Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

CEMAL Kaşıkçı cinayeti dünyada yankılanırken, Suudi Arabistan’ın içinde de patlama yaptı.

Suudi tahtının veliaht prensi Muhammed bin Selman’ın geleceği artık “net” değil.

Muhammed bin Selman’ın Suudi kralı olabilmesi artık gittikçe zayıflayan bir ihtimal.

.......................

Fotoğraflarıyla, isimleriyle veliaht Prens Selman’ın en yakın korumalarının cinayet için İstanbul’a geldikleri, Cemal Kaşıkçı’nın gelişinden önce başkonsolosluğa giriş yaptıkları ve birkaç saat sonra özel uçaklarla Türkiye’den ayrıldıkları ortaya kondu.

Haberin Devamı

Sadece bu bile işaret parmaklarının veliaht Prens Selman’ı işaret etmesi için yeterli.

Prens Selman Suudi Arabistan’ın Kral’dan sonra en yetkili kişisiyken bir günde ciddi itibar yaraları aldı.

ABD’nin saygın gazetesi Washington Post yazarı Suudi Arabistan vatandaşını ortadan kaldıran “organize işlerin” siyasi mafya şefi gibi bir algı oluştu.

Sorun sadece Muhammed bin Selman ve İstanbul’a gönderdiği özel korumalarıyla ilgili, “kişisel” değil.

Devleti fiilen idare eden veliahdın temsil ettiği Suudi Krallığı’nın uluslararası hukuka göre “haydut devletler” listesinde yer alması gibi bir ihtimal de var.

“Şüyuu vukuundan beter” denilen bir durum.

“Haydut devlet” ilan edilmesi ihtimalini koyun bir yana, bundan “bahsedilmesi” bile Suudi krallık ailesi için tedirginlik konusudur.

........................

Muhammed bin Selman, “veliaht” ilan edildikten sonra, çok sayıda prensi lüks bir otelde haftalar boyu gözaltına almıştı.

Onları ancak milyarlarca dolar bedel ödemelerinden sonra serbest bırakmıştı.

Aile içinde bir karşı cephe yaratmıştı.

Ama...

Böylece veliaht oluşunun başında ülkenin tek ve en üstün gücü olduğunu kabul ettirmişti.

“Korkut-maya ve şiddete” dayalı “karanlıklar prensinin” Arabistan versiyonu.

Ancak...

Eli zayıflayınca, ailenin diğer prensleri kafa kaldırmaya başlamışlar.

Hatta...

Ortadoğu’yu iyi bilen Çetin Çetiner’in yazdığına göre, Muhammed bin Selman’ın veliaht olunca -kendisini tek söz sahibi kılmak için dondurduğu- geleneksel “krallık aile karar alma mekanizmasının” yeniden hayata geçirileceği de konuşulmakta.

Haberin Devamı

.......................

İçerdeki bu kaynaşma, küresel ölçekte medya yayınları ve başta ABD olmak üzere Avrupa’nın büyük devletlerinden baskılarla da beslenmekte.

Suudi Arabistan’la yatırım projeleri olan dünyanın büyük firmaları Cemal Kaşıkçı cinayetinden sonra dosyaları askıya aldıklarını açıkladılar.

Uluslararası saygın entelektüeller de tavır koydular.

Bütün bunlar Suudi Arabistan imajına yaralar açmakta.

Veliaht Prens’in Suudi Arabistan eski İstihbarat Başkanı ve eski Washington Büyükelçisi Turki bin Faysal’a başvurduğu da bir diğer haber.

Ancak...

Turki bin Faysal öldürülen Cemal Kaşıkçı’yı kardeşi gibi severmiş.

Onun döneminde Kaşıkçı’nın “istihbarat servisinde uzun süre görev yaptığı” da dikkate alınmalı.

......................

Ve...

Suudi Arabistan bir yandan “para kaynaklarıyla” ABD gibi bir süper büyüğü -her şeye rağmen- yanında tutmaya çalışırken, öte yandan bunun yeterli olmadığını da görmekte.

Trump üzerinde de kendi medyasının, siyasetçilerinin, STK’larının, kamuoyunun ciddi baskısı var.

Haberin Devamı

Son tahlilde Suudi Arabistan -belki- vücudu kurtarmak için kol kesmek gibi dramatik bir kavşağa sürüklenebilir.