Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

2017 kasım ayında cari açık 4 milyar 200 milyon dolar oldu. Kasımda net döviz girişi 287 milyon dolarda kalınca, açığı finanse etmek için döviz rezervlerimizden 3 milyar 913 milyon dolar kullandık.

2017’nin tamamında cari açığın 46.0 milyar dolar olması bekleniyor. Açık 2015’te 32.1 milyar dolardı, 2016’da 33.0 milyar dolar olmuştu. 2017’de cari açık beklenenden fazla arttı.

Cari açık artışının arkasında ithalat artışı var. İhracat artışları için her ay törenler düzenleyerek kendimizi kandırıyoruz. İthalat ihracattan daha hızlı artıyor. İthalat artışını önemsemiyoruz. 2017’de ihracat artışı % 10.4 iken ithalat artışı % 16.9. İthalat gideri ile ihracat geliri arasındaki fark olan dış ticaret açığı sonunda cari açık rakamını büyütüyor.

Haberin Devamı

Cari açık hesabında kullanılan tanımı ile net “mal dengesi” 2016’nın ilk 11 ayında 36.5 milyar dolarken 2017’nin aynı döneminde 51.0 milyar dolara yükseldi. Turizm gelirleri ile giderleri arasındaki farktan oluşan net seyahat gelirleri olan 17.0 milyar doların ve diğer net hizmet gelirlerinin olumlu katkısına rağmen, ithalattaki artışın sonucu 11 aylık cari açık 39.3 milyar dolar oldu. 2016’nın ilk 11 ayında cari açık 28.6 milyar dolardı. Bir yılda net mal dengesi (dış ticaret açığı) % 39.7 artınca, cari açık da % 37.4 oranında büyüdü.

Üretim ‘bağımlı’

İthalat artışının arkasında, tarım ve sanayi sektörlerinde üretimin ithalata bağımlı hale gelmesi var. Üretimde ithal girdilerin yüksek olması var.

İthalata bağımlı hale gelen tarımdaki ve sanayideki üretim yapımız değişmedikçe, ithalat artışı ihracatın önünde koşacak. Cari açık büyüyecek. Tarım ve sanayi üretiminde ithal girdi payını azaltmanın yolu, hızla ithal ikamesine (ithal edilen ham madde ve girdilerin içeride üretilmesine) geçmek zorundayız. Bunu gerçekleştirebilirsek, ihraç ürünlerinde katma değer artışını da sağlamış oluruz.

Ama bu kendi kendine olmaz. Üretimde, ciddi bir uzun vadeli yeniden yapılanma stratejisine dayalı yıllık programlarla gerçekleşebilir. Böyle bir strateji belgesini, buna dayalı kalkınma planları ve programlarını devlet hazırlayabilir.

Haberin Devamı

Ülkeler, cari açıklarının milli gelire göre büyüklüğüne göre “risk sıralamasına” konuluyor. 2016’da cari açık milli gelirin % 5.4’ü büyüklüğe ulaşacak. Ekonomileri bizimkine benzer ülkeler arasında en yüksek cari açık oranına sahibiz.

Çok harcıyoruz...

Biz çok yatırım yapıyoruz da cari açık büyüyor kandırmacısından kurtulmak zorundayız. Biz çok yatırım yaptığımızdan değil, ürettiğimizden çok tükettiğimizden cari açık veriyoruz.

2017’de üretimimiz 100. Yatırım ve tüketimimiz 105.4 olacak. Biz yıllardır % 3 - 5 dolayında büyümek için 100 milli gelirin 20 - 25’ini yatırıma yönlendiriyoruz. Kalan 75 - 80’ini tüketecek yerde 80 - 85’ini tüketiyoruz. Böylece tüketim ve yatırım toplamı 105’e ulaşıyor. Milli gelirin % 5 dolayında üzerine çıkıyor.

İşte tüketim ve yatırım toplamı olarak ürettiğimizden fazla yaptığımız harcamayı karşılamak için dışarıdan borçlanıyoruz. Bu fazla harcama “Cari Açık” oluşturuyor.

Harcamanın anası tüketim. Danası yatırım. Harcamayı artıran yatırım değil tüketim. Gerçekçi olalım. Cari açığı küçültmenin tek yolu tüketimi sınırlamak. Bu tüketim yapısı ile, bu üretim yapısı ile cari açık sorunu devam eder. Cari açık kendiliğinden küçülemez.

Haberin Devamı

GELİR ‘100’ AMA HARCAMA ‘105.4’

Sıcak paraya bağımlıyız

Dünyada yüzer-gezer para çok. Bu para yüksek getirisi olan ülkelerde hemen girme-çıkma imkânı olan yatırımlara yöneliyor. Buna “Sıcak Para” deniliyor. Sıcak para faize, borsaya, dövizde istikrara ve ülke riskine bakıyor. Bizde faiz yüksek. Borsa kazandırıyor. Dövizde kısa dönemde pek büyük oynama olmuyor. Ülke riski var ama, bugüne kadar ana para ve faiz ödemesinde sorun yaşanmadı. Bu tabloda cari açığımızı bugüne kadar sıcak para ile finanse ettik.

2016’nın ilk 11 ayı cari açık 28.6 milyar dolarken sermaye hareketi ve nereden geldiği belli olmayan dövizlerle 36.4 milyar dolar döviz girişi oldu. Döviz girişi açıktan 7.7 milyar dolar fazlaydı. 2017’de 39.3 milyar dolar açığa karşı ülkeye toplam 39.9 milyar dolar döviz girdi. Döviz girişi açıktan sadece 584 milyon daha fazla.

Açık rakamından daha fazla döviz girişi olunca piyasada döviz bulunuyor. Toplam döviz girişi önemli ama cari açığı finanse etmek için giriş yapan dövizin ne amaçla geldiği de önemli.

2017’nin ilk 11 ayı 39.9 milyar döviz girişinin 7.4 milyar doları net doğrudan yatırım, 23.9 milyar dolar borsa ve bono için gelen döviz, 6.2 milyar dolar kredi olarak gelen döviz, 2.2 milyar dolar da nereden geldiği belli olmayan döviz.

Sonuç: Cari açık rakamlarını sadece “indi-bindi” diye izlemek yerine, cari açığın neden büyüdüğünü değerlendirmeliyiz. Cari açıktaki büyümeyi yavaşlatmak için ekonomide tekrar frene basılamayacağına göre, cari açığın finansmanını sağlayacak döviz akımının artmasına çalışılacaktır. Bu yüksek faiz politikasını zorunlu kılar.