diye düşünüyorum.

- Son olarak paylaşmak istediğiniz bir proje, bir düşünceniz var mı?

Kendi içsel yolculuğumu anlatan, deneyimlerimi aktaran ve şifacılığa dair bilgiler içeren bir kitap yazmak istiyorum. Taslak olarak bölük pörçük duruyor şu an bir yerlerde, zamanı geldiğinde derlenip toparlanıp sizlerle buluşacak. Bir de pandemi biraz daha hızını kaybettikten sonra sivil toplum kuruluşlarıyla iç içe çalışmalar yapmak, uluslararası yardım projelerinde yer almak istiyorum. Amacım, ülkeme ve gezegenime faydalı bir birey olarak iz bırakabilmek.

Dingin ve özgür bir ruh için

Rahat bir koltukta veya yatağınızda sırtüstü uzanarak veya avuçlarınız gökyüzüne bakar şekilde oturun, 5 kez derin diyafram nefesi alın ve verin. Nefesinizi boşaltırken içinizde barındırdığınız ve o an aklınıza gelen tüm negatif düşünce ve duyguları da dışarı attığınızı imgeleyin. Aşağıdakileri, kendi duyacağınız ölçüde, sesli bir şekilde tekrar edin:
Ben…(isminizi zikredin). Kendimi tam da olduğum halimle, yaşadığım tüm gelmiş geçmiş ve gelecekteki deneyimlerimle çok seviyor ve varlığım için şükrediyorum. Ben kendimi, atalarımı ve herkesi affettim. Tamamen özgürüm, sevgiden ibaretim. Ve öyle de oldu. Şükürler olsun.
(Bu egzersizi günün herhangi bir saatinde, ama her gün aksatmadan 21 gün boyunca yaptığınızda olağanüstü bir hafiflik, özgürlük hissiyle dolup taşacaksınız. Tavsiyem, bu çalışmayı 21. günden sonra da devam ettirmenizdir. Mucizeler hayatınıza dolmaya başladıkça zaten bırakmak istemeyeceksiniz.)