Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bugün 3 gün sürecek bayram başlıyor... Ramazan Bayramı veya Şeker Bayramı olarak adlandırılan bayram günleri Müslümanlar için önemli günlerdir.

Müslümanlar 30 gün süren oruçtan sonra yeme-içme rahatlığını bayram yaparak yaşayacak.

Bu üç günlük kutlamalar, bu üç gün süren bayram ile ilgili olarak Müslümanların kitabı Kuran-ı Kerim’de bir buyruk yoktur.

Kuran-ı Kerim’de “bayram” ifadesi sadece bir surenin, bir ayetinde bir kelime olarak yer alır. “Maide” suresinin 114 numaralı ayetinde: “Meryem oğlu İsa, ‘Allahım... Rabbimiz... Bize ve bizden sonra geleceklere bayram ve Sen’den bir delil olarak bir sofra indir. Bizi rızıklandır. Sen rızık verenlerin en hayırlısısın dedi” ifadesi vardır.

Haberin Devamı

Din bilginleri bu anlatımın, “İsa’nın son yemek sofrası ile ilgili bir anlatım” olduğu seklinde yorum yaparlar. Ramazan ve Kurban bayramlarıyla ilgili düzenlemeler “hadisler”e dayanır.

Hadislerde nakledildiğine göre, Hazret-i Muhammed, Mekke’den Medine’ye hicret ettiğinde Medine’de yaşayan İran asıllıların “Nevruz” ve “Mihrican” kutlamalarından etkilenmiştir. Bu folklorik kutlamaların İslam cemaatinde “ümmetin tevhidi”ne ters düşeceğini görerek, Ramazan ve Kurban kutlamalarının bu kutlamaların yerini almasını buyurmuştur.

Osmanlı döneminde bayram merasim ve şenliklerinin bir kanun ile tanzimi Fatih Sultan Mehmet Han’ın eseridir.

Osmanlı dönemindeki bayramlarla ilgili anlatımlarda, genelde saraydaki kutlamalar ile saraya bağlı askeri ve mülki erkanın ve de saray çevresindeki zengin sınıfın merasim ve şenliklerinden söz edilir.

Açık anlatımıyla Osmanlı döneminde bayramlar belli bir çizginin üzerinde yaşayanların, varlıklıların bayramı olarak benimsenmiştir. Üst ve üstün grubun, fakirleri, güçsüzleri hatırlama, onlara gıda ve para yardımı yapma vesilesi olarak

değerlendirilmiştir.

Osmanlı döneminden sonra, sarayın, askeri ve mülki çevre ile saraya bağlı zengin çevrenin dağılması bayram kutlamalarının halka yayılmasını sağlamıştır.

Ramazan ayından sonraki üç bayram gününün “Şeker Bayramı” olarak adlandırılması da Osmanlı döneminde “adet” olmuştur.

Haberin Devamı

Sarayın, Ramazan’ın on beşinden sonra askerlere tepsi tepsi baklava göndermesi, oruç sonunda insanların tatlı yemesi, oruç dönemi tamamlandıktan sonraki kutlamalarda insanlara şeker ikram edilmesi, çocukların bayram harçlığını alır almaz şekercilere koşması nedeniyle bu bayram “Şeker Bayramı” olarak anılmaya başlanmıştır.

Sayın Müslüman kardeşlerim. Bayramın coşkusunu hissedebilmek için bayramın “vecibeleri”ni unutmayınız.

Önce kinden, nefretten arınınız. Bayram, dargınlıklara, kırılganlıklara son vermeye vesile olsun. Ölmüşlerinizi, hayattaki büyüklerinizi hatırlayın.

Çevrenizde sizden ilgi bekleyenleri maddi ve manevi ilginizle sevindiriniz. Güçsüzlere yardım ediniz. Bütün bunları gösteriş için değil, duyarak, hissederek yaparsanız, işte o zaman “bayramı yaşamış olursunuz.”

Bayram iyiliklere vesile olsun...