Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ne ilginçtir ki Kemal Kılıçdar-oğlu CHP Genel Başkanı olduğunda ona “Gandhi Kemal” lakabı etiketlenmişti.
Sadece “fiziki benzerlik” nedeniyle değil “barışçıl, siyaseti, üslubu, özellikle yolsuzluk dosyalarını açıklarken hiç kavga etmeden, sabırla kanıtlar ortaya koyan” kişiliği nedeniyle de bu “lakab” tutmuştu.
Şimdi...
CHP’nin eski Genel Başkan Yardımcısı milletvekili/gazeteci Enis Berberoğlu tutuklanarak hapishaneye konulması üzerine Türkiye’de daha önce hiç yaşanmamış bir protesto eylemini başlatmış bulunmakta.
Ankara Güvenpark’tan başlayarak Berberoğlu’nun kapatıldığı İstanbul Maltepe Cezaevine kadar sürmesi planlanan “uzun yürüyüş” bağlamında “Gandhi’nin Hindistan tarihini değiştiren” ünlü “Tuz Yürüyüşü” referans gösterilmekte.
Gandhi, ülkesindeki İngiliz yönetimine karşı “açlık grevleri”, “oturma eylemleri”, “dua günleri”, “sivil itaatsizlik” direnişleriyle “pasifist (şiddet içermeyen)” eylemlerin simgesidir.
İşgalci İngiltere’nin “otoriter devlet baskılarına” karşı “şiddete başvurmadan halk direnişini sağlayan” saygın ve insancıl lider tiplemesi.
Gandhi arkasına 10 binleri katarak 388 km’yi 24 günde yürümüş ve sonuç alabilmişti.
Kemal Kılıçdaroğlu ve bereberindekilerin yürüyüşü de 23 gün olarak planlanmış.
........................
400 km dolaylarında yol aşılacak.
Kemal Kılıçdaroğlu da bu “uzun yürüyüşle” amaçlanan sonuca ulaşacak mı?
Berberoğlu’nun “serbest bırakılması” ve “tutuksuz yargılanması” için avukatları yargıya başvurdu.
Belki de bu başvuru sonuç sağlayabilir.
Peki... Böyle olursa “Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü” noktalanacak mı?
Bilinmiyor.
Ancak...
Bu yürüyüşün sadece “Enis Berberoğlu” ile sınırlı olmadığı izlenimleri ağır basmakta.
Kılıçdaroğlu “milletvekilleri ve gazeteciler hapise atılmasın” diye açıklama yaptı eylemin deparında.
Elbette...
“Adi suç” işlenirse kimse imtiyazlı değildir.
“Yasalar karşısında herkesin eşitliği “ hukukun temel kuralıdır.
Kılıçdaroğlu’nun “milletvekili ve gazeteciler” derken anlatmak istediği “milletvekillerinin ve gazetecilerin kamu yararları için fikirlerini ifade etmek hürriyetleridir.”
O nedenle yürüyüşü takip eden meslektaşlardan yansıyan izlenimlere göre Berberoğlu’nun tutuklanması kaldırılsa bile “ifade özgürlükleri” yüzünden tutuklu olanlar için yürüyüş devam edecek.
.........................
Bu yürüyüşten yana ya da karşı olanlar farklı yorumlar yapabilir.
Ama...
“Ses getiren ve getirecek olan” bir “pasifist tavırdır.”
İçerideki etkilerinin yanı sıra sınırların ötesinde küresel gündemde de yer almış bulunuyor.
Devlet güçlerinin de engelleyici olmamaları olumludur.
Bir kaç küçük hadise dışında yürüyüşün ilk günü tamamlanmış bulunuyor.
.........................
Burada Meclis’teki muhalefet partilerinin bir yanlışına işaret etmekte fayda var.
İktidarının ilk yıllarında “milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması” yolunda muhalfet baskılarına AK Parti “milletvekillerimizi oyuncak etmeyiz. Aklına esen bir hakim tarafından tutuklanabilirler” diye karşı çıkmıştı.
Aradan yıllar geçti bu kez AK Parti “milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılsın” kampanyasına geçince muhalefet tehlikeyi sezerek karşı çıkabilirdi.
Bunu yapmadı.
Ayranı kabardı. Tribünlere oynayarak “hodri meydan” dedi.
Bedelini ödemekte.
Her vesileyle yazıyorum “yönetmek, öngörmektir.”