Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları

Kaç gündür, birinin şu Sait’e “dur” demesini bekledim.
Nihayet o kişi; AK Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül oldu.
Şengül, “Biz özel hayata karışmayız. İşte İstanbul” demek için seçkin 50 İzmirliyi ünlü gece kulüpleri Reina, Locca, Çiçek Pasajı; kısacası bar-disko ve pavyonlarına götüreceğini söyleyen AK Partili Rıfat Sait’e ağzının payını verdi:
“AK Parti’nin gerek Cumhuriyet gerek bireysel hak ve özgürlükler noktasında kendini anlatmaya ve bu noktada meyhane meyhane gezmeye asla ihtiyacı yoktur, olamaz...”

Bir çift laf da ben etmek istiyorum:
“Hocam be; yanlış meslek seçmişsin.
Kötü bir milletvekili olacağına, iyi ve mükemmel bir tiyatrocu olurdun.
İstersen bunu bir düşün haaaaaa...”

Ümit Yaldız sitesinde doğru yazmış.
Gerçekten de;
İzmirlilerle, İzmirlinin siyasal ve özel yaşam tercihiyle, Melih Gökçek bile bu kadar alay etmemiş, ülkenin en aydınlık yüzü olan İzmir’i bu kadar aşağılamamıştı.
Sait, İzmirlileri hiç hak etmedikleri biçimde suçladı; hepimizi “alemci”, “balık-rakı” ve “bar-pavyon” düşkünü yaptı.
Ne yani; bunlar halledilirse İzmirlinin siyasi tercihi değişecek; öyle mi?
Gerçekten böyle mi düşünüyor?
İzmir’i bu kadar hafife alanların bir daha bu kentte siyaset yapma şanslarının olacağını sanmıyorum.
Yapmamalı...
Yaptırılmamalı...

Haberin Devamı

Bu da bizim Sandy!

ABD’yi sarsan, New York’u yıkıp-yakan Sandy Fırtınası, bizim İzmir’deki hastanelerde yaşanan tayin fırtınasının yanında, “devede kulak” gibi.
Sağlık Bakanlığı, yeni yasaya göre İzmir’e, eski Sağlık Müdürü gibi görev yapacak biri Kuzey, diğeri Güney olmak üzere iki hastane birliği genel sekreteri atadı.
Onlar da tıpkı; o burnunu oynatarak istediği her şeyi bir çırpıda yapan ünlü film kahramanı “Tatlı Cadı Sementa” gibi tüm hastanelerin başhekimlerini ve başhekim yardımcılarını değiştiriverdiler.
Neden?
Niçin?
........?

Bu başhekimler;
Başarısız ya da yeteneksiz mi?
Üçkağıtçı, hırsız, uğursuz mu?
Değilse, niçin tümünü değiştiriyor, yerine başkalarını atıyorsunuz?
Onu da bilen yok...

Akıl-sır ermiyor.
Adeta çocuk oyuncağı gibi; al birini-getir diğerini...
Göreceksiniz, hastanelerimizin çoğu yakın bir süreçte işlemez hale gelecek.
Çünkü bu birinci, ikinci değil, üçüncü değişim fırtınası.
İlki, “Bizden değiller” diye yapıldı.
İkinciler “onlardan”dı.
Bu üçüncüsü için; bakanlık bünyesinde başlatılan “Okyanus Ötesi” temizlik deniyor.
Oysa;
AK Parti’yi 2002-2007-2011 genel seçimlerinde “tek başına iktidara” taşıyan en büyük faktörlerden biri sağlık hizmetlerinde ve hastanelerde yapılan “devrim” gibi sistem yenilikleriydi.
Umarım, böylesine “baş döndürücü” değişimlerle iktidar kendi ayağına kurşun sıkmış olmaz...

Sağlıktaki Sandy Fırtınası’ndan etkilenmeyen, Sementa’nın hışmına uğramayan; yani başhekimlik koltuğunu koruyan bir doktor arkadaşım aradı.
Sorusu ilginçti:
Tecrübe ve liyakat bakkalda satılan bir şey midir?
Yanıtı da kendi verdi:
Değildir öyle değil mi?
Aksi olsaydı, her sabah gidip bir-iki kilo tart der, satın alırdık.
Bakanlık, tecrübeyi ve liyakatı, bakkalda satılan mal zannediyor.
İşini doğru yapanı alıp, ne yapacağı bilenmeyeni atamak, başka nasıl izah edilir ki?