O Kurnadan Bu Kurnuya Hamam Sefası: Cağaloğlu Hamamı

15 Şubat 2018

Türk kültürü ve tarihinde hamamların yeri oldukça önemli. Özellikle Osmanlı döneminde hamamlar sadece bir yıkanma yeri değil sağlık, sosyal ve kültürel etkinliklerin yaşandığı merkezler olmuş. Günümüzde ise artık sayıları parmakla sayılacak kadar azalmış olan hamamların başında 1741 yılında I.Mahmut tarafından yaptırılan Cağaloğlu Hamamı geliyor. Ayasofya külliyesi ve Ayasofya Kütüphanesi’ne gelir sağlamak amacıyla yaptırılan hamamın planını ise Hassa mimarı Süleyman Ağa çizmiş ve hamam Abdullah Ağa tarafından inşa edilmiş. Aynı zamanda Sultan I.Mahmut tarafından şehrin artan su ve odun ihtiyacı nedeniyle 1768’de büyük hamam yapılmasının yasaklanmasından önce inşa edilen son büyük hamam olması nedeniyle burası oldukça önem taşıyor. Yerebatan Sarnıcı’nın hemen yakınında yer alan bu tarihi güzelliği geçtiğimiz günlerde deneyimleme fırsatım oldu.

İçeri girer girmez sağlı ve sollu olarak bir çok devlet adamı, sanatçı ve edebiyatçının fotoğrafları karşılıyor ziyaretçileri. İngiltere kralı VIII. Edward, Hollywood ünlüleri John Travolta, Cameron Diaz, model Kate Moss, dünyaca ünlü para sihirbazı George Soros , Florance Nightingale, Omar Sherif, Jenson Button, Barış Manço, Adile Naşit,

Yazının Devamı

İki Günlük Kapadokya Gezisinde Neler Yapılır?

20 Aralık 2017

Öncelikle uçak firmalarının Kapadokya’ya sıklıkla düzenlediği indirimli uçuş kampanyalarından birine denk gelip 50-60 TL’ye bilet bulmanız pekala mümkün. Bunun için uçak firmalarından gelecek kampanya maillerini takip etmeniz gerekiyor. Genellikle yolculuklar birkaç ay öncesinden planlansa da bu süre içerisinde gideceğiniz bölgeyle ilgili araştırma yapmaya fırsat bulabiliyorsunuz. Cumartesi sabahından adımını attığınız Kapadokya’ya yerleşme aşamalarından sonra sırasıyla bahsettiğim yerleri ziyaret ederek neredeyse tüm Kapadokya’yı arşınlamış sayılacaksınız :)

Göreme Açık Hava Müzesi

Girişi 30 TL olan Açık Hava Müzesi’ne Müzekart ile de giriş yapılabiliyor. Burası M.S. 4. Yüzyıldan 13. yüzyıla kadar yoğun bir şekilde manastır hayatına ev sahipliği eden bir kaya yerleşim yeri ve aynı zamanda dönemin Ortodoks hristiyanlığın inanç merkezi. Büyük bir vadiden oluşan bölgede kaya blokların içerisinde kiliseler, yemekhaneler, oturma alanları, şapeller bulunuyor. Müzenin içerisinde yer alan Aziz Basileus Kilisesi, Karanlık Kilise, Elmalı Kilise, Kızlar ve Erkekler Manastırı, Aziz Barbara Kilisesi, Yılanlı Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kiliseleri arasından benim en çok ilgimi çeken

Yazının Devamı

Samos Güzeli Pythagorion

19 Eylül 2017

Çokca merak ettiğim Ege’nin incisi sayılabilecek adalarından biri olan Samos’a Eylül ayında nihayet ayak bastım. Yazın o kavurucu sıcakları kaybolmuş, aşırı sayılabilecek kalabalıklar da yerini daha az insana bırakmıştı. Samos diğer Yunan adalarına göre daha çok yabancı turist çeken bir ada. Midilli, Sakız ve Meis’dekilerin aksine Türk turist sayısı oldukça az. Buraya sadece iki gün ayırabildiğimiz için adanın en çok merak ettiğim Pythagorion bölgesinde vakit geçirdik. Araştırmalarıma göre de adanın en güzel bölgesi burasıydı:)

Ünlü matematikçi Pisagor’un doğum yeri olan Pythagorion şirin eski bir balıkçı kasabası. Burası sahil boyunca uzanan tavernalarıyla, şık restaurantlarıyla, Arnavut kaldırımlı sokaklarıyla ve tertemiz deniziyle kalplerimizi ilk günden fethetti :)

Buraya nasıl gidebiliriz?

