Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Prof. Dr. Akbar Behkalam İran Azerisi, Almanya’da yaşayan, ünlü bir ressam.
Yıllar önce İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitirmiş.
Almanya’ya yerleşmiş.
Ortopedist doktor bir Alman’la evlenmiş.
Avrupa ülkelerinde, Amerika’da, Brezilya’da dersler vermiş.
Tabloları çok yüksek fiyatlarla satılmakta.
Almanya’da bir şatosu, çiftiliği var.
Şimdi...
“70’li yaşlarda.”
Hoş sohbet, mütevazi, dünya tatlısı bir adam.
Öyle güzel Mevlana yorumları yapıyor ki keyifle dinletiyor.
Aziz Nesin’in ünlü “Surnamesi’nin” Almanca baskısını resimlemiş.
Yaşar Kemal’in yakın dostlarından biri.
Pazar gecesi bir davette (bu Pazar sayfamda yazacağım) aynı masadaydık.
Kahve telvesi ve suyla, yemek menüsünün arkasına bir resim yapıp hediye etti.
Hemen uyarılar geldi:
“Sakın atma. En az 5 bin Euro’ya satabilirsin.”
Elbette satmayacağım.
......................
Masa sohbeti birara Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Adalet Yürüyüşü’ne” kaydı konu.
İlginç bulduğum, sizlerin de ilgi duyacağınızı düşündüğüm -Almanya’da başından geçen - bir “adalet” olayını yansıtayım.
‘Akbar bey, bir avukat dostuyla Almanya’da “çiftlik” satın alır.
Aradan kısa bir süre geçer.
Çiftlikteki ortağı olan Avukat arkadaşı, kendisine düşen toprak bölümünü kiralar.
Kiracı, “dönemin Dışişleri Bakanı ve şimdiki Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier”dir.
Akbar ve eşi “kendilerinin onayı alınmadan yapılan bu kiralamaya tepki gösterirler.”
Akbar’ın ortopedist doktor eşi, mahkemeye başvurarak bu “kiralama işleminin iptalini” ister.
Mahkeme, kısa sürede “diğer ortağın onayı olmadan yapılan bu kiralama işleminin geçersiz olduğuna” karar verir.
Hukuk yolları tamamlanarak bu “fesih kararı” kesinleşir.’
......................
Bir düşünün.
Vatandaş ressam ve doktor eşi “bir taraf”... İktidarın Dıişleri Bakanı, geleceğin Cumhurbaşkanı diğer “taraf...”
Ancak mahkeme hakimi “üstünlerin hukuku” değil, -hiç tereddütsüz- “hukukun üstünlüğü” ilkesiyle karar vermiş oluyor.
İktidarın en güçlü bakanlarından birinin “davalı” taraf olması hakim için önemli değil.
Bir not daha düşeyim.
Dönemin Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in eşi de bir mahkeme kurulu başkanı.
O da “çiftlik kira sözleşmesinin geçersiz olduğuna hükmeden hakim” için bir “etki unsuru” oluşturmamış.
.........................
Bu örneği yazın bir kenara.
Kısa süre önce ABD’nin yeni başkanı Trump’ın bazı Müslüman ülkelerden Amerika’ya girişleri yasaklayan kararnamesini “sıradan bir hakimin fesh ettiğini” de hatırlayın.
Batı demokrasilerinde “adalet çıtasının” yüksekliği için “simge” olaylardır.
İleri demokrasilerde Türkiye’deki “adalet” adına uygulamaları anlayamamak durumları ve eleştiriler bir de bu gözle görülmeli.
“Yasama, yürütme, yargı” erklerinin birbirinden bağımsız, yargının tarafsız olması “demokratik ihtiyacının” göstergeleridir.
Sadece muhalefet değil iktidarın da Türkiye için “adalet” hedefi ne olmalıdır sorusuna da cevaptır.