Henüz 39 yaşında... Napolyon’dan bu yana Fransa’nın başına geçen en genç Başkan Macron.
Siyasi deneyimi de -neredeyse- yok.
Kısa bir bankacılık hayatı ve ardından çok kısa süreli “iktisat bakanı.”
Ama...
Eğitimi “iktisat” değil, “felsefe.”
Macron’un bir “partisi” de yok.
Başkanlık yarışına “bağımsız” girdi.
Ve...
Bu “en genç”, siyasette “deneyimsiz”, bankacı ve iktisat bakanı ama eğitimiyle “filozof” Macron yüzde 65 oyla “Başkan” seçildi.
Politikanın göbek taşında pişmiş, şöhretli, tecrübeli diğer adaylara “nal toplattı.”
Olacak şey gibi görünmüyordu.
Seçildikten sonra Louvre Sarayı / Müzesi’nin avlusundaki cam piramit önünde yaptığı konuşmada bütün bunlara işaret ederek, “İmkânsız diyorlardı, imkânsızı başardık” dedi.
....................
Yorum 1:
“Fransa halkı kaşarlanmış politikacılardan öylesine bıkmış olmalı ki siyasetin bu ‘meçhul meşhurunu (célèbre
inconnu)’ oylarıyla sandıklardan çıkardı, Başkan yaptı.”
Batı demokrasilerinde artık yeni bir yüzde, taze bir rüzgârda umut arayışı var.
Türkiye 2019’da “başkan” seçecek.
Şimdiden, “klasikler” baş çıkararak “Ben de varım” demeye getiriyorlar.
Heyecan kıpırtısı bile yaratamadıkları bir yana “Gene mi sen” diye karşılandılar.
Hiç belli olmaz, önümüzdeki 2 yıl içinde Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına şu anda kimsenin aklından bile geçmeyen bir genç çıkabilir.
...................
Yorum 2:
Macron “donanımı” nedeniyle değil, sırf “aşırı sağcı (ırkçı da denebilir)” Le Pen seçilmesin diye yüzde 65 gibi yüksek bir oranla Başkanlığa getirildi.
Komünisti, ılımlı sağ ve sol merkez partileri, sosyalistler sadece “Le Pen”e karşı oldukları için Macron’a oy verdiler.
Türkiye’deki son referandumun analizleri de buna benzer bir “seçmen tavrını” ortaya koymakta.
Referandumda yüzde 51.4 Cumhurbaşkanı Erdoğan için Anayasa’nın “bir tür başkanlık sistemini getiren 18 yeni maddesine” EVET dedi.
Yüzde 48.6 oy bloku içinde omurgası CHP olmakla birlikte, HDP’lisi ve MHP’lisi ile az da olsa AK Partilisi, sağın uçlarındaki Fazilet Partilisi de vardı.
Onları bir araya getiren, “aynı ortak paydada” buluşturan neden “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşıtlıktı.”
Teorik hukuk alanına giren “parlamenter sistem - başkanlık sistemi” seçmenin marjinal (ihmal edilebilir) yönlendiricisiydi.
2019 Cumhurbaşkanlığı seçimi için de yüzde 48.6’yı yüzde 50’nin bir tık bile olsa üstüne çıkarmak için “bileşen” öyle görünüyor ki gene aynı “tavır” olacak.
..................
Tabii...
Burada anlattığım kadar “basit” değil.
Ele yüze bulaştırmadan yürümeyi engelleyecek o kadar çok “kendi kendine çelmeler” daha şimdiden görülmeye başlandı ki...
“Yüzde 50’nin bir tık fazlası” hedeflenirken, “eldeki yüzde 48.6’dan da olmak” var.
..................
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün babası vefat etti. Babasına rahmet, ailesi ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.