Samos’a uçakla gelebileceğiniz gibi Türkiye üzerinden iki türlü geliş şekli var. Kuşadası üzerinden kalkan feribotlarla Pythagorion ve Vathi’ye, Seferihisar Sığacık üzerinden kalkan feribotlarla da Karlovasi’ye karşılıklı seferler düzenleniyor. Bizim merak ettiğimiz bölge Pythagorion olduğu için Kuşadası üzerinden gitmeyi tercih ettik. Meander Turizm’den aldığımız biletin fiyatı kişi başı 35

Yazının Devamı

İstanbul'un Köşe-Bucak Lezzet Durakları

24 Ağustos 2017

Yazın son zamanlarına yaklaştığımız şu günlerde İstanbul’un keyfini doya doya çıkarabileceğimiz birkaç havadar mekan önerim olacak sizlere. Özellikle çok bilinmeyen, henüz insan akınına uğrayıp bozulmamış, lezzetleri ve ambiyansları ile de bi o kadar ilginizi çekecek mekanlar nereler bir bakalım…
MATYA CAFE
Sıcak yaz günlerinde dört duvar arasında sıkışmış mekanlardan hoşnut olmayıp şöyle ferah ferah bahçe konsepti arayanlar için Matya Cafe, meraklılarına güzel manzaralar vaadediyor. İsmini Rumca'da 'göz' anlamına gelen 'matya'dan alan Matya Cafe, Samatya meydanının hemen arka sokağında yer alıyor. 180 yıllık bir rum evi olan mekanın girişindeki oymalı koltukları, tabloları, tahta merdivenleri görünce bi anda geçmişe dönüyorsunuz.
Bahçeye açılan kapıdan geçtikten sonra kocaman rengarenk ve aynı zamanda da yemyeşil bir alan karşılıyor bizi. Bir tarafında yeşilçam artistlerinden oluşan bir köşe diğer tarafında rengarenk sandalyeler... Sahipleri masaların üzerlerine okey ve tavla takımlarını koymayı da ihmal etmemişler :)

Buranın en revaçta içeceği közde pişmiş türk kahvesi ve yanına ikram edilen ev yapımı vişne likörü imiş, denemeden

Yazının Devamı

Ege'nin Saklı Rotaları - Eski Foça

28 Haziran 2017

Ege'nin Saklı Rotaları - Eski Foça

“Foçalılar,

Onlar kentlerini, bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü ve en güzel iklimde kurdular...” HEREDOT

Yüzyıllar önce, ünlü tarihçi Heredot Truva Savaşı'nı yazmak için Anadolu'ya gelmiş ve bu sırada Foça ile tanışmış. Kendi ülkesine döndüğünde gezip gördüğü yerler hakkında yazdığı kitabında bu cümleyi kullanmış Foça ve Foçalılar için…

İzmir’in yeni ve eski olmak üzere iki tane Foça’sı var. Ben geçen yaz rotamı Eski Foça’ya çevirdim. Burası tam anlamıyla bir balıkçı kasabası. Her köşesine otel dikilip çok fazla büyümemiş, sit alanı olmasından ötürü de yapılaşmaya sınırlı izin veriliyor. Böyle hali pek tabii ki daha güzel… Büyülü ve gizemli bir atmosfere sahip olan Foça’da aynı zamanda gün batımları da her mevsim güzel, hatta gördüğüm en güzel gün batımı buraya ait diyebilirim. Balıkçılar, martılar, güvercinler, foklar insanları alıp bambaşka bir âleme götürür burada…

Yazının Devamı

Ege'nin Saklı Rotaları - Sığacık

9 Mayıs 2017

Bir gün denizciler Ege’nin azgın dalgalarına kapılır. Fırtına onları gecenin koyu karanlığında yakalar. Hiçbir yeri görmedikleri için kurtuluş ümitleri kalmaz. Derken top şeklinde bir ışık ortaya çıkar. Denizciler bu ışığı takip ederek Sığacık Limanı’na ulaşırlar ve kurtulurlar.

Adının denizcilere sığınak bir yer olmasından geldiği belirtilen Sığacık, Türkiye’deki ilk Cittaslow(sakin şehir) olan Seferihisar’a bağlı bir balıkçı kasabası. Şarap tanrısı Dionysos’un da memleketi olan Sığacık aynı zamanda tarihte İon medeniyetine ait 12 şehirden biri olarak biliniyor. Türkiye’de Seferihisar’dan sonra Cittaslow birliğine üye olan ilçeler arasında Akyaka, Gökçeada, Taraklı gibi yerler de bulunuyor. Burada neredeyse her sokakta Cittaslow’un sembolü olan salganyozlara rastlıyorsunuz. Zeytin ve mandalina ağaçlı sokakları, konuksever insanları, benzersiz güzellikteki denizi ile Sığacık kendisini çokça sevdiriyor... Sakinlik ve fazlasıyla huzur istiyorsanız burası tam da size göre…

Pazar günleri Kaleiçi’nde kurulan organik pazarda semt sakinleri kendi evlerinin önünde tezgah açarak meşhur Ege otlarını, zeytinyağlarını meyve ve sebzelerini satıyorlar. Hafta sonları sadece bu pazar için bile

Yazının Devamı