SEYAHAT KENDİNİ BULMAKTIR!

Dünyaya kalp gözüyle bakmaktır seyahat! Yazar Mark Twain, “Önyargı, bağnazlık ve dar görüşe karşı çare seyahattir!” demiş...

Twain’in sözü seyahat deyince akla gelen ‘yurt dışına tatile gitmek, alışveriş yapmak, eğlenmek, yemek içmek’ niyetinden çok farklı, değil mi?
Değişik kültürleri, coğrafyaları, gezegenimizi paylaştığımız uzak diyarların insanlarını ve canlılarını tanımak üzere yola çıkanları tenzih ederim…
Ancak bir turla katıldığım Miami seyahatinde rehberimiz üç ekstra tur seçeneği sundu; biri müthiş güzel Key West Adası, diğeri Cape Canaveral Uzay Üssü (evet uzay üssü! Fazla söze gerek var mı?) ve Sawgrass Mills Outlet Merkezi. Sizce yolcuların çoğunun oyuyla nereye gittik?
Elimizde poşetlerle dönerken birçoğumuz büyük bir gurur içindeydi muhakkak; “Aa bunu nereden aldın?” diye sorulunca “Miami den şekerim” cevabının dayanılmaz cazibesinden olsa gerek. Motivasyonu ne olursa olsun herkes seçimden gayet memnundu.
Oysa seyahat; kalp gözümüzü açarak, zihnimizi şablonlardan arındırarak, maceraya yelken açarak ve zorluklara meydan okuyarak, yeni şeyler öğrenmenin, keşfetmenin aşkıyla yapıldığı zaman anlamlı. Ancak o zaman ruhumuz zenginleşir, gezmenin, görmenin hayatımıza kattığı değerlere erişebiliriz.

Bizi, kendimize yaklaştırır
Seyahat, olduğumuz yerden uzağa yapılsa da bizi özümüzde olduğumuz kişiye yaklaştırır. Hatta bunu sağlayan ender şeylerden biridir!
“Ben nasıl biriyim, kimim?” sorusunun yanıtını bulmamızı sağlar. Bakış açımızı değiştirmemize yardım eder. Milliyetimizin, cinsiyetimizin, inancımızın, toplumun, eğitim sisteminin ve sayısız etkenin oluşturduğu ‘biz’ solar, kalbimizde saklanan ‘hakiki biz’ çiçek açar.
Afrika’daki insanların şartlarını görürseniz, empati kurmaya başlarsınız. Benin’de piton yılanlarına tapmalarını ya da Vodoo dinine inanmalarını saygı çerçevesinde algılamaya başlarsınız…
Su kaynağından kilometrelerce uzakta yaşayan Maasai kabilelerini görünce her yudum suda şükreder, onlar için de dua edersiniz.
Avrupa’da kadınların bronz ten için, Uzak Doğu’dakilerinse beyazlamak için uğraşmalarını düşününce güzellik algınızı sorgularsınız.
Peki yıllarca ‘düşman’ diye belletilen insanların arasına karıştığınızda, hiç de düşman olmadıklarını; hatta dostluğa, hoşgörüye hazır oldukları kanaatine varırsanız?

Laponya’da geleneksel kıyafetli bir Sami

Benin’de piton tapınağı

‘Sınırlar’

Geçen sene Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan ilk kez gerçekleştirilen canlı yayında bir astronotun sözleri beni çok duygulandırdı: “Buradan bakınca Dünya’da sınırlar görünmüyor!”
Artık insanlık böyle görebilse keşke. Birbirimize uzak değil, iyi bir niyet kadar yakınız! En azından kafamızdaki sınırları aşınca dünyayı da, kendimizi de yeniden keşfedeceğiz… Daha sevgi ve saygı dolu, hoşgörülü, mutlu, kendimizle ve dünyayla barışık olacağız. Yeter ki eve, harika anlar, anılar, bilgiler, dostluklar toplayarak dönmek için yola koyulalım…